Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/1197
Karar No: 2011/5361
Karar Tarihi: 24.10.2011

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2011/1197 Esas 2011/5361 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2011/1197 E.  ,  2011/5361 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tescil

    ... ile Hazine, DSİ Genel Müdürlüğü ve Kıraç Köyü Tüzel Kişiliği aralarındaki tescil davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 12.10.2010 gün ve 243/323 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi Hazine vekili ile DSİ Genel Müdürlüğü vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı vekili, dava dilekçesinde; mevkii ve sınırlarını açıkladığı 4 ve 12 dönümlük 2 parça taşınmazın 1970 yılından beri nizasız ve fasılasız malik sıfatıyla vekil edeninin zilyet ve tasarrufunda bulunduğunu, Hazine ve üçüncü kişilerle bir ilgisinin bulunmadığını açıklayarak, dava konusu taşınmazların vekil edeni adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı Hazine vekili, tescil tarihinden itibaren 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, dava konusu yerin çay yatağı olarak tespit dışı bırakıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Davalı ... Genel Müdürlüğü vekili ise, taşınmazın yedek sulama yeri ve tahliye yolu olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
    Davalı ... Tüzel Kişiliğine dava dilekçesi tebliğ edilmesine karşın yargılama oturumlarına katılmamıştır.
    Mahkemece, teknik bilirkişi...’in 11.6.2007 tarihli krokisinde B harfi ile gösterilen 8846 m2’lik bağ, aynı krokide C harfi ile belirlenen 14715 m2’lik bahçe, D harfiyle işaretli 5783 m2’lik ev ve bahçe, F harfi ile ifade edilen 10656 m2 bahçe niteliğindeki yerlerin ayrı ayrı davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, krokide G harfi ile gösterilen yer bakımından davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Hazine ve DSİ Genel Müdürlüğü vekilleri tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
    Dava kazanmayı sağlayan zilyetlik, muristen intikal, paylaşım ve imar-ihya hukuksal sebeplerine dayalı olarak TMK.nun 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14 ve 17. maddeleri gereğince açılan tescil isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. ...Kadastro Müdürlüğünün 9.3.2010 tarih ve 323 sayılı karşılık yazılarında; 1956 yılında yapılan tapulama çalışmaları sırasında dava konusu yerin tapulama harici bırakıldığı anlaşılmıştır. Hazine vekili ise, dava konusu yerin “dere yatağı” olarak tespit dışı bırakıldığını savunmuştur. Yerel mahkemenin 11.12.2007 tarihli hükmünün temyiz edilmesi üzerine Dairenin 14.4.2008 tarih ve 2008/1441 Esas, 2008/2085 Karar sayılı ilamı ile araştırmaya yönelik olarak bozma sevk edilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karşın bozma gereğini tam olarak yerine getirmemiştir. Mahkemece bozma ilamına uyulduktan sonra bozma ilamı çerçevesinde araştırma ve inceleme yapması zorunlu hale gelir. Çünkü bozma ilamına uyulmakla taraf yararına usulü kazanılmış hak doğar. Bu ilkenin göz ardı edilmesi düşünülemez.
    Bozma sonrası yapılan keşif sonucu jeoloji yüksek mühendisi ...ve arkadaşları tarafından ortaklaşa sunulan 28.5.2010 tarihli raporlarında; 1958 tarihli 1/25000 ölçekli topoğrafik harita ile 1972 tarihli hava fotoğrafının üzerinde dava konusu yerin “dere” olarak belirtildiği ve söz konusu “dere yatağının” süreç içerisinde mevsimsel şartlara bağlı olarak dolması sonucu ya da vatandaşlarca ıslahı ile güncel durumunu aldığı açıklanmıştır. Yukarıdaki açıklamalar ve uzman bilirkişilerin açıklanan raporundaki bilgiler gözönünde tutulduğunda; dava konusu taşınmazın imar ve ihyaya muhtaç yerlerden olduğunun kabulü gerekir. Bu nedenle 3402 sayılı Kadastro Kanununun 17. maddesinde imar-ihya için aranan tüm olumlu ve olumsuz koşulların araştırılıp belirlenmesi zorunludur. Uzman bilirkişiler topoğrafik harita ile hava fotoğrafının keşifte uygulanmasından söz etmediklerine göre, sadece üzerinde yapılan incelemeden söz ederek sonuç çıkardıkları anlaşılmaktadır. Kaldı ki, 1958 tarihli topoğrafik harita, çok eski olup uyuşmazlığın çözümünde gözönünde tutulamaz. 1972 tarihli hava fotoğrafı ise tek başına somut olayı çözüme kavuşturmakta yeterli görülmemektedir.
    O halde, davanın açıldığı 8.8.2005 tarihinden en az 20 yıl öncesine ait (1975-1985 yılları arası) iki ayrı zamanda çekilmiş hava fotoğraflarının bulundukları yerlerden getirtilerek dosya arasına konulması, uzman jeodezi ve fotoğrametri mühendisi aracılığıyla hava fotoğraflarının yeniden yapılacak keşifte uygulanması, dava konusu taşınmaz bölümlerinin hava fotoğraflarının fotokopileri üzerinde işaretlenmesi ve denetim bakımından dosya arasına konulması, hava fotoğraflarının stereoskopik aletle üç boyutlu olarak incelemeye tabi tutulması ve çekildikleri tarihe göre dava konusu edilen taşınmaz bölümlerinin imar ve ihya edilip kültür arazisi haline getirilip getirilmediği, imar ve ihyanın yaklaşık hangi tarihte tamamlandığı hususlarında tarafların ve Yargıtay’ın denetimine açık gerekçeli raporun uzman bilirkişiden alınması, yerel bilirkişi ve tanıkların HMK.nun 243 ve 244. maddeleri gereğince davetiye ile keşif yerine çağrılmaları, uyuşmazlığın taşınmazlara ilişkin bulunması nedeniyle yerel bilirkişi ve tanıkların HMK.nun 259/2. ve HMK.nun 290/2. maddeleri gereğince keşif yerinde dinlenilmeleri, kabul edilen taşınmaz bölümlerinin davacı tarafından hangi tarihte imar-ihyasına başladığı, imar ve ihyayı ne şekilde sürdürdüğü ve hangi tarihte tamamlandıkları hususlarının yerel bilirkişi ve tanıklardan sorularak açıklığa kavuşturulması, DSİ tarafından dava konusu yerin sulama kanalı ve tahliye yolu olduğunu ileri sürdüğüne göre buna ilişkin bilgi ve belgeler ile varsa kamulaştırma haritasının DSİ ilgili Bölge Müdürlüğünden getirtilerek keşifte uygulanması ve uyuşmazlığın çözümünde gözönünde tutulması, taşınmazın niteliği konusunda hiçbir duraksamaya yer vermeyecek şekilde gerekli araştırma ve incelemenin yapılması, imar ve ihyanın tamamlandığı tarihten dava tarihine kadar 20 yıllık kazanma süresinin dolup dolmadığının hesaplanması, beyanlar arasında çelişki bulunduğu taktirde HMK.nun 261. maddesi gereğince aykırılığın giderilmesi, ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme sonucu hüküm kurulmuş bulunması yerinde değildir.
    Kabul şekline göre de hüküm fıkrasında; “Reddedilen kısım ve harçlandırılan dava değeri göz önüne alınarak 1239 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı Hazineye verilmesi” şeklinde kurulan hüküm doğru bulunmamaktadır. Davada davalı olarak aynı zamanda DSİ Genel Müdürlüğü de yer almış olup, Hazine ve anılan genel müdürlük ayrı ayrı vekille temsil edilmişlerdir. Ret ve kabul sebepleri aynı olduğundan sözü edilen her iki davalı bakımından tek vekalet ücreti taktir edilir ve iki tarafa verilmesine karar verilmesi gerekir. Sadece davacıdan alınarak Hazineye verilmesi biçimindeki hüküm bu bakımdan usul ve kanuna aykırıdır.
    Davalı Hazine ve DSİ Genel Müdürlüğü vekillerinin temyiz itirazları bu bakımlardan yerinde olduğundan kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA 24.10.2011tarihinde oybirliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi