17. Hukuk Dairesi 2013/17408 E. , 2015/4203 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; davalı tarafa ait araç sürücüsünün kusurlu hareketi ile meydana gelen kazada desteklerinin öldüğünü açıklayıp, fazlaya ilişkin hak ve alacaklarının saklı tutularak 25.000 TL destekten yoksun kalma tazminatının 24/09/2011 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir. Davacı vekili; 21.06.2013 tarihinde taleplerini İhsaniye için 103.158TL, ... için 21.956 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı vekili; davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulü ile İhsaniye için 51.579 TL"nin 20.000 TL sinin dava tarihi olan 29/12/2011 tarihinden itibaren geri kalan 31.579, TL nin ıslah tarihi olan 21/06/2013 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile ve ... için 10.978 TL"nin 5.000 TL sinin dava tarihi olan 29/12/2011 tarihinden itibaren geri kalan 5.978, TL nin ıslah tarihi olan 21/06/2013 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, davacıların murisinin ölümü nedeni ile 6098 sayılı BK m. 53 gereğince destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
2918 sayılı KTK 85/1 maddesinde "Bir motorlu aracın işletilmesinin bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olması durumunda motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşübbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibinin doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulacağı" hükmü düzenlenmiş, KTK 85/son maddesinde ise "işleten ve araç işleticisi teşebbüs sahibinin, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumlu" olacağı belirtilmiştir.
Somut olayda; davalı tarafa sigortalı araç sürücüsünün geri manevra yaptığı sırada, gözcü olarak dava dışı ..."nün bulunduğu anlaşılmıştır. Mahkemece; alınan ATK kusur raporunda davalı tarafa ait sürücünün %40 oranında, geri manevra sırasında gözcülük yapan, işleten yardımcısı ..."nün %40 oranında kusurlu oldukları belirtilmiştir.
Yukarıda anılan kanun maddeleri uyarınca, davalı, işleten yardımcısının kusurundan da sorumludur. Mahkemece; bu kurala riayet edilmeden, yalnızca davalı tarafa ait sürücünün kusurundan sorumlu tutulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
2-Davacı vekili dilekçesinde ticari faiz talep edilmiş, ancak mahkemece yasal faize hükmedilmiştir. Oysa zarara neden olan kamyon ticari araçtır. Bu itibarla davada faiz olarak ticari faize hükmedilmesi gerekirken yasal faize hükmedilmesi de doğru görülmemiştir.
3-2918 sayılı KTK.nun 99/1. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi Genel Şartları`nın B 2/a maddesi uyarınca, rizikonun bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortanın tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmakta, bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüt gerçekleşmektedir. Sigortaya başvurulmadan dava açılması veya icra takibi başlatılması halinde ise bu tarihlerde temerrüt gerçekleşir.
Davalı sigorta ile davacı arasındaki hukuki ilişki sözleşme ilişkisi değildir. Borcun nedeni haksız eylemdir. Yukarıda anılan hükümlere göre, davalı sigorta şirketi bakımından faizin başlangıcını oluşturan ihbar yükümlülüğünde esas olan, zarar miktarı değil kazanın ihbar edilmesidir. Kazanın ihbar edilmesiyle, zararın miktarını belirlemek sigortanın sorumluluğunda olur. Bu itibarla, sigortaya başvuru yapılması veya dava açılmasıyla; kaza, davalı sigortaya ihbar edilmiş olacağından, anılan hükümlerde öngörülen koşullar yerine getirilmiş olacaktır.
Bu durumda, ilke olarak davadan önce usulüne uygun başvuru yapılmış ise bundan 8 iş günü sonrasında, başvuru yapılmamış ise dava tarihi itibarıyla, belirlenen tazminat alacağının tamamı için anılan tarihlere uygun faiz uygulanması gerekir.
Somut olayda; dosya içerisinde davalı sigorta şirketine başvuru yapıldığına ilişkin belge bulunmamasına göre, davalının dava tarihinde temerrüde düştüğünün kabulü gerekir. Mahkemece; hükmedilen tazminatın tamamına dava tarihinden faiz yürütülmesi gerekirken, dava ve ıslah tarihinden ayrı ayrı faiz yürütülmesi doğru görülmemiştir.
4-Kabule göre de; yargılama sonunda reddedilen miktar varsa, reddedilen kısım üzerinden davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekir. Reddedilen miktar üzerinden davalı lehine vekalet ücreti hükmedilmemiş olması da doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda 1-2-3 numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin, 4 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın temyiz eden davacılar ve davalıya geri verilmesine 12.03.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.