
Esas No: 2020/1254
Karar No: 2021/2559
Karar Tarihi: 06.10.2021
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/1254 Esas 2021/2559 Karar Sayılı İlamı
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2020/1254
KARAR NO: 2021/2559
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/01/2020
NUMARASI: 2017/1030 E - 2020/56 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 06/10/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının tek yetkilisi ve ortağı olduğu ... Ltd.Şti'nin ... Bankasının hesabından 26.08.2016 tarihinde ... adına ... A.Ş'nin iban hesabına açıklama kısmına borç verilmek üzere yazarak 1.800.000,00 TL borç gönderdiğini, 27.11.2016 tarihinde de elden ...'e 500.000,00 USD tutarında borç verdiğini, ... ile davacı arasında çeşitli sorunlar yaşandığını ve sonuç olarak 27.11.2016 keşide tarihli elden ve banka kanalıyla gönderilen borç miktarlarının toplamının USD cinsinden 1.110.000,00 USD bedelli ... A.Ş'nin Bayrampaşa Şubesine ait ... çek numaralı İstanbul keşide yerli, ... A.Ş'nin keşidecisi olduğu, ... adına yazılmış çeki verdiğini, davacının buçeki ciro ettiğini, davalıların davacının borcu ödeyeceğine inandırarak oyaladığını ve çekin ibraz süresi içinde muhatap bankaya ibraz etmesinin önüne geçtiğini, dolayısıyla ibraz süresi geçen çekin kambiyo vasfını yitirdiğini, davacının alacağı nedeniyle davalılar aleyhine İstanbul Anadolu ... İcra müdürlüğünün ... esas sayılı ilamsız icra takibi başlattığını, davalıların borca ve borcun ferilerine haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiklerini beyanla, davaların itirazlarının iptaline, takibin devamına ve takip tutarının % 20' si olmak üzere icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile diğer davalı ... arasındaki borç ilişkisi sebebiyle 27/11/2016 tarihli ... Bayrampaşa Şubesine ait ... nolu, 1.100.000,00 USD bedelli, İstanbul keşide yerli, keşidecisi davalı şirket olan, ibraz tarihinin geçmiş, kambiyo senedi vasfını yitirmiş çeke dayalı olarak 19/01/2017 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığını, ödeme emrinin taraflarına tebliğinin ardından yasal süresinde borca itiraz ettiklerini, itiraz üzerine davacının iş bu davayı açtığını, çek kambiyo senedi vasfında olduğundan 10 gün içinde muhatap bankaya ibrazının zorunlu olduğunu, bu zorunluluk yerine getirilmediğinden davaya konu çekin kambiyo vasfını yitirdiğini ve adi bir belgeye dönüştüğünü, davacının davalılar tarafından oyalandığı için çekin ibraz süresini geçirdiği şeklindeki iddialarının gerçek dışı olduğunu, davacının basiretli bir iş adamı gibi davranma yükümlülüğü olduğunu, ancak kendi yükümlülüğünü yerine getirmediğini, takibe konu alacağın mahkemeye gerektirmesi nedeniyle doğrudan ilamsız takibe konu edilemeyeceğini, davalı şirketin davaya konu çekte keşideci sıfatıyla yer aldığını, diğer davalı ile davacı arasındaki temel borç ilişkisinden davalı şirketin ilgilisinin olmadığını, bu nedenle iş bu davanın davalı şirkete yöneltilemeyeceğini beyanla, davacı aleyhine %20'den aşağı olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının ibraz tarihi geçmiş ve kambiyo senedi vasfını yitirmiş çeke dayalı olarak 19/01/2017 tarihinde davalı aleyhine icra takibi başlattığını, çekin tahsil edilebilmesi için süresinde ibrazının zorunlu olduğunu, basiretli bir iş adamının ibraz süresinin geçirilmesi amacıyla oyalanmasının söz konusu olamayacağını, bu geçersiz çek ile icra takibi yapılamayacağını, taraflar arasındaki borç ilişkisinin kanıtlanmadığını belirterek davanın reddine, davacı aleyhine %20'den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davada, bankaya ibraz süresi geçirilen ve kambiyo vasfını yitiren çeke ilişkin yapılan ilamsız takipte itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talep edilmiştir. İstanbul ... İcra Müdürlüğünün ... sayılı takipte , davacının davalılar hakkında 1.110.000,00 USD çek bedeli, 14.232,33 USD işlemiş faiz olmak üzere toplam 4.252.521,21 TL'nin tahsiline yönelik yapılan takipte itiraz üzerine takibin durdurulduğu,işbu çekin davalı şirket tarafından 21/11/2016 tarihinde keşide edildiği,çek lehdarının diğer davalı olduğu ve çekin davacıya davalı ... tarafından ciro edildiği, 27.11.2016 tarihinde keşide edildiği, ...'in imzası ile davacı ...'ye ciro edildiği,süresinde çekin bankaya ibraz edilmediği,takibin ilamsız takip olduğu anlaşılmıştır. Mahkeme, TTK'nun 732. maddesine göre açılan davalarda ispat yükünün sebepsiz olarak zenginleşmediğini veya çek bedelini cirantalardan birine veya hamile ödediğini savunan keşideciye ait olduğunu, davalı keşidecinin ancak ispat yükümlülüğünü yerine getirdiği takdirde sorumluluktan kurtulabileceği, ispat yükü kendisinde olan davalı ... A.Ş'nin sebepsiz zenginleşmediğini kanıtlayamadığı, delilleri arasında açıkça yemin deliline de dayanmadığı, davalı şirketin takip öncesi temerrüde düşmediğinin belirlendiği,ayrıca diğer davalı ...'in ise dava ve takip dayanağı kambiyo vasfını yitirmiş çekte lehtar olduğu,işbu , çeki davacıya ciro yolu ile devrettiği, davacı ile davalı ... arasında temel ilişki bulunduğu, bu durumda ispat yükümlülüğünün davacıda olduğu,davacının borç olarak ... Bankası hesabından davalı ... hesabına 1.800.000,00 TL havale yaptığını belirttiği, banka dekontuna göre havalede gönderenin davacının dava dilekçesinde de belirttiği gibi dava dışı ... Limited Şirketi olduğu, davacının bu iddiasını yazılı belge ile kanıtlayamadığı, davacının ayrıca davalı ...'e elden 500.000 USD borç para verildiğini iddia ettiğini ancak bu iddiasını da yazılı belge ile ispatlayamadığının belirlendiği , bankaya süresinde ibraz edilemeyen dava konusu çek yazılı delil başlangıcı olarak kabul edilerek davacının bildirdiği ve dinlenen tanık beyanlarının soyut nitelikte olduğu,davacının borç verme iddiasını ispata yeterli olmadığından tanık beyanlarına itibar edilmediği, davacı tarafından teklif edilen yeminin davalı ... tarafından eda edildiği davalı ... aleyhine açılan davanın kanıtlanamadığı gerekçesiyle; "Davalı ... A.Ş. aleyhine açılan davanın kısmen kabulü ile; İstanbul Anadolu ... İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 4.195.800,00 TL üzerinden takip tarihinden itibaren değişen ve değişecek yasal faiz oranları uygulanmak suretiyle devamına, davacının alacağı likit olduğundan belirlenen alacağın % 20'si inkar tazminatının davalıdan tahsiline, aşan istemin reddine, davalı ... aleyhine açılan davanın kanıtlanamadığından reddine,davalının koşulları oluşmayan tazminat talebinin reddine" karar vermiştir. Kararı davacı vekili ile her iki davalı vekili istinaf etmiş, davalı ... şirket vekili eksik istinaf harçlarını yatırmadıklarını ve istinaf talebinden vazgeçtiklerini ve yatan harçların iadesini talep ettiğinden, mahkemece 15/06/2020 tarihli ek kararla davalı ... A.Ş .nin istinaftan feragat etmesi nedeniyle,bu davalının istinaf talebinin feragat nedeniyle HMK 349/2.madde hükmüne göre reddine karar vermiştir. Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde ;davacının bu davalı hakkında kötüniyetli takip yaptığını, bu davalı hakkında reddedilen dava nedeniyle yapılan kötüniyetli takip için bu davalı yönünden kötüniyet tazminatına hükmedilmesi için kararın bu yönüyle kaldırılmasını talep etmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde;mahkemece delillerin doğru taktir edilmediğini,eksik ve hatalı hüküm verildiğini,bankaya ibraz edilmeyen çek nedeniyle yazılı delil başlangıcı hükmü gereği alacağın her türlü delille ispatlanabileceğini,davalı ...'den olan alacak için tanık dinlenildiğini,bu tanık beyanlarının ispata yeterli olduğunu,dinlenen tanığın beyanına itibar etmeme gerekçesinin yerinde olmadığını,ayrıca dosya banka dekontlarının da bulunduğunu,davanın ... yönünden de kabulü gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK'nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Davalı şirket istinaftan feragat ettiğinden ,sadece davacı ve davalı ... yönünden istinaf incelemesi yapılmıştır. Medeni Yasa'nın 6. maddesine göre "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür." Medeni Yasa'nın bu hükmü 6100 sayılı Hukuk Yargılama Yasası'nın 190. maddesi 1. fıkrasında bir başka biçimde yinelenmiş olup; " İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir" denilmiştir. Bu bağlamda kural olarak davanın taraflarından her biri iddiasını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür. Davacının süresinde bankaya ibraz edilmeyen çek nedeniyle davalı ...'den olan alacağı konusunda dosyadaki banka dekontu kapsamında davacının borç olarak ... Bankası hesabından davalı ... hesabına 1.800.000,00 TL havale yaptığını iddia etmiş isede,dekont içeriğinde dava dışı ... Limited Şirketi tarafından,davalı ...'e 1.800.000,00 TLlık havale gönderildiği açıkça görünmekle birlikte, aynı dekontta borç verildiği şerhinin dava dışı şirket adı belirtilerek açıklandığı görüldüğünden,bu paranın bu havale ile davacı tarafça davalı ...'e gönderildiği ispatlanamamıştır.Yine davacının davalı ...'e elden 500.000 USD borç para verdiği de ispatlanamamıştır. Davalı ...'e banka havalesi ve elden verilen paralar karşılığı davaya konu edilen ve süresinde bankaya ibraz edilmeyen davacıya ciro edilen bu çek karşılığı davacının alacağı yazılı delille ispatlanamadığından ,yazılı delil başlangıcı olarak kabul edilen işbu çek açısından ,hernekadar tanık dinlenilmişsede tanık beyanlarının uyuşmazlığı çözmeye yeterli görülmediği ,davacının dayandığı yemin nedeniyle davalı ...'e yaptığı yemin teklifi sonrası bu davalının yemin ettiği anlaşılmakla,ispat yükü kendisinde olan davacının davalı ...'den olan alacağını ve çek gereği aralarındaki temel ilişkiyi ispatlayamadığı anlaşılmıştır.Bu yönüyle davacının istinaf talebi yerinde görülmemiştir. Ayrıca davalı ...'in kötüniyet tazminatına yönelik istinaf talebinin değerlendirilmesinde ise; İİK 67. maddesinin ikinci fıkrası gereğince alacaklının kötüniyet tazminatına mahkum edilebilmesi için, icra takibinde haksız olmasının yanında kötüniyetli olması da gereklidir. Somut olayda, davalı tarafça alacaklının kötüniyetli olduğu dosya kapsamından ispat edilememiştir.Kötüniyet tazminatı koşulları davada oluşmamıştır. Bu itibarla, ilk derece mahkemesince verilen kararın mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacının ve davalı ...'in istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacı ile davalı ...'in istinaf taleplerinin HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı reddine, Davacıdan alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90 TL'nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, Davalı ...'den alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90 TL'nin bu davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf edenler üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesinleştiğinde istinaf edenlere ilk derece mahkemesince iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 361.madde uyarınca gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay'da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 06/10/2021
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.