Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/7122
Karar No: 2011/5363
Karar Tarihi: 24.10.2011

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2010/7122 Esas 2011/5363 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2010/7122 E.  ,  2011/5363 K.
  • TENFIZ
  • MAL REJIMININ SONA ERMESI
  • MİLLETLERARASI ÖZEL HUKUK VE USUL HUKUKU HAKKINDA KANUN (5718) Madde 58
  • MİLLETLERARASI ÖZEL HUKUK VE USUL HUKUKU HAKKINDA KANUN (5718) Madde 50

"İçtihat Metni"

ÖZET: YABANCI MAHKEMELERDEN HUKUK DAVALARINA İLİŞKİN OLARAK VERİLMİŞ VE O DEVLET KANUNLARINA GÖRE KESİNLEŞMİŞ BU­LUNAN KARARLARIN TÜRKİYE’DE İCRA OLUNABİLMESİ YETKİLİ TÜRK MAHKEMESİ TARAFINDAN TENFİZ KARARI VERİLMESİNE BAĞLIDIR. AYRICA, YABANCI MAHKEME İLAMININ KESİN DELİL VE KESİN HÜKÜM OLARAK KABUL EDİLEBİLMESİ İÇİN, YABANCI İLAMIN TENFİZ KOŞULLARINI TA­ŞIDIĞININ MAHKEMECE TESPİTİ GEREKİR. TENFİZ KARARI SADECE YENİLİK DOĞURUCU BİR HÜKÜMDÜR. TÜRK HUKUKUNA GÖRE, YABANCI BİR MAHKEME HÜKMÜNÜN TENFİZ EDİLEBİLMESİ İÇİN, BU MAHKEME HÜK­MÜNÜN VERİLDİĞİ ÜLKE HUKUKUNA GÖRE KESİN VE İCRA EDİLEBİLİR OLMASI ŞARTTIR. ANCAK, YABANCI MAHKEME HÜKMÜ TÜRKİYE’DE İCRA EDİLEBİLİRLİK GÜCÜNE SADECE VE MÜNHASIRAN TÜRK HUKUKUNA GÖRE VERİLEN BİR TENFİZ KARARIYLA SAHİP OLABİLECEĞİNDEN, TARAFLARIN BOŞANMALARINA İLİŞKİN BULUNAN YABANCI MAHKEME KARARININ YETKİLİ VE GÖREVLİ TÜRK MAHKEMESİ TARAFINDAN TENFİZİNE KARAR VERİLDİĞİ İLERİ SÜRÜLÜP KANITLANMADIĞI GİBİ BU KONUDA AÇILMIŞ BİR DAVA DA OLMADIĞINDAN, DAVANIN GÖRÜLEBİLİRLİK KOŞULU OLAN MAL REJİMİNİN SONA ERMESİ SOMUT OLAYDA GERÇEKLEŞMEMİŞTİR. TARAF­LARIN EVLİLİĞİ TÜRK HUKUKU AÇISINDAN HALEN DEVAM ETMEKTE OL­DUĞUNDAN DAVANIN REDDİ GEREKİR.

Yurdagül ile Bayram aralarındaki tenfiz davasının kabulüne dair (Kadıköy Dördüncü Aile Mahkemesi)’nden verilen 06.04.2010 gün ve 658/315 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından sü­resinde istenilmiş olmakla dosya incelendi, gereği düşünüldü:

Davacı vekili, davalı ile vekil edeninin Avusturya Josefstadt İlçe Mah­kemesi’nin 04.12.2003 tarihinde kesinleşen kararı ile boşandıklarını, daha sonra aynı mahkemede vekil edeni tarafından açılan ve evlilik birliği içerisinde edinilen İ… K…’da 3076 ada 14 parseldeki taşınmaz ile 34 … 2696 plakalı Fiat Siena marka aracın mülkiyeti ve ayrıca 40.000 Euro tazminatın davalı kocadan alınarak davacı kadına verilmesinin istenildiği davada, İlçe Mahkemesinin27 C4/05b-85 sayılı kesinleşen hükmü ile tarafların evlilik birliği içerisinde edin­dikleri malların eşit katkıları ile alınmış olduğunun, bu nedenle eşit bölü­şülmesinin hakkaniyete uygun bulunduğunun belirlenmiş olması nedeniyle, vekil edenin katkısının somut delillerle ispat edildiğinden paylaşımın eşit oranda yapılması gerektiği yönündeki Avusturya Josefstadt İlçe Mahkemesi’nin27 C4/05b-85 sayılı kararının infazının sağlanması bakımından tenfizine karar verilmesini istemiştir.

Davalı vekili, davanın 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanun’un 54. maddesi hükmünde öngörülen mütekabiliyet şartını taşımadığını, yine aynı Yasa’nın 15. maddesinin 2. bendine göre, malların tasfiyesinde taşınmazlar için bulundukları ülke hukukunun uygu­lanması gerektiğini, bu hususun kamu düzeninin bir gereği olduğunu, kaldı ki tarafların Avusturya Josefstadt Mahkemesi’nden verilen boşanmalarına ilişkin hükmün tenfizinin yapılmadığı gibi, davacının dava konusu edilen malların edinilmesinde katkısının da bulunmadığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.

Mahkemece, davanın kabulü ile Avusturya Josefstadt Bölge Mah­kemesi’nin evlilik birliği içerisinde kazanılan malvarlığı ile tasarrufların pay­laşımına dair 13.06.2008 tefhim, 01.09.2008 kesinleşme tarihli kararının 5718 sayılı Kanun’un 50. maddesi hükmü uyarınca aynen tenfizine karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava, evlilik birliği içerisinde, Türkiye’deki mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde edinilen malların tasfiyesine ilişkin Avusturya Josefstadt İlçe Mahkemesi’nin27 C4/05b-85 sayılı Kararının infazının sağlanabilmesi bakı­mından anılan mahkeme kararının tenfizi isteğine ilişkindir.

Dosya arasında bulunan bilgi ve belgelere göre; tarafların 17.02.1959 tarihinde evlendikleri, evlendikleri tarihte her ikisinin de Türk vatandaşı oldukları, daha sonra Avusturya Josefstadt İlçe Mahkemesi’nin 13.10.2003 yılında açılan ve 04.12.2003 tarihinde kesinleşen kararı ile boşandıkları an­laşılmıştır. Yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak verilmiş ve o devlet kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan kararların Türkiye’de icra olunabilmesi yetkili Türk Mahkemesi tarafından tenfiz kararı verilmesine bağ­lıdır (5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanun m. 50). Bundan ayrı yabancı mahkeme ilamının kesin delil veya kesin hüküm olarak kabul edilebilmesi için, yabancı ilamın tenfiz koşullarını taşıdığının mahkemece tespiti gerekir (5718 s. MÖHUK m. 58). Tenfiz kararı sadece yenilik doğurucu (usuli) bir hükümdür. Türk Hukukuna göre, yabancı bir mahkeme hükmünün tenfiz edilebilmesi için, bu mahkeme hükmünün verildiği ülke hukukuna göre kesin ve icra edilebilir olması şarttır. Ancak, yabancı mahkeme hükmü Türkiye’de icra edilebilirlik gücüne sadece ve münhasıran Türk Hukukuna göre verilen bir tenfiz kararıyla sahip olabilir.

Davacı, Yurdagül ve davalı Bayram Bakanlar Kurulu’nun 27.10.1998 gün ve 1998/12036 sayılı kararı ile; 403 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu’nun 20. maddesi uyarınca izinle Türk vatandaşlığından çıkmışlardır. Ancak, davacı Yurdagül, Bakanlar Kurulu’nun 14.12.2000 gün ve 2000/1818 sayılı kararı ile tekrar Türk vatandaşlığına alınmış olup, aynı zamanda Almanya vatandaşı olduğunun dosya arasında bulunan nüfus aile kayıt tablosundan anlaşıldığı ve halen davalı Bayram’la evli olduğu görülmüştür.

Her ne kadar Avusturya Josefstadt Mahkemesi’nin verdiği boşanma kararı 04.12.2003 tarihinde kesinleşmiş ve verildiği ülkede kesin delil ve kesin hüküm olarak kabulü sonucunu doğurabilmekte ise de, kararın Türkiye’de uygulanabilmesi ancak bir tenfiz kararı verilmesi halinde mümkün olabilecektir (MÖHUK m. 50). Ne var ki ortada tenfiz edilmiş bir karar söz konusu değildir. Bu husus eldeki davanın görülebilmesinin ön koşulunu oluşturmaktadır. Çünkü davacı Yurdagül aynı zamanda Türk vatandaşıdır. Saptanan bu hukuki ve somut olgular karşısında tarafların boşanmalarına ilişkin bulunan yabancı mahkeme kararının yetkili ve görevli Türk Mahkemesi tarafından tenfizine karar verildiği ileri sürülüp kanıtlanmadığı gibi bu konuda açılmış bir dava da söz konusu olmadığına göre, davanın görülebilirlik koşulu olan mal rejiminin sona ermesi somut olayda gerçekleşmemiştir. Yabancı mahkemece verilen boşanma kararı yetkili Türk Mahkemesince tanıma veya tenfiz kararı verildiği takdirde Türk Hukuku bakımından hukuki sonuç doğurur.·Yabancı kararla ilgili tanıma veya tenfiz kararı verilmedikçe veya bu yönde açılan dava reddedildiği takdirde o karar, Türkiye’de Türk Hukuk Sistemi açısından hukuki sonuç doğurmaz ve taraflar boşanmış sayılmazlar. O halde tarafların evliliği Türk Hukuku açısından halen devam etmekte olduğundan davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.

Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile usul ve yasaya aykırı bulunan hükmün 6100 sayılı HMK’nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nın 428. maddesi uyarınca (BO­ZULMASINA) ve peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine 24.10.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

 



Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi