3. Hukuk Dairesi 2020/1671 E. , 2020/1733 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, Torbalı 2. Asliye Hukuk Mahkemesi"nde açtığı dava ile; dava konusu taşınmazda kiracı bulunduğu dönemde ileride kiralananı satın alabileceği düşüncesiyle kiralanan üzerinde yapmış olduğu faydalı ve zorunlu masrafların/ yapının değerinin tahsili talebinde bulunmuştur.
Mahkemece; yapılan yargılama neticesinde dava konusu uyuşmazlığın kira ilişkisinden kaynaklandığı gerekçesiyle 24/11/2015 gün ve 2015/62 E. 2015/179 K. sayılı kararı ile mahkemenin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Görevsizlik kararı sonrası yargılama Torbalı Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından yapılmış olup, mahkemenin 25/01/2016 gün ve 2016/4801 E. - 2016/7064 K. sayılı kararı ile davanın kira ilişkisinden kaynaklanmadığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın Medeni Kanunun 723. maddesinde düzenlenen tazminat istemine ilişkin olduğundan bahisle (karşı) görevsizlik kararı verilmiştir.
Dosya merci tayini için Yargıtay 20.Hukuk Dairesine gönderilmiş olup, 20.Hukuk Dairesinin 15/06/2016 tarih ve 2016/14298 E. - 2017/638 K. sayılı kararı ile; dava konusu uyuşmazlığın HMK"nın 4/a. maddesi gereğince kira ilişkisinden doğan alacak davası olarak sulh hukuk mahkemesinin görevi kapsamında kaldığı belirtilerek Torbalı Sulh Hukuk Mahkemesi yargı yeri olarak belirlenmiştir.
Yargı Yerinin belirlenmesi sonrası davanın yargılaması görevli Torbalı Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından yürütülmüş ve mahkemenin 25/09/2018 tarih ve 2016/568 E.- 2018/676 K. sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İş bu kararın, davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dava dosyası temyiz incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiştir.
6100 sayılı HMK"nun 373/4 maddesi; "Yargıtayın bozma kararı üzerine ilk derece mahkemesince bozmaya uygun olarak karar verildiği takdirde, bu karara karşı temyiz yoluna başvurulabilir." hükmünü, Geçici 3/2 maddesi; "Bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanunun 26/9/2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 454 üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunur. Bu kararlara ilişkin dosyalar bölge adliye mahkemelerine gönderilemez." hükmünü içermektedir.
Yukarıda açıklanan yasa maddelerinin düzenleniş amacı, Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlara karşı Yargıtay yoluna başvurulmasını ve karar kesinleşinceye kadar kanun yolu denetiminin Yargıtay tarafından yapılmasını sağlamaktır.
Diğer bir anlatımla, Yargıtay’ın verdiği bozma kararları üzerine verilen kararların tekrar Yargıtay denetiminden geçmesi, başka bir deyişle Yargıtay kararının istinaf yolu ile denetlenmesinin önüne geçilmesi amaçlanmıştır.
Somut uyuşmazlıkta; Torbalı 2. Asliye Hukuk Mahkemesi ile Torbalı Sulh Hukuk Mahkemesinin görevsizlik kararları sonrasında Yargıtay 20.Hukuk Dairesinin yukarıda belirtilen ilamı ile merci tayini yapıldıktan sonra, Yargıtay dosyadan elini çekmiştir. Bu aşamadan sonra, görevli Torbalı Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından esasa ilişkin yargılama yapılıp, karar verilmiştir.
Aleyhine kanun yoluna gidilen karar, Torbalı Sulh Hukuk Mahkemesinin kararı olup, bu karar ile ilgili olarak Yargıtay’ın bir denetimi söz konusu değildir.
Bu itibarla, 25/09/2018 tarihinde verilen ve daha önce Yargıtay denetiminden geçmeyen kararın kanun yolu denetimi "İstinaf" olup, görevli mercinin Bölge Adliye Mahkemesi olduğu anlaşıldığından, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmek üzere ilk derece mahkemesine İADESİNE, 26/02/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.