Abaküs Yazılım
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/1350
Karar No: 2021/2546
Karar Tarihi: 06.10.2021

BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/1350 Esas 2021/2546 Karar Sayılı İlamı

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2020/1350
KARAR NO: 2021/2546
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/07/2020
NUMARASI: 2015/506 E - 2020/253 K
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 06/10/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirket tarafından İstanbul ... İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine başlatılan ilamsız icra takibine itiraz edildiğini, icra takibinin durdurulduğunu, alacaklı tarafından İstanbul 14. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2015/103 Esas sayılı dosyası ile yetki itirazlarının kaldırılmasının talep edildiğini ancak reddedilmiş olup aradan geçen süre içerisinde davalı alacaklı şirketin alacağını davalı şahsa temlik ettiğinden, davalı olarak temlik eden ve temlik alanın birlikte gösterildiğini, İstanbul 14. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2015/103 Esas sayılı dosyasından verilen karar ile müvekkilinin 3.şahıslar nezdindeki tüm hak ve alacaklarının haczinin talep edildiğini ve müvekkili ticari olarak kilitlendiğinden müvekkilinin itiraz süresini geçirmesi nedeniyle borcu olmadığı halde sadece hacizlerin kaldırılması karşılığında parayı icra dosyasına yatıracağını ileri sürerek davacı müvekkilinin davalıya borcunun olmadığının tespitine, haksız ve kötü niyetli haciz nedeniyle alacağın %20 oranında kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalılardan ... Oto Şirketi'nin İstanbul ... İcra Müdürlüğü'nün ... esas sayılı dosyası ile fatura, şirket ticari defterleri, cari hesap ilişkisi, araç bakımı ve araç hasar onarımı hizmetlerinden kaynaklanan alacağın tahsili için davacı aleyhine icra takibi başlattığını, alacağını diğer davalı ...'ye temlik ettiğini, şirket kayıtları ve defterleri üzerinde yapılacak incelemede alacağın varlığının belli olacağını beyan etmiştir. Diğer davalı ... Turizm İnş. Tic. Ltd. Şti'ye usulüne uygun tebligat yapılmış ise de, bu davalı tarafından cevap dilekçesi sunulmamıştır. İlk Derece Mahkemesi tarafından; " Somut olayda, davacı taraflar arasındaki mutabakat ibra mektubu (Anlaşma Tutanağı) 'na dayalı olarak borçlu olmadığını iddia etmiş olup bu yöndeki ispat yükü davacıya aittir. Belirtilen belgedeki imzanın davalı şirket yetkilisinin eli ürünü olmadığı bilirkişi raporu ile tespit edilmiş, davacının bu yöndeki iddiası kanıtlanamamıştır. Daha sonra davacı borçlu hukuki ilişkinin varlığını ve davalının faturaları kestiğini ancak davacının faturaları ticari defterlerine mükerrer işlediğini ileri sürdüğünden bu yöndeki ispat yükü de davacıya ait olup davacı tarafça bilirkişi ... tarafından düzenlenen ve davacının davalıya icra takip tarihi olan 14.05.2013 tarihinde 135.399,49 TL borçlu olduğunu ve bu borcun davacının ticari defterlerinde kayıtlı olduğunu tespit eden ilk bilirkişi raporuna bu borcun mükerrerlik nedeni ile oluştuğu konusunda itiraz edilmiş olsa da aynı bilirkişiden aldırılmış olan ek raporda mükerrer fatura kaydının söz konusu olmadığı tespit edilmiş, bu yöndeki davacı iddiası da kanıtlanamamıştır. Daha sonra davacı varlığını kabul ettiği borcun banka kanalıyla ödemede bulunularak düştüğünü ileri sürmüş olup bu yöndeki ispat yükü de doğal olarak davacı borçluya aittir. Bilirkişi ... tarafından düzenlenen ek raporda, 12/2013 tarihinde 76.310,14 TL ve 31.12.2017 tarihinde ise 57.389,49 TL davalı carisine borç yazılarak borcun sıfırlandığı tespit edilmiş ise de icra takip tarihi olan 14.05.2013 tarihinden sonra iade faturası ve veya borç gider faturası veya bildiriminin kesilmesi yolu ile borcun kapatılamayacağı açık olup ödeme iddiası da kanıtlanamamıştır. Davacının sahte anlaşma tutanağına dayanması MK m.2'deki dürüst davranma kuralı ile bağdaşmamaktadır ve hukuk düzeni tarafından korunamaz. Ardından davacının doğru olmadığı belirlenen mükerrerlik iddiasında bulunması da iyiniyetli olmadığını göstermektedir. Bu hali ile dahi davanın reddi gerekir ise de, davacı tarafça faturaları kabul etmeyip itiraz ettiğine dair hiçbir delil sunulmamış olması ile davacının davalı tarafça kesilen faturaları kabul ederek ticari defterlerine işlemiş olduğu ve Türk Ticaret Kanununun m.21'de belirtilen sekiz günlük süre içerisinde itiraz etmediği anlaşılmış, ayrıca davacının kendi ticari defterine kendi aleyhine kayıt düşürmeyeceği prensibi gereğince davacının defterleri davacı aleyhine değerlendirilmiş, davacının banka aracılığı ile ödemeye dayanması ile taraflar arasındaki uyuşmazlığın, taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle davalı tarafından verilen ticari hizmet karşılığı bedelleri davacının imzası ikrar edilmiş belgelerle ödeyip ödemediğine indirgenmesi halinde bile davacı defterlerinin davacının icra takip tarihi olan 14.05.2013 tarihinde 135.399,49 TL borçlu olduğunu içermesi ve takip tarihinden sonraki ödemelerin borcu düşürmemesi karşısında ispat yükünün davacı üzerinde olduğu dikkate alınarak son bilirkişi raporundaki ilk görüşe uygun şekilde taraflar arasındaki borç alacak ilişkisinde davacının davalıya 135.403,65 TL borçlu olduğu kabul edilerek ve davalı tarafın borcun sebebi olarak sunduğu ve davalı şirket ticari defterlerine kayıtlı olmayan excell ortamında takip ettiği davacı ile olan 2013 cari muavin özeti de davalı taraf lehine değerlendirildiği " gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf başvurusunda özetle; mahkemenin ret kararının, son alınan bilirkişi raporuna aykırı olduğunu, rapora göre davacının, davalıya 47.783,34.TL borçlu olduğunun mütalaa edildiğini, müvekkilinin cari hesaba mahsuben yaptığı ödemeleri, davalı şirket kendi ticari defterlerine geçirmese bile bizzat icra dosyasına borcun sebebi olarak sunduğu muavin kayıtları ile cari hesap ekstresinde görüldüğünü, son rapordan bir önce Adıyaman 3.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2019/14 Talimat sayılı dosyasında düzenlenen 02.05.2019 havale tarihli ek bilirkişi raporuna göre; 2012-2013 yıllarına ilişkin banka ödeme kayıtlarının ticari defterlerdeki kayıtlarla birlikte değerlendirilmesi sonucu 52.156,86.TL borç kaldığı, 31.1.2017 tarihi itibarıyla herhangi bir borç kalmadığının bildirildiğini, mahkeme kararının gerekçesinde yapılan davacı ödemelerinin 14.05.2013 tarihli icra takibinden sonrasına ilişkin olduğu belirtilmesine karşın, gerçekte ödeme kayıtlarının icra takibinden önce olduğunu, Adıyaman 3.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2018/21 Talimat sayılı dosyasında düzenlenen 06.12.2018 tarihli bilirkişi raporuna göre davalı şirketin kayıtlarında tek bir ödeme gözükmesine karşılık, davacı şirketin ticari kayıtlarında araçların sigortalı bulundukları sigorta şirketleri (3.