8. Hukuk Dairesi 2017/15179 E. , 2019/4101 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda ... 11. Asliye Hukuk Mahkemesi hükmüne karşı, davalı ... vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması sonunda ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, bu kez davalı ... vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararını temyizi üzerine Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
... A R A R
Davacılar vekili, müvekkillerinin mülhak Karaosmanoğlu Hacı ... Ağa vakfının evlatları olduğunu, bu seneye kadar galle aldıklarını ancak vakfın artık mahkeme kararı istediğini belirterek, müvekkillerinin galle fazlasına müstehak vakıf evladı olduklarının tespitini talep etmiştir.
Davalı ... Genel Müdürlüğü vekili, derdestlik itirazında bulunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne dair verilen karar hakkında davalı ... Genel Müdürlüğü vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş, ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince, istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen karar, davalı ... Genel Müdürlüğü vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, mülhak vakfın galle fazlasına müstehak vakıf evladı olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
5737 sayılı Vakıflar Kanunu"nun 3.maddesine göre, mülhak vakıf mülga 743 sayılı TMK’nin yürürlük tarihinden önce kurulmuş olan yönetimi vakfedenlerin soyundan gelenlere şart edilmiş ve bu kişiler tarafından; mazbut vakıf ise bu kanun uyarınca Genel Müdürlükçe yönetilecek ve temsil edilecek vakıflar ile mülga 743 sayılı TMK’nin yürürlük tarihinden önce kurulmuş ve 2762 sayılı Vakıflar Kanunu gereğince Vakıflar Genel Müdürlüğünce yönetilen vakıflar olarak tanımlandıktan sonra, aynı Kanun"un 6. ve 7. maddelerinde ise mazbut vakıfların Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından yönetilip temsil edileceği hükme bağlanmıştır.
Vakıflarla ilgili açılan davalarda yetkili mahkeme belirlenirken 6100 sayılı HMK’de iki ayrı düzenlemenin dikkate alınması gerekir;
Kesin yetki kuralının öngörüldüğü 14/2. madde de, özel hukuk tüzel kişilerinin, ortaklık veya üyelik ilişkileriyle sınırlı olmak kaydıyla, mevcut bir ortağına veya üyesine karşı veya bir ortağın yahut üyenin bu sıfatla diğerlerine karşı açacakları davalar için, ilgili tüzel kişinin merkezinin bulunduğu yer mahkemesinin kesin yetkili olduğu bu özel ve sınırlı hal dışında kesin yetki kuralının mevcut olmadığı, maddede düzenlenen yetkinin, kesin nitelikte olup kamu düzenine ilişkin olduğundan Mahkemece yargılamanın her safhasında re"sen dikkate alınması gerekir.
Kesin yetki kuralı dışındaki genel yetkili mahkeme ise, 1086 sayılı HUMK’un 9.maddesini karşılayan 6100 sayılı HMK’nin 6. maddesinde düzenlenmiş, buna göre; yetkili mahkeme davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. Ayrıca aynı Kanun"un 19/4. maddesine göre de yetkinin kesin olmadığı davalarda, davalı süresi içinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunmazsa, davanın açıldığı mahkeme yetkili hale gelir. Hakim doğrudan (re"sen) yetkisizlik kararı veremez.
4721 sayılı TMK’nin 51. maddesinde; tüzel kişinin yerleşim yerinin, kuruluş belgesinde başka bir hüküm bulunmadıkça işlerinin yönetildiği yer olduğu hükme bağlanmıştır. İntifa haklarının (tevliyet, sükna ve galle) tespit ve tahsili için; mülhak vakıflar aleyhine açılacak davalarda yetkili mahkeme, vakfın yerleşim yeri (kurulduğu yer) mahkemeleri kesin yetkilidir.
Dava konusu vakıf, mülga 743 Sayılı TMK’nin yürürlük tarihinden önce kurulmuş ve yönetimi vakfedenin soyundan gelenlere şart edilmiş vakıf, yani “mülhak vakıf”tır. Dosyada bulunan ve Vakıflar Genel Müdürlüğü"nden gelen 10.04.2015 tarihli yazı ekinde bulunan vakfiyeye göre dava konusu mülhak vakfın ...’da kurulduğu anlaşılmaktadır. 6100 sayılı HMK’nin 114. maddesi gereği yetkinin kesin olduğu hâllerde, mahkemenin yetkili bulunması dava şartı olup, dava şartlarının 115.madde gereği yargılamanın her aşamasında re"sen dikkate alınması gerekir. Yine aynı Kanun"un 19. maddesi gereği yetkinin kesin olduğu davalarda, mahkeme yetkili olup olmadığını, davanın sonuna kadar kendiliğinden araştırmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır. Bu durumda mahkemece, vakfın merkezinin bulunduğu (kurulu olduğu yer) ... Asliye Hukuk Mahkemelerinin yetkili olması sebebi ile yetkisizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasına girilip hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK"nin 373/1. maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının yukarıda belirtilen nedenle BOZULMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, bozma nedenine göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 15/04/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.