Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/1271
Karar No: 2011/5480
Karar Tarihi: 27.10.2011

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2011/1271 Esas 2011/5480 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2011/1271 E.  ,  2011/5480 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tescil

    ... ile Hazine ve Saraycık Köyü Tüzel Kişiliği aralarındaki tescil davasının kabulüne dair...Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 09.12.2010 gün ve 122/997 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:


    KARAR

    Davacı ..., mevki ve sınırları dava dilekçesinde gösterilen bir parça tapusuz taşınmazın babası .... tarafından imar-ihya edilerek tarım arazisi haline getirildiğini, sağlığında kendisine verdiğini, eklemeli 65-70 yıldan beri malik sıfatıyla davasız aralıksız zilyet olduğunu belirterek adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı Hazine vekili, çekişmeli yerin Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki taşınmazın zilyetlik yoluyla kazanılamayacağını, Saraycık Köyü Tüzel Kişiliği temsilcisi ise nizalı yerin mera niteliğinde olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır.
    Mahkemece, davacı lehine kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla kazanma koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüyle 09.11.2011 tarihli krokide B harfi ile gösterilen 3753,25 m2"lik taşınmazın davacı adına tapu siciline tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Tescile konu taşınmaz 1962 yılında yapılan tapulama çalışmasında “taşlık” niteliğiyle tespit dışı bırakılmıştır. Yerel bilirkişi ve tanıklar; bu yeri davacının babasının imar-ihya ederek tarım arazisi niteliği kazandırdığını daha sonra taşınmazı sağlığında oğlu davacıya verdiğini eklemeli 20 yılın üzerinde kazanmayı sağlayan zilyetliğin gerçekleştiğini bildirmişlerse de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli değildir. Az yukarıda belirtildiği gibi Saraycık Köyü Tüzel Kişiliği temsilcisi taşınmazın öncesinin mera olduğunu bildirmiş; bir kısım tanıklar ise bu yerde önceden köy halkının hayvanlarını otlattığını beyan etmişlerdir. Hayvanların otlatıldığı her yer mera sayılmaz ise de mahkemece yöntemine uygun biçimde herhangi bir mera araştırması yapılmamıştır. 4342 sayılı Mera Kanununun 3/b maddesinde, meralar, hayvanların otlatılması ve otundan yararlanılması için tahsis edilen veya kadimden beri bu amaçla kullanılan yerler olarak tanımlanmıştır. Aynı kanunun 4. maddesi meraların amaçları dışında kullanılamayacağını, kazandırıcı zamanaşımının uygulanamayacağını düzenlemiştir. Böyle yerlerin mera niteliği kanunlarda belirtilen yetkili organlarca değiştirilmedikçe zilyetlikle kazanılamaz ve tapu siciline tescil edilemez.
    Mera iddiası olan bir yerin tapu siciline tescil edilebilmesi için mera niteliğinde olmadığının duraksamaya yer vermeyecek şekilde saptanması gerekir. Bir yerin öncesinin veya şimdiki durumunun tahsisli ve kadim meralardan olup olmadığı ayrı usul ve şekilde araştırılmaya tabidir. Tahsisli ve kadim meraların oluşumu birbirlerinde farklıdır. Tahsisli meralar yetkili merciler tarafından kamunun yararlanılmasına ayrılmak suretiyle ve tahsis yoluyla oluştuğu halde kadim meralar başlangıcı bilinmeyen bir zamandan beri geleneksel olarak o yer halkının yararlanması suretiyle kamu malı niteliğini kazanırlar. HGK’nun 30.10.1991 gün 1991/8-427-544 ve 3.5.1995 gün ve 1995/17-149-502 sayılı kararlarında da belirtildiği gibi bir yerin yetkili bir merci tarafından mera olarak tahsis edilmesi, evveliyatı itibariyle o yerin mutlak surette mera olarak kabulüne yeterli olmadığı gibi zilyetlikle iktisap iddiasının dinlenilmesine de engel değildir. Bir yerin yetkili merci tarafından mera olarak tahsisinin yapılmış olması durumunda gerçek kişinin o yerdeki zilyetliği sona ereceğinden mera olarak tahsisin yapıldığı tarih itibariyle kazandırıcı zamanaşımı yoluyla mülk edinme koşullarının saptanması gerekir. Taşınmazın tahsis yoluyla değil de kadim mera olduğunun anlaşılması halinde ise hiçbir şekilde kazandırıcı zamanaşımı yoluyla iktisabı mümkün değildir.
    Taşınmazın tahsisli meralardan olup olmadığı hususu araştırılırken, öncelikle bu yerde mera tahsisinin bulunup bulunmadığının İlçe ve İl Özel İdare Müdürlüğü ile Tarım Müdürlüğü ve Tapu Sicil Müdürlüğünden ayrı ayrı sorulması, varsa mera tahsis tutanağı ve paftası getirtilerek mahallinde uzman bilirkişi aracılığıyla uygulanması, nizalı taşınmazın tahsisli mera haritası kapsamında kalıp kalmadığı, mera norm kararına göre tahsis edilen meranın menşei norm kararından araştırılarak tahsisin mevcut meradan mı, yoksa bakanlık emrine geçen yerlerden mi yapıldığı tahkik ve tespit edilmelidir. Ne var ki, mahkemece Kayseri İl Tarım Müdürlüğünün 29.12.2008 tarihli yazısı ekinde gönderdiği mera krokisinin zemine uygulanmasıyla yetinilerek az yukarıda belirtilen mera tahsis kararına ilişkin belgeler dosya içerisine getirtilmemiştir. Bu nedenle, ayrıca İl Özel İdare Müdürlüğüne yazılacak yazıyla dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde yetkili komisyonlarca mera tahsisinin yapılıp yapılmadığı, yapılmışsa tahsise ilişkin norm kararı ile eklerinin gönderilmesinin istenilmesi, bundan sonra yeniden taşınmazın bulunduğu yerde yerel, teknik ve uzman ziraat mühendisi aracılığıyla keşif yapılarak zemine uygulanması, çekişme konusu taşınmazın tahsisli mera içinde kalıp kalmadığının duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir.
    Ayrıca, bir arazinin kullanım süresi ve niteliği ile üzerinde imar-ihya işlemlerinin tamamlandığı tarihin en iyi belirleme yöntemi hava fotoğraflarıdır. Bu hava fotoğraflarının en az iki ayrı zamana ilişkin olması gerekir. Sağlıklı bir yargıya ulaşmak için tespit dışı bırakma tarihinden sonra olmak üzere, dava tarihine göre 20-25 yıl öncesine ait (1983-1988 arası) stereoskopik hava fotoğraflarının dosyada yer almış olması ve bu fotoğrafların stereoskopla incelenmesi gerekir. Stereoskopik çift hava fotoğrafı bir stereoskop altında incelendiğinde arazinin üç boyutlu görünmesi, taşınmazın çekim tarihindeki sınırlarının ve niteliğinin belirlenebilmesi, bu yolla ekilemeyen alanların net bir biçimde tespitinin yapılabilmesi mümkündür. Mahkemece uyuşmazlığın çözüme kavuşturulabilmesi için gerekli bulunan hava fotoğraflarından yararlanılmamıştır. Hal böyle olunca mahkemece yapılacak iş; yukarıda belirtilen bilirkişiler ile birlikte jeodezi ve fotogrametri uzmanı harita mühendisinden oluşacak bilirkişi kurulu aracılığıyla belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğraflarının mercinden getirtilip stereoskop aletiyle yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda inceleme yapılarak; öncelikle çekişme konusu taşınmaz hava fotoğrafında gösterilmeli, daha sonra bu yerin önceki ve şimdiki niteliğinin, imar ihyaya en erken ne zaman başlanıldığının ve tamamlandığının, arazinin ekonomik amaca uygun olarak tarımsal amaçlı zilyetliğine ne zaman başlanıldığının belirlenebilmesine çalışılması gerekir. Tanık ve yerel bilirkişi beyanları bilimsel esaslara göre hazırlanan bu uzman bilirkişi raporuyla denetlenmelidir.
    Bundan ayrı, tapusuz taşınmazın zilyetlik yoluyla tapu siciline tescil edilebilmesi için çifte tapu oluşturmamak bakımından öncesinin tapusuz olması gerekir. Mahkemenin bu yöndeki araştırması dahi yetersizdir. Dava konusu taşınmaza ilişkin kroki de eklenmek suretiyle İncesu Tapu Sicil Müdürlüğüne yazılacak müzekkere ile taşınmazın tapulu yerlerden olup olmadığı sorulmalı, verilecek cevap dosya arasına konularak hüküm kurulurken göz önünde bulundurulmalıdır. Diğer yandan dava konusu taşınmazın bulunduğu Saraycık köyünün Kayseri Büyükşehir Belediye sınırları içerisinde bulunup bulunmadığı araştırılmamıştır. Mahkemece Büyükşehir Belediye Başkanlığından bu hususun sorulması, Büyükşehir belediyesinin sınırları içinde kaldığının bildirilmesi durumunda ilgisi nedeniyle davanın Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanlığına da yöneltilmesi, savunmalarının sorulması, bildirmesi durumunda delillerin toplanarak tartışılıp değerlendirilmesi gerekir. İncesu İlçesi Büyükşehir Belediyesi sınırları içinde kaldığının saptanması halinde davalı ... mahalleye dönüşeceğinden kararda bu durumun da dikkate alınması gerekir. Tüm bu eksiklikler giderildikten sonra toplanacak taraf delillerine göre dava hakkında bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
    Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve kanuna aykırı görülen mahkeme hükmünün 6100 sayılı ...nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 27.10.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi