17. Hukuk Dairesi 2014/10669 E. , 2015/4106 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı, dava dışı ... yönetimindeki kendisinin işleteni olduğu aracın, dava dışı ..."nun sevk ve idaresindeki araç ile çarpışması neticesinde hasara uğradığını, kazanın oluşumunda yolda çalışma olduğuna dair herhangi bir uyarı levhası koymayan ve gerekli önlemleri almayan davalı yol yapım şirketinin tamamen kusurlu olduğunu, aracının kaza sonucunda kullanılamayacak hale gelmiş olup değer ve kira geliri kaybına uğradığını ileri sürerek değer kaybı bedeli olarak 30.000,00 TL ile kira kaybı bedeli olarak 10.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, husumet itirazında bulunmuş; müvekkili şirkete izafe edilen kusur oranını kabul etmediklerini, kazanın oluşumunda araç sürücülerinin kusurlu olduğunu, davacı tarafça talep edilen tazminat miktarının fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporlarına göre, davanın kısmen kabulü ile 15.935,92 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Dava, trafik kazası sonucu araçta meydana gelen hasar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Kaza sonrasında düzenlenen kaza tespit tutanağında, kazanın oluşumunda yolun yapımını ve bakımını üstlenmiş olan davalı şirketin KTK."nun 84. maddesinde yer alan kusurlardan “çalışmaları gerekli önlemler alarak, aldırarak ve devamını sağlayarak trafik akşını ve güvenliğini bozmayacak tarzda gerçekleştirmek” kuralını ihlal ettiğinden kusurlu olup kazaya karışan her iki araç sürücüsünün kusursuz oldukları belirtilmiş; aynı olaya ilişkin olarak kazaya karışan diğer aracın zorunlu mali mesuliyet sigortacısı tarafından aynı davalı şirkete karşı açılan .... Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2012/692 Esas 2013/664 Karar sayılı dosyasında, kusur oranlarının tespiti için emekli komiser bilirkişiden aldırılan 30/05/2011 tarihli rapora göre, kazanın oluşumunda davacıya sigortalı araç sürücüsü ..."nun asli ve %65 oranında kusurlu, davalı şirket yetkililerinin ise tali ve %35 oranında kusurlu olduğu, karşı araç sürücüsü ..."nun kusurunun bulunmadığı belirtilmiş; taraf vekillerinin itirazı üzerine Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyeti"nden aldırılan 05/11/2013 tarihli raporda da aynı görüşe iştirak edilmiş; mahkemece, belirtilen kusur oranları kabul edilerek hüküm kurulmuştur.
Eldeki davada ise, kusur oranlarının tespiti için trafik polis memuru bilirkişiden aldırılan 05/11/2012 tarihli rapora göre; davalı şirketin gerekli işaretlemeleri yapmadan yolu trafiğe kapatarak kazaya sebep olduğu anlaşıldığından kazanın oluşumunda %80 oranında, karşı araç sürücüsü ..."nun yolun sağ kenarında bulunan “Dur” işaret levhasını dikkate almayarak yola çıktığından %20 oranında kusurlu, davacıya ait araç sürücüsü ..."nun ise kusursuz olduğu belirlenmiştir. Taraf vekillerinin itirazı üzerine İTÜ Makine Fakültesi öğretim üyelerinden oluşan kusur uzmanı bilirkişi heyetinden aldırılan 18/03/2013 tarihli raporda da bu görüşe iştirak edilmiş; belirlenen kusur oranları mahkemece kabul görerek hükme esas alınmıştır.
Aynı kazaya ilişkin her iki dosyada kusur konusunda aldırılan bilirkişi raporları tamamıyla birbirinden farklı olup bu farklılık nedeniyle ortaya çıkan çelişkinin giderilmesi gerekir. Eksik incelemeyle hüküm kurulması doğru değildir.
Bu durumda mahkemece, tarafların davaya konu trafik kazasındaki kusur durumlarının tespiti için dosyanın Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi"ne gönderilerek tüm dosya kapsamına göre kaza tespit tutanağı, bilirkişi raporları ve diğer tüm delillerin irdelendiği ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli rapor alınması ve daha önce alınan raporlar arasındaki çelişki giderilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 10/03/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.