
Esas No: 2013/2910
Karar No: 2013/4579
Karar Tarihi: 26.03.2013
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2013/2910 Esas 2013/4579 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 26.11.2012 gün ve 2012/11698-13680 sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davalı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ve asli müdahiller, davalı ... Belediyesine ait 5642 parsel sayılı taşınmazın, murisleri ... tarafından ihale sonucu satın alınıp bedeli ödendiği halde tescil taleplerinin reddedildiğini belirterek tapu iptali ve tescil talebinde bulunmuşlardır.
Davalı, 775 sayılı yasaya göre işlem yapma yetkisinin Büyükşehir Belediye Başkanlığına ait olduğunu, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, 5642 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı ve asli müdahiller adına tesciline karar verilmiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 26.11.2012 tarihli 2012/11698 Esas, 2012/13680 sayılı kararı ile onanmasına karar verilmiştir.
Davalı vekili bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Davacı ve asli müdahiller murisleri olan ... mirasçıları olarak taşınmazın tapusunun iptali ve tescili talebinde bulunmuşlardır. O halde dava konusu 5642 parsel sayılı taşınmaz elbirliği mülkiyet rejimine tabi olup ... mirasçıları arasında ortaklık bağı vardır. Bu kişiler mirasçı sıfatı ile bir mala veya hakka birlikte malik olmak durumundadır.
Elbirliği mülkiyetinde malikler mülkiyet payını ayırmadığından eşya üzerinde paydaş değil, ortaktır. Türk Medeni Kanununun 701-703 maddeleri uyarınca bu tür mülkiyetin (ortaklığın) tüzel kişiliği bulunmadığından ortaklardan her birinin eşya üzerinde doğrudan bir hakkı da yoktur. Bu anlatımın doğal sonucu olarak da mülkiyet bütünüyle ortakların tümüne aittir. Yine bu tür mülkiyette işin özelliği gereği ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı vardır. Şayet davalı olacaklarsa davanın ortakların tümü aleyhine açılması gerekir. Medeni Kanunumuzda her bir ortağın tek başına dava açabileceği, ne var ki, açtığı bu davanın devam edebilmesi için öteki ortakların açılan davaya olur vermeleri ya da davanın miras şirketine atanacak temsilci aracılığı ile sürdürülebileceği kural olarak benimsendiğinden ve dava ehliyetinin varlığı mahkemece re"sen araştırılması gereken hususlar arasında bulunduğundan davaya katılmayan ortakların olurları alınmaksızın veya Türk Medeni Kanununun 640. Maddesi uyarınca miras şirketine atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülebileceği gözardı edilerek çekişmenin esasının incelenip davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır. Dosya içerisinde muris ..."a ait veraset ilamı bulunmamaktadır. Buna göre, murise ait veraset ilamı getirtilmeli, taraf teşkilinin sağlanıp sağlanmadığı denetlendikten sonra bir karar verilmelidir.
Bu defa yapılan incelemede yerinde görülen karar düzeltme isteminin kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Davalı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 26.11.2012 tarihli ve 2012/11698-13680 sayılı onama ilamının KALDIRILMASINA, hükmün yukarıda belirtilen nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 26.03.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.