
Esas No: 2015/8197
Karar No: 2015/8044
Karar Tarihi: 28.04.2015
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2015/8197 Esas 2015/8044 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Dava, tarım Bağ-Kur sigortalılık süresinin tespiti İstemine ilişkindir.
Mahkeme, ilâmında belirtildiği şekilde vazgeçme nedeniyle davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermiştir.
Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava, tarım Bağ-Kur sigortalılık süresinin tespiti istemine ilişkin olup, davacı vekili, 03.02.2015 tarihinde verdiği dilekçe ile 6552 sayılı Yasa"dan yararlanmak için davadan vazgeçtiğini bildirmiş, Mahkemece, bu dilekçeye dayalı olarak vazgeçme nedeniyle davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Sigortalı olmak, kamu düzenine ilişkin, kişiye bağlı, vazgeçilemez ve kaçınılamaz hak ve yükümlülük doğuran bir hukuksal statü meydana getirmektedir. Kişilerin ve sosyal güvenlik kuruluşlarının bu statünün oluşumundaki rolü, yenilik doğurucu ve iradi bir durum değil, kanun gereği kendiliğinden oluşan statüyü belirlemekten ibarettir. Dolayısıyla, sosyal güvenlik hakkından HMK. 307. (HUMK. 91.) maddesi kapsamında feragat olanaksızdır ve açılan sigortalılığın ve sigortalı hizmetlerin tespitine ilişkin davadan da vazgeçilemez.Davacı ancak, HMK. 123. maddesinde düzenlenen hakkını kullanabilir ve ileride yeniden dava açabilme hakkını saklı tutarak, davalının rızası ile davanın takibinden vazgeçebilir veya HMK. 150. maddesi hükmü gereğince davayı takip etmeyerek yenileninceye kadar dosyanın işlemden kaldırılması ve giderek davanın açılmamış sayılması sonucunu elde edebilir.
Bu nedenle; inceleme konusu dava sigortalılık süresinin tespiti istemine ilişkin olup, prim borçlarının yapılandırmasına ilişkