Abaküs Yazılım
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/248
Karar No: 2021/1693
Karar Tarihi: 06.10.2021

BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/248 Esas 2021/1693 Karar Sayılı İlamı

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/248 Esas
KARAR NO: 2021/1693
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/12/2018
NUMARASI: 2018/1650 2018/1717
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 06/10/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı sigorta şirketine ZMMS Sigorta poliçesi ile sigortalı olan davalıya ait ... plaka sayılı otobüsün, müvekilinin içerisinde yolcu olarak bulunduğu minibüse çarparak, yaralanarak malül kalmasına neden olduğunu, davalı sürücünün Tosya Asliye Ceza Mahkemesinde yargılanarak mahkum edildiğini, davalı sigorta şirketinin de ödeme yapmadığını, müvekilinin davalının neden olduğu trafik kazası sonucu uğradığı maluliyeti nedeni ile fazlaya ait hakları sakları tutularak 12.000,00 TL maluliyet tazminatı ile, 958,00 TL sağlık gideri harcaması olmak üzere toplam 12.958,00 TL'nin kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken müteselsilen tahsil edilerek müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiştir.
ISLAH:Davacı vekilinin 24/06/2016 tarihli ıslah dilekçesiyle; müvekkilin maluliyet nedeniyle maddi tazminat talebini 25.469,70 TL'ye ıslah ettiklerini, avans faiziyle birlikte tahsilini talep ettiklerini, davalı sigorta şirketi tarafından davanın açılmasına sebebiyet verilmesi ve yargılama sırasında müvekkilinin banka hesabına 55.367,00 TL ödeme yapılması nedeniyle davacı lehine vekalet ücretine karar verilerek davalı sigorta şirketinden tahsilini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; ceza yargılamasındaki kusur oranlarını kabul etmediklerini, davacının gerçek maluliyet oranının tespit edilmediğini, bu nedenle davacının gerçek zararına ilişkin somut kazanç kaybının tespit edilmesi gerektiğini, davacıya SGK ödemesi yapılıp yapılmadığının araştırılmasını, davacıya diğer davalı ... Sigorta A.Ş tarafından 27/02/2013 tarihinde 55.367,00 Tl ödeme yapılmış olduğundan davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Davalı ... Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; Davaya konu 20/06/2007 tarihinde kaza yapan ... plakalı aracın müvekkili şirkete trafik ZMMS - Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu müvekkilinin sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, müvekkili şirketin temerrüde düşürülmediğini, sigorta yükümlülüğüne ilişkin tam ve eksik teslim edilmediğinden ödeme süresinin başlamadığını, davacının maluliyetinin Adli Tıp Kurumu raporu ile belgelenmesi gerektiğini belirterek; davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
MAHKEME KARARI: Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 07/11/2016 tarihli 2012/626 Esas 2016/1177 Karar sayılı kararıyla; davacının ödenmeyen 25.469,70 TL tazminat alacağının 01/07/2016 hesaplama tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalı şirket yönünden poliçe limitiyle sınırlı olarak davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, sağlık gideri yönünden fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. Davalı ... vekili ile davalı ... Sigorta AŞ vekilinin istinaf dilekçeleri ibraz ettikleri anlaşılmıştır.
DAİREMİZ KARARI: Dairemizin 23/11/2018 tarihli 2017/3016 Esas-2018/2519 Karar sayılı kararıyla;davalı taraf vekillerinin diğer istinaf sebepleri şimdilik incelenmeksizin, istinaf taleplerinin usul yönünden kabulü ile, ilk derece mahkeme kararının kaldırılarak, yukarıda belirtilen şekilde inceleme yapılıp, harç eksiği tamamlandıktan sonra dosya kapsamına göre bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir. Davacı tarafın 07/12/2018 tarihinde 5,75 TL tamamlama harcı yatırdığı anlaşılmıştır.
MAHKEME KARARI;Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 24.12.20218 tarihli 2018/1650 E. - 2018/1717 K.sayılı kararıyla; "...Davanın kısmen kabulü ile 25.469,70 TL tazminatın 01/07/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, Davalı ... Sigorta A.Ş. Tazminat sorumluluğunun bakiye poliçe limiti olan 4.632,61 TL ile sınırlı tutulmasına, Fazlaya ilişkin talebin reddine," karar verildiği görülmüştür.
İSTİNAF BAŞVURULARI: Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; tedavi giderlerine ilişkin taleplerinin reddinin doğru olmadığını, müvekkilinin tedavi giderlerinden dolayı talebin reddine karar verilmişse de, kazanın 20.06.2007 tarihinde meydana geldiğini, kaza tarihi itibarıyla tedavi giderlerinin SGK tarafından değil, trafik sigortaları tarafından karşılandığını, bilirkişi raporunda bahsedilen düzenleme 2011 tarihli olduğundan, tedavi giderlerinin davalıların sorumluluğunda olduğunu, davalı sigorta şirketinin sadece poliçe limiti olarak 4.632,61 TL'dan sorumlu tutulmasının doğru olmadığını, sigorta şirketinin yargılama sırasında davacıya 55.367,39 TL ödeme yaptığını, bilirkişinin aradan uzun zaman geçtikten sonra ödeme yapıldığından 20.06.2007 tarihinden itibaren talep faizi olan yasal faizle güncellendiğinden, toplam zararın karşılanmadığını belirterek davacının toplam zararını 25.469,70 TL olarak hesapladığını, her ne kadar davalı sigorta şirketinin poliçe limiti 60.000 TL olsa da, davacının tüm tazminat alacağından davalı sigorta şirketinin de sorumlu tutularak, davalı sigorta şirketi tarafından 25.02.2013 tarihinde ödenen 55.367,39 TL üzerinden yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini beyanla istinaf sebeplerinde belirttikleri hususlarda kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı ... vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; mahkemenin talep etmelerine rağmen kusur incelemesi yapmadığını, ceza yargılamasındaki kusur oranlarını kabul ettiğini, kazada yaralanan davacının emniyet kemeri takmamış olmasının yaralanması ile arasında illiyet bağının bulunmasının kendisinin de kusuru olduğunu göstereceğini, davacının somut kazanç kaybının bulunmadığını, varsa gelir kaybının SGK ve Vergi kayıtları doğrultusunda belirlenmesi gerektiğini, davalı sigorta şirketinin ZMMS poliçesi ile geç ödeme sebebiyle oluşan faiz miktarından, limiti aşsa bile geç ödeme sebebiyle sorumlu olduğunu, beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLER: Davalı ... Sigorta'nın 13.06.2014 tarihli yazı cevabında, sigorta şirketi tarafından davacıya "daimi sakatlık talebine" istinaden 25/02/2013 tarihinde 55.367,39 Tl tazminat ödemesi yapıldığı ve ... tarafından imzalanan 05/02/2013 tarihli ibranamenin gönderildiği, ...'nın ibranameyi ödeme yapılan kısım için verdiğini, fazlaya ilişkin haklarını saklı tuttuğunu beyan ettiği görülmüştür. İlk derece mahkemesi tarafından Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu'ndan alınan 18/01/2016 tarihli 980 sayılı raporda; davacının 20/06/2007 tarihinde geçirdiği trafik kazasında % 14,1 oranında meslekte kazanma gücünü kaybettiğini, iyileşme ve iş göremezlik süresinin 6 aya kadar uzayabileceğinin tespit edildiği görülmüştür. İlk derece mahkemesi tarafından alınan 04/06/2016 tarihli aktüerya raporunda; davacının net zararının 53.760,40 TL olduğunu, davalının 27/02/2013 tarihinde yaptığı 55.367,39 TL ödeme sebebiyle 01/07/2016 tarihi itibariyla yıllık % 9 faiz oranı güncellenmesi sonucunda davacının zarar ve tazminat miktarının 97.478,65 TL olduğu, ödemenin güncellenmesi sonucunda 72.008,95 TL olduğu, aradaki farkın 25.469,70 TL olduğu beyan edilmiştir. Davanın 12.000,00TL maluliyet tazminatı ve 958,00TL sağlık gideri harcamasının tahsili talebi ile açıldığı, davacı vekilinin 24/06/2016 tarihli ıslah dilekçesiyle müvekkilinin maluliyeti nedeniyle maddi tazminat talebini 25.469,70 TL'ye ıslah ettiği, ilk derece mahkemesinin davanın başında 38,50 TL peşin harç ile yargılama sırasında 46,10TL ıslah harcı aldığı, Dairemizin kararı ile noksan harcın tamamlatılarak yargılamaya devam edilmesi için dosyanın mahkemesine iadesinden sonra davacı vekilinin 5,75 TL tamamlama harcı yatırdığı görülmüştür.
GEREKÇE: Trafik kazasından kaynaklanan maluliyet tazminatı ve sağlık gideri harcamasının tahsili talepli alacak davasında, ilk derece mahkemesince; davacının ödenmeyen 25.469,70 TL tazminat alacağının 01/07/2016 hesaplama tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalı şirket yönünden poliçe limitiyle sınırlı olarak davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, sağlık gideri yönünden fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, Dairemizin 23/11/2018 tarihli 2017/3016 Esas-2018/2519 Karar sayılı kararıyla nispi karar ve ilam harcının tamamlatılarak yargılamaya devam edilmesi yönünden mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. Dosyanın mahkemesine gönderilmesinden sonra davacı vekili tarafından 07/12/2018 tarihinde 5,75 TL tamamlama harcı yatırılmış, mahkemece önceki hükmün değiştirilmesine yer olmadığı açıklanarak aynı şekilde hüküm kurulmuştur. Davacı vekilinin istinaf sebeplerinin incelenmesinde; tedavi giderlerinin reddi kararının yerinde olmadığını ileri sürmüşse de, tedavi giderlerine ilişkin davacının talebinin 985,00 TL olduğu ve hüküm tarihi olan 2018 yılı itibarıyla HMK 341/2 maddesi gereğince 3.560 TL istinaf kesinlik sınırının altında bulunduğundan tedavi giderlerine ilişkin istinaf başvurusunun usulden reddi gerekmiştir. Davacı vekilinin diğer istinaf sebebinde, davalı sigorta şirketinin poliçe limiti 60.000 TL olsa dahi, geç ödeme yaptığından zararın tamamından sigorta şirketinin sorumlu tutulması gerektiği ileri sürülmüşse de; 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu 99/1 maddesi ve ZMMS Genel Şartları hükümlerine göre, sigortacının sorumluluğunun sigorta poliçesi limiti dahilinde olduğunun düzenlendiği, mahkemece alınan bilirkişi raporu ile, davalı sigorta şirketi tarafından yapılan ödeme miktarı ve ödeme tarihi dikkate alınarak davacının zararının hesaplandığı, ödeme düşüldükten sonra karşılanmadığı tespit edilen 25.469,70 TL tazminat alacağından, davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun sigorta limiti ile sınırlı olacak şekilde belirlenmesinin usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmıştır. Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde, yargılama sırasında sigorta şirketi tarafından yapılan ödeme miktarı dikkate alınarak yargılama gideri ve vekalet ücreti taktirine karar verilmesi talep edilmişse de, ödeme tarihinde harca esas dava değerinin, maluliyet tazminatı yönünden 12.000 TL olduğu, ödemenin ıslah talebinden önce yapıldığı ve mahkemenin davalının haricen ödediği miktarı düşerek kalan kısım üzerinden davanın kabulüne karar verdiği göz önüne alınarak, haricen ödenen kısmın vekalet ücreti ve yargılama giderinde dikkate alınmaması yerinde olmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun incelenmesinde; mahkemenin Ceza Mahkemesinde alınan kusur raporu ile yetinildiğini, talepte bulunmalarına rağmen kusur raporu alınmadığını, ...'nın emniyet kemeri takmaması nedeniyle müterafık kusurunun bulunduğunu, tazminattan indirim yapılması gerektiğini ileri sürmüştür. Mahkemenin gerekçeli kararında, taşıyıcı davalının, muavin bulundurarak, yolcu olarak bulunan davacının emniyet kemeri takmasını sağlaması, uyarıya rağmen takmadığının anlaşılması halinde kusurlu kabul edilmesi gerektiğine yönelik gerekçesi somut olaya uygun değildir. Dosya kapsamında bulunan ceza Mahkemesi kararından davalı ...'ın kazanın oluşumunda kontrolsüzce sola dönüş yapması nedeniyle asli kusurlu olarak, davacı ...'nın yolcu olarak içinde bulunduğu minibüse çarpması nedeniyle yaralanmasına sebep olduğu, davalının, davacının içinde yolcu olarak bulunduğu minibüsün sürücüsü olmadığı anlaşılmıştır. Ancak mağdurun kusurunun, zararın meydana gelmesinde başlıca etken olması halinde zarar verenin sorumluluğunun kalkması sözkonusu olabileceği gibi belirlenen kusura göre zarar ve ziyandan indirim yapılması mümkün olduğundan, davacının yolcu olarak bulunduğu minibüste emniyet kemeri takmasının zorunlu olup olmadığı Dairemizce incelenmiştir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 78. maddesinde "belirli sürücülerin ve yolcuların, araçların sürülmesi sırasında koruyucu tertibat kullanmaları zorunludur... kullanma ve yolların özelliği gözetilerek hangi tip araçlarda sürücülerinin ve yolcularının şehiriçi ve şehirlerarası yollarda hangi şartlarda hangi koruyucu tertibatı kullanacakları ve koruyucuların nitelikleri ve nicelikleri ile emniyet kemerlerinin hangi araçlarda hangi tarihten itibaren kullanılacağı yönetmelikte belirtilir" düzenlemesi yapılmıştır. Koruyucu tertibatlar bakımından yollama yapılan Karayolları Trafik Yönetmeliği hükümlerine göre 01/01/1992 tarihinden itibaren "şehir içi yollarda ticari otomobil ve minibüsle yolcu taşımacılığı yapan araç sürücüleri hariç, otomobil ve otomobil gibi tescil işlemi gören arazi taşıtları ve minibüs gibi taşıtların sürücüleri ile ön koltuğunda oturan yolcularına" emniyet kemeri takma zorunluluğu getirilmiştir. 01/01/1998 tarihinden sonra üretilen minibüslerin arka koltuklarında, kamyon kamyonet, çekici ve şehirler arası otobüslerde emniyet kemeri kullanımı yönetmelik kararı ile zorunlu hale getirilmişse de; somut olayda; kaza tespit tutanağında davacının kaza sırasında aracın neresinde oturduğu, emniyet kemerinin takılı olup olmadığı hususuyla ilgili bir tespit yapılmadığı, ceza mahkemesi kararında ve dosya kapsamında bu husus ile ilgili bir tespit bulunmadığı, davacının tedavi evraklarından çarpmanın etkisiyle sol omuz, kaburga ve sol dizden yaralandığı, davalı tarafça ...'nın kaza sırasında şoför yayında yahut arka koltukta oturduğu ve emniyet kemeri takmaması nedeniyle zararın meydana geldiğinin ispatlanamadığı anlaşılmakla, davalı tarafın müterafık kusura ilişkin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Dosya kapsamından, ...'nın ev hanımı olduğu ve el işiyle geçimini sağladığı anlaşılmakla, cismani zarar nedeniyle sürekli işgücü kaybı tazminatı isteminde asgari ücretin esas alınmasında da usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir. HMK 297. Madde de, hükümde bulunması gereken hususlar tek tek sayılmıştır. Mahkemenin kararının gerekçesinde, davanın esası ve tarafların iddia ve savunmaları ile ilgili olmayan, Dairemizin geri çevirme kararının eleştirisinin yapıldığı bir kısım açıklamalara yer verildiği anlaşılıyorsa da; geri çevirme kararının adeta kişiselleştirilerek, gerekçeli kararda davanın esası ile ilgisi bulunmayan, bu tarz eleştiriler yapılması usul ve yasaya uygun değildir. Kaldı ki harcın eksik alındığı ve Dairemizin geri çevirme kararı üzerine tamamlandığı da sabittir. Dava açılırken nispi harcın Harçlar Kanunu'nda belirtilen nispetlerde alınması kamu düzeni ile ilgili olup resen incelenmesi gerektiğinden, harç eksikliğinin miktarının ise kuralın uygulanmasına etkisi bulunmadığından, mahkeme kararının gerekçesi eleştirilmekle yetinilmiştir. Mahkeme kararı sonuç olarak yerinde ise de, kararın davacının müterafık kusurunun bulunup bulunmadığına yönelik gerekçesi Dairemizce düzeltilmekle, davalı ... vekilinin istinaf isteminin kısmen kabul kısmen reddine, mahkeme kararının HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince kaldırılmasına, tarafların usuli kazanılmış hakları korunarak kararın aynen tekrarına karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Kararın gerekçesi düzeltilmekle, davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE, 3-Bursa 1.Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 24/12/2018 gün, 2018/1650 Esas, 2018/1717 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 4-a)Davanın kısmen kabulü ile 25.469,70 TL tazminatın 01/07/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, b)Davalı ... Sigorta A.Ş. Tazminat sorumluluğunun bakiye poliçe limiti olan 4.632,61 TL ile sınırlı tutulmasına, c)Fazlaya ilişkin talebin reddine, 5-İlk derece yargılaması yönünden; a)Alınması gereken 1.739,83-TL harçtan peşin yatırılan 38,50-TL ve ıslah anında yatırılan 46,10-TL ve 5,75 TL tamamlama harcının mahsubu ile bakiye 1.643,75-TL harcın davalılardan müteselsilen tahsiline, ... Sigorta A.Ş.'nin bakiye nispi karar harcının 316,50-TL'lik kısmından sorumlu tutulmasına, b)Davacı tarafça yapılan 1.451,95-TL yargılama giderinden kabul-red oranına göre hesaplanan 1.408,91-TL'nin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına, ... Sigorta A.Ş.'nin masrafın 262,80-TL'lik kısmından sorumlu tutulmasına, c)Davacı lehine kabul edilen miktar üzerinden takdir olunan 3.057.-TL ücret-i vekaletin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, ... Sigorta A.Ş.'nin ücret-i vekaletin 2.180.TL'lik kısmından sorumlu tutulmasına, ç)Reddedilen kısımlar üzerinden red sebebi aynı olan davalılar lehine takdir olunan 958.TL ücret-i vekaletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, d)Davacı tarafça başlangıçta yatırılan 38,50-TL harç, ıslah anında yatırılan 46,10-TL harç ve tamamlama sırasında yatırılan 5.75.TL harcın davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine 6-İstinaf yargılaması yönünden; a)Davacıdan alınması gereken 59,30 TL harçtan, peşin yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, b)İstinaf peşin harcının talebi halinde davalı ...'a iadesine, c)İstinaf aşamasında davalı ... tarafından yapılan yargılama gideri olan 121,30 TL istinaf yoluna başvurma harcının davacıdan alınarak davalı ...'a verilmesine, ç)Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, d)-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 7-Gerek ilk derecede gerekse istinaf aşamasında yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.06/10/2021



Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi