8. Hukuk Dairesi 2011/825 E. , 2011/5287 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tescil
... ile Hazine ve İriağaç Köyü Tüzel Kişiliği aralarındaki tescil davasının kısmen kabulüne dair ... Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 21.12.2010 gün ve 128/407 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı dava dilekçesinde; 157 ve 176 parsel sayılı taşınmazları tapu maliklerinden satın aldığını, mevkii ve sınırlarını açıkladığı taşınmazla birlikte satın aldığı 157 ve 176 sayılı parsellerin toplam miktarı 6150 m2 olması gerekirken, her ikisinin toplamının 4600 m2 olduğunu, eksik yer yazıldığını açıklayarak eksik yazılan yerin adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine vekili, 10.08.2010 tarihli yargılama oturumunda, davanın reddine ve dava konusu yerin Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... Tüzel Kişiliğine yöntemine uygun biçimde dava dilekçesi tebliğ edilmesine karşın yargılama oturumlarına katılmamıştır.
Mahkemece, teknik bilirkişi ... ve arkadaşının dosyaya sunduğu rapora ekli krokide B harfiyle gösterilen 701.24 m2"lik taşınmaz bakımından davanın kabulüne, A harfiyle gösterilen yerin 156 sayılı parsel içerisinde kalması ve davacının bundan feragat etmesi nedeniyle reddine karar verilmesi üzerine; hükmün kabule ilişkin bölümü, Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik hukuki sebebine dayalı olarak TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14.maddesi gereğince açılan tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş ise de, bu yöndeki görüşüne katılma olanağı bulunmamaktadır. Davacı, tescili istenen taşınmazın batısında yer alan 157 ve 176 sayılı parselleri 16.03.2007 tarihinde tapuda yapılan satış ve devirle satın aldığı dosya arasında bulunan tapu kayıtları ile dava dilekçesi kapsamından anlaşılmaktadır. Her ne kadar teknik bilirkişi raporunda davacının satın aldığı taşınmazların doğusundan geçen kadim ark ve ..."nı göstermemiş ise de, dosya arasında bulunan çaplı tasarruf vesikası fotokopisinden 157 ve 176 sayılı parsellerin doğusunda kadim ark ve ondan sonra ..."nın geçtiği görülmektedir. Davacı da dava dilekçesinde taşınmazın sınırlarını belirlerken doğusunda kadim ark, batısında 174, kuzeyinde 156 ve güneyinde kendisine ait 176 sayılı parsellerin sınır olduğunu açıklamıştır. Görüldüğü gibi satın alınan taşınmazların doğusunda kadim ark olduğu davacı tarafından da kabul edilmektedir. Mahkemece kadim ark göz ardı edilerek tescili istenen bölümle birlikte tescile karar verilmesi doğru olmadığı gibi davacı 157 ve176 sayılı parselleri çap kaydına dayalı olarak satın aldığına göre TMK.nun 719. maddesi uyarınca satın aldığı şahsi hakkı, çapın sınırları ve miktarı ile geçerlidir. Bu parsellerin doğusunda arktan sonra gelen ve kadastro dışı olarak nitelendirilen krokide B harfiyle gösterilen taşınmaz bölümü ile ilgili olarak 157 ve 176 parsel sayılı taşınmazların kayıt maliklerinden dava hakkını devraldığına yönelik bilgi ve belgeye de rastlanılmamıştır. Daha açıkçası krokide B harfiyle gösterilen yerin ..."nın çay yatağı olduğu ve buradan elde edildiği çaplı tasarruf vesikası krokisi ile sabittir. Davacının B ile gösterilen yer üzerindeki zilyetliğinin en erken 157 ve 176 sayılı parselleri satın aldığı 16.03.2007 tarihinden itibaren başladığının kabulü gerekmektedir. Bu tarihten dava tarihine kadar davacının taşınmaz üzerinde sürdürdüğü zilyetliği 20 yılı doldurmadığı gibi esasen taşınmazın ... yatağı ya da taşkın sahası içinde kalması nedeniyle nitelik itibariyle de kazanmaya elverişli yerlerden olmadığı anlaşılmaktadır. Davanın açıklanan nedenlerle reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırıdır.
Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazların bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla HUMK.nun 428 maddesi uyarınca BOZULMASINA, 20.10.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.