şahıs) tarafından davalı şirkete birçok ödemelerin bulunduğu ve bu ödemelerin 2012 yılında 92.906,69.TL olduğu, 2013 yılında ise 78.048,10.TL olduğu, halbuki bu ödemelerin hiçbirinin davalı kayıtlarında yer almadığı, (ancak icra dosyasına sunulan hesap dökümlerinde tahsilatlar görülmektedir) davalı şirketin düzenlediği faturaların müderaacatı konusunda olağan hayatına akışına ters gerçekler bulunduğunu, bu meyanda örneğin aynı gün, aynı araca, aynı yedek parçaya ilişkin 2 adet faturanın düzenlenmesin imkanı bulunmadığını, ezcümle bu bilgiler ışığında davacı müvekkil şirketin ticari kayıtlarında 31.12.2017 tarihi itibarıyla 57.589,35.TL borç gözüktüğünün mütalaa edildiğini, aynı raporda 2012 yılında yapılan 92.906,69.TL, keza 2013 yılında 78.048,10.TL toplam ödemenin varlığı yadsınamaz. Bu nedenle ödeme borcu sona erdiren bir sebep olduğundan, yerel mahkemenin kabule göre davacı müvekkilimizin yaptığı (veya araçların sigortalı bulundukları sigorta şirketleri tarafından davacı menfaatine yaptıkları) ödemeleri yok saymasının hukuka aykırı olduğunu, TMK 2. ve 3.maddede düzenlenen objektif ve subjektif niyet, somut olaya uygulanacak hukuk kaidesi bulunmaması halinde uygulanabilecek ikincil nitelikteki hukuk kuralları olduğunu, ödemenin ise borcu sona erdiren hukuki bir neden olduğunu, ticari defter ve kayıtlar ile banka dekontları ile ispatlandığını, yoksa iyi niyet veya kötü niyetle ispatı yoluna gidilemeyeceğini, kesinleşmiş yargı kararı yok iken anlaşma tutanağının sahte olarak nitelenmesinin hukuka aykırı olduğunu, TTK 21.maddesine göre 8 günlük sürede faturaya itiraz edilmemesinin, karşı taraf lehine sadece bir karine doğuracağını, dosyada karinenin aksinin hem banka ödeme dekontları, hem de davalı şirkettin bizzat kendisinin icra dosyasına sunduğu hesap hareketlerinden ödeme yapıldığı ile ispatlandığını, son bilirkişi raporunda 2 tespit ve bir görüş olduğunu, bu tespitlerin birinin davacının ticari defterlerinde davalı tarafa 135.399,49.TL borçlu gözüktüğü, ikinci tespit ise davalının icra dosyasına ek olarak alacağın sebebi olarak sunduğu ve ticari defterlerine ödemeleri kayıt etmediği 2013 yılı cari muavin özetinde davacının yaptığı ödemelerin gözüktüğü olmasıdır, son bilirkişi raporunun sonuç kısmında yazılı bu her iki tespitte dayalı olarak davacının, davalıya 47.783,34.TL borçlu bulunduğu kanaatine varıldığı görüşünün bildirildiğini ileri sürmüştür. Dava, davalı şirket tarafından başlatılan, bilahare diğer davalıya temlik edilen cari hesap ilişkisi ile araç bakım ve araç hasar onarımı hizmetinden kaynaklanan 135.403,65 TL alacağın tahsili amacı ile başlatılan takibe dayalı menfi tespit talebine ilişkindir. Dosya kapsamından; İstanbul ... İcra Müdürlüğü'nün ... E sayılı dosyasının incelenmesinde, davalı ... İnş. Tic. Ltd. Şti tarafından davacı borçlu aleyhine 14/05/2013 tarihinde cari hesap ilişkisi ile araç bakım ve araç hasar onarımı hizmetinden kaynaklanan 135.403,65 TL alacağın tahsili amacı ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, icra takibinin kesinleştiği, alacağın davalı ... İnş. Tic. Ltd. Şti tarafından davalı ...'ye temlik edildiği anlaşılmıştır. Mahkemece tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde istinabe yoluyla bilirkişi incelemeleri yaptırılmış son olarak hükme esas alınan ve her iki tarafın defterlerinin incelemesi yapılan raporlar yönünden birlikte değerlendirmeyi içerir rapor alınmıştır. Mahkemece değerlendirilen bilirkişi raporlarında; Adıyaman 3. Asliye Hukuk Mahkemesince aldırılan raporda S.M.M.M bilirkişi ... tarafından özetle; Davacı şirket ile davalı şirket arasında yazılı herhangi hir sözleşmenin olmadığı, ticari ilişkisinin tarafların beyanından da anlaşılacağı üzere tamir bakım onarımdan dolayı olduğu, davacı şirketin ticari defter kayıtlarında davacının, davalıya (... Hizmetleri) 135.349,99 TL borcu ancak 22.01.2013 tarihinde ... Ltd. Şti şirketi ile ... San. A. Şirketi arasında 27.850.00 TL bakiye üzerinde anlaşıldığı, tarafların tacir sıfatı taşımaları nedeniyle davalının da ticari kayıtlarının bir bilirkişi marifetiyle incelenmesi, kayıtların örtüşüp örtüşmediğinin, dava konusu faturaları ticari kayıtlara yansıtıp yansıtılmadığının, cari hesap bakiyesinin tespiti, borç-alacak ilişkisinin irdelenmesi gerekeceği beyan edilmiştir. Davalı şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, İzmir 4. ATM aracılığı ile aldırılan Mali Müşavir Bilirkişi ... tarafından düzenlenen 01/06/2018 tarihli raporda özetle; Davalının incelenen 2012, 2013 yılı yasal defterlerinde davacıyı 120-10-029 no.lu müşteriler cari hesabında takip ettiği, davacı adına düzenlenen faturaların bu hesabın borcuna, davacıdan yapılan tahsilatların ise bu hesabın alacağına kaydedildiği, ilk faturanın 04.09.2012 tarihinde davacı adına düzenlenmesi ile ticaretlerinin başladığı, 2012 yılında davacıya düzenlenmiş toplamda 126.204,24 TL fatura kaydına karşılık davacıdan 13.12.2012 tarihinde 20.000 TL tahsilat kaydının olduğu ve 01.01.2013 tarihine davacıdan 106.204,24 TL alacak devir kaydının olduğu, bilirkişi tarafından davacının 2012 yılı yasal defterleri incelenmediği için karşılaştırmalı inceleme yapılamadığı, 2013 yılı yasal defterlerinde 2012 yılından devir olarak davalıya 122.809,87 TL borçlu devrolduğunun kayıtlı olduğu, davacının iddialarında yer alan mükerrer faturaların hangileri olduğu ile ilgili davalı yanca bir dökümün dava dosyasında mevcut olmadığı, 2012 sonunda davacının yasal defter kaydına göre davalıya 122.809,87 TL borçlu görünür iken alacaklı olduğunu iddia eden davalının yasal defter kaydına göre 106.204,24 TL alacaklı göründüğü, Mahkemece alacaklı olduğunu iddia eden davalının 106.204,24 TL alacak kaydının hem davacının lehine olması hemde yasal defter kaydına göre kabulünde olması gerekçesi ile incelenmesine gerek görülmediği kanaatine varılır ise 2013 yılı başlangıç rakamı olarak davalının davacıdan 106.204,24 TL alacaklı olduğu kabul edilebileceği, aksi takdirde davacının da 2012 yılı yasal defterlerinin incelenmesi gerektiği, sunulu belgelere ve davacının da lehine olan alacaklı davalının kabulünde olan yasal defter kaydına göre davalının davacıdan alacaklı göründüğü 2013 yılı açılış tutarı olan 106.204,24 TL kabul edildiğinde davalının davacıdan 2013 yılı başında 106.204,24 TL alacaklı olduğu, davacıya düzenlediği karşılıklı kayıt durumuna göre toplamda 116.907,41 TL tutarında hizmet sunduğu böylece davalının davacıdan toplamda 223.111,65 TL alacaklı olduğu, davacının yasal defterlerinde kayıtlı görünen 104.317,79 TL' lik ödemelerin ise ödemeyi yapan tarafından ispatlanması gerekeceği beyan edilmiştir. Adıyaman 3. Asliye Hukuk Mahkemesine talimat yazılarak bilirkişi ...'den davacı tarafın incelenmemiş olan 2012 yılı yasal defterlerinin ve daha önceden incelenmiş olan 2013 yılı defterlerinin incelenmesi, ayrıca davacı defterlerinde bazı kayıtların mükerrer olduğu itirazına binaen mükerrer kayıtların tespit edilmesi ve davacı vekilinin 05/10/2018 tarihli dilekçesindeki itirazlarının incelenmesi yönlerinden İzmir 4. ATM tarafından aldırılan davalı defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucuna ilişkin bilirkişi raporu da değerlendirilerek ek rapor aldırılması istenmiş, bilirkişi ... tarafından düzenlenen 06/12/2018 tarihli ek raporda, davacının ticari kayıtlarında ilk faturanın 19/07/2012 tarihinde kesilmiş olduğu, davacının 01/08/2012 tarihinde kayıtlarına almış olduğunun tespit edildiği, davalının ticari kayıtlarındaki dökümde ise 04/09/2012 tarihinde kesilmiş olduğu ve 19/07/2012 ile 30/09/2012 tarihleri arasında 100 adet faturanın davalının ticari kayıtlarnda yer almadığının tespit edildiği, davalını kendi kesmiş olduğu faturalarının kendi kayıtlarında yer almadığının tespit edildiği, davalının ticari kayıtlarındaki dökümde ise bir adet ödeme olduğu oysa ki davacının ticari kayıtlarında birden fazla ödemenin olduğunun tespit edildiği, yapılan ödemelerin toplamı 2012 yılınmda 92.906,69 TLolduğu 2013 yılında ise 78.048,10 TL olduğu, davacının ticari kayıtlarında sigorta şirketleri tarafından davalıya yapılan ödemelerin olduğu tespit edildiği oysaki davalının ticari kayıtlarındaki dökümde sigorta şirketleri tarafından yapılan ödemelerin hiç birinin yer almadığının tespit edildiği, davacı vekilinin 05/10/2018 tarihli dilekçesinde mükerrer kayıtların yer aldığını beyan etmiş olduğu oysaki muhasebe dilinde mükerrer demek aynı tarihli ve aynı seri numaralı faturanın kayıtlara iki defa işlenmesi olduğu, yapılan incelemede davacının ticari kayıtlarında aynı tarihli ve aynı seri numaralı faturanın olmadığı, mükerrerlik söz konusu olmadığı, ancak davacının bazı faturalarında aynı araca farklı seri numaralı faturalarla aynı hizmetin yapıldığının tespit edildiği, davacının ticari kayıtlarında daha önce ... Oto Ltd. Şti tarafından kesilen faturaların davacı şirket tarafından gider olarak Gelirler İdaresi Başkanlığına beyan etmiş olduğu daha sonra davacı şirket mükerrerlik söz konusu olunca da şirket yetkililerinin 2015 yılında davalı şirketin carisinden 76.310,14 TL kısmını Gelirler İdaresi Başkanlığına gelir olarak beyan etmiş olduğunun tespit edildiği, davacının ticari kayıtlarında 31/12/2017 tarih itibari ile kalan en son bakiyeyi 57.589,35 TL ortaklar cari hesabında kapatmış olduğu tespit edildiği, davacının ticari kayıtlarına göre 31/12/2017 tarihi itibari ile borç alacak sıfırlanmış olduğu tespit edildiği beyan edilmiştir. Davalı itirazları incelenerek özellikle İzmir 4. ATM tarafından aldırılan bilirkişi raporu ile yapılan tespitler de değerlendirilerek ve dosyada mevcut davacı tarafça sunulan ödeme belgeleri de dikkate alınarak ikinci ek rapor düzenlenmesi istenmiş, bilirkişi ... tarafından düzenlenen ikinci ek raporda, İzmir 4. ATM tarafından aldırılan bilirkişi raporunun sonuç kısmının 3.maddesinde ticari ilişkinin 04.09.2012 tarihinde başladığı oysaki davacının ticari kayıtlarında ilk faturanın 19.07.2012 tarihinde kesilmiş olduğu davacının 01.08.2012 tarihinde kayıtlarına almış olduğu hususlarının tespit edildiği, İzmir 4. ATM tarafından aldırılan bilirkişi rapor ekinde sunulan ticari kayıtlara ilişkin muavinde davacının kayıtları ile karşılaştırıldığında davalının kendi kesmiş olduğu faturalarının kendi kayıtlarında yer almadığının tespit edildiği, davalının ticari kayıtlarındaki dökümde ise bir adet ödeme olduğu oysaki davacının ticari kayıtlarında birden fazla ödeme olduğunun tespit edildiği, yapılan ödemelerin toplamı 2012 yılında 92.906,69 TL, 2013 yılında ise 78.048,10 TL olduğu, davacının İzmir 4. ATM tarafından aldırılan bilirkişi raporunun 5.sayfasında belirtmiş olduğu ödemeye ilişkin iddiasını ispatlamış olduğu ve yapılan ödemelere ilişkin banka hesap ekstresinin rapor ekinde sunulmuş olduğu, İzmir 4. ATM tarafından aldırılan bilirkişi raporunun sonuç kısmında davalının davacıdan 223.111,65 TL alacaklı olduğu oysaki davacının toplamda 170.954,79 TL bankadan ödeme yapmış olduğu davalının ticari kayıtlarında sadece tek bir ödemenin olduğu yapılan mahsup sonucunda 52.156,86 TL TL kaldığı, davacının ticari kayıtlarına göre 31.12.2017 tarihi itibari ile davalıya herhangi bir alacağı ve borcu olmadığı beyan edilmiştir. Dosya, tüm ödeme belgeleri ve davacı tarafın cevaba cevap dilekçesine ekli olarak sunduğu dekontlar da incelenerek tüm bilirkişi raporlarının değerlendirilmesi suretiyle rapor hazırlanması için Mali Müşavir bilirkişi ...'ya tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından sunulmuş olan raporda terditli görüş bildirilerek özetle; 1-Davacı tarafın ticari defterlerinde davalıya 135.399,49 TL borçlu olduğu kayıtlı olmasına rağmen davalıya imzası ikrar edilmiş belgelerle yapmış olduğu ödemeleri ticari defterlerine kayıt etmediği, bu sebeple usul olarak davacının ticari defterlerinin TTK ilgili maddelerine göre delil niteliğini haiz olduğu tespit edilmiş olmasına rağmen yazılı bir belge olarak delil olabilme gücüne sahip olmadığı, hiçbir tüccarın kendi ticari defterine kendi aleyhine herhangi bir kayıt düşürmesine aklen ve mantıken olanak bulunmadığına dayanılarak, bir tüccarın ticari defteri ister onaylı olsun ister olmasın, ister yasaya uygun olarak tutulsun ister tutulmasın her zaman defter sahibi veya yasal ardılları aleyhine kanıt olarak kullanılabileceğinden ticari defter kayıtlarına göre de davacının, davalıya 135.399,49 TL borçlu olduğunun değerlendirilmesi gerektiği, 2- Davacının davalıya 135.399,49 TL borçlu olduğu ve bu borçlardan davacının en son itiraz dilekçesi ile dosyaya ibraz ederek hesaplanmasını talep ettiği ödeme dekontları incelenirken, davalının icra dosyasına ek olarak alacağın sebebi olarak sunduğu 2013 yılı cari muavin özeti dikkat çekmiş olup hiçbir tüccarın kendi ticari defterine kendi aleyhine herhangi bir kayıt düşürmesine aklen ve mantıken olanak bulunmadığına dayanılarak, bir tüccarın ticari defteri ister onaylı olsun ister olmasın, ister yasaya uygun olarak tutulsun ister tutulmasın her zaman defter sahibi veya yasal ardılları aleyhine kanıt olarak kullanılabileceğinden bu kez davalının borcun sebebi olarak sunduğu ve ticari defterlerine kayıt etmediği ve sadece excell ortamında takip ettiği davacı ile olan 2013 cari münasebeti aleyhine kanıt olarak kullanılması gerektiği mütalaa edilerek hesaplama yapıldığı ayrıca davalı için de ticari defterler usul olarak TTK ilgili maddelerine göre delil niteliğine haiz olduğu tespit edilmiş olmasına rağmen yazılı bir belge olarak delil olabilme gücüne sahip olmadığı, davacının davalıya 47.783,34 TL borçlu olduğu mütalaa edilmiştir. Tüm bunlara göre, davacı tarafın ticari defterlerinde davalıya 135.399,49 TL borçlu olduğu kayıtlı olmasına rağmen davalıya imzası ikrar edilmiş belgelerle yapmış olduğu ödemeleri ticari defterlerine kayıt etmediği, davalını cari hesaba göre takip başlattığı, mahkemece son bilirkişi raporunun hükme esas alınmasının usul ve yasaya uygun olduğu, bilirkişi tarafından ikili rapor hazırlanmış olduğu, raporda davacının kalan borcunun 135.399,49 TL olarak hesaplandığı, sonraki kısımda ise 47.783,34 TL borcun yorum ilkeleri çerçevesinde hesaplanmış olduğunu belirtildiği görülmektedir. Bu itibarla, ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, istinaf eden davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90 TL'nin istinaf eden davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesinleştiğinde istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay'da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 06/10/2021



Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi