Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/5101
Karar No: 2011/5433
Karar Tarihi: 25.10.2011

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2011/5101 Esas 2011/5433 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2011/5101 E.  ,  2011/5433 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil


    ... ve ... mirasçıları ... ve müşterekleri ile ... ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair ... Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 30.06.2009 gün ve 42/82 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalılardan ... mirasçıları; ... ve müşterekleri tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

    KARAR

    Davacılar ... ve ... mirasçıları vekili, tarafların kök murisleri ..."ın 1938 tarihinde ölümünden sonra mirasçılarına kalan ve taksim edilmediği için elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi olan 361 ada 105, 106, 107, 108; 392 ada 207, 214, 215 ve 398 ada 5 parsellerin davalılar üzerinde bulunan tapu kayıtlarının iptaliyle kök miras bırakana ait veraset belgesindeki payları oranında vekil edenleri adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalılar ...,...,...,... ve ... vekili; dava konusu taşınmazların kök muris ..."dan değil bir evvelki kök muris ..."dan kaldığını, müvekkillerinin murisi ..."nın halaları ... ve ...e ait hisseleri satın ve devraldığını, kök muris ..."ın hissesinin aslında 1/3 oranında bulunduğunu, öte yandan kök murisin mirasçıları arasında tüm terekenin taksim edildiğini, sadece 392 ada 214 parselde davacıların haklarının bulunduğunu, vekil edeni ...nin bu parselde taksime uygun düzeltme yapılmasına muvafakat ettiğini, bu parselin davacılar adına tashihen tescil edilmesini, diğer taleplerle ilgili davanın reddine karar verilmesi savunmuştur.
    Mahkemece, dava konusu taşınmazların 05.11.1938 tarihinde ölen tarafların kök murisi ..."tan kaldığı ve mirasçılar arasında taksim yapılmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesi üzerine; hüküm, yargılama sırasında ölen davalı ... oğlu ... mirasçıları tarafından 361 ada 105 ve 392 ada 207 parseller yönünden temyiz edilmiştir.
    Uyuşmazlık konusu 361 ada 105 ve 392 ada 207 parsellere ait kadastro tutanaklarından; senetsizden, vergi kaydı ve 20 yılı aşkın süre ... ( ... oğlu 1308 doğumlu) zilyetliğinde iken, 1965 yılında satışıyla zilyetlikten, torunu ... ( ... oğlu 1941 doğumlu ) adına 20.06.1994 tarihinde tespit edildiği ve tespitin itiraz edilmeksizin 16.11.1995 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
    Mahkemece, kazanma koşullarının oluştuğu gerekçesiyle dava konusu 361 ada 105 ve 392 ada 207 parseller hakkındaki davanın kabulüne karar verilmiş ise de; yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; özellikle, taraflar tanık deliline, davalılar ayrıca satış ve taksim senetlerine dayanmışlardır. Ne var ki, yapılan keşif sırasında davalılar vekilinin 20.06.1996 hakim havale tarihli tanık listesindeki tanıkları dinlenmemiş, satış ve taksim senetleri usulüne uygun olarak uygulanmamıştır. Maddi olaylardan sayılan zilyetliğin her türlü delille kanıtlanması mümkün bulunmaktadır. (3402 sayılı Kadastro Kanunu m. 14/1). Yerel bilirkişi ve tanıkların HMK.nun 243 ve 244. maddeleri hükmü uyarınca yeniden keşif yerinde hazır bulunmak üzere davetiye ile çağrılmaları, aynı Kanunun 259. maddesi uyarınca ve mümkün olduğunca taşınmaz başında yapılacak keşif yerinde dinlenilerek, 361 ada 105 ve 392 ada 207 parsel sayılı taşınmazların öncesinin ne ve kime ait olduğunun, kimler tarafından ne şekilde kullanıldığının, uyuşmazlık konusu olan taşınmazların tespit tarihine kadar kimler tarafından zilyet ve tasarruf edildiğinin, zilyetliğin ne şekilde intikal ettiğinin, taksim, bağış, satış vs. gibi devredici işlemlere konu olup olmadığının, zilyetliğin ve kullanma hakkının kimde bulunduğunun kendilerinden sorulup belirlenmesi, beyanları arasında aykırılık çıktığı takdirde HMK.nun 261. maddesi hükmü gözönünde tutularak çelişkinin giderilmesine çalışılması ve ayrıca davalılar dayanağı 03.08.1953 tarihli, 27.03.1943 tarihli satış senetleriyle diğer satış senetlerinin ve taksim senedinin usulüne uygun olarak mahallinde uygulanması gerekir. Mahkemece, bu hususlar gözardı edilerek ve davalılar vekilinin bildirmiş olduğu tanıkları dinlenmeden; başka bir anlatımla T.C. Anayasasının 36. maddesi uyarınca davalıya tanınan savunma hakkı kısıtlanarak ya da savunmasını ispat imkanı tanınmadan davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır.
    Davalı ... oğlu ... mirasçılarının temyiz itirazları açıklanan bu sebeplerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün 361 ada 105 ve 392 ada 207 parsellerin kabulüne yönelik bölümü yönünden 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve 976,00 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalılara iadesine 25.10.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
















    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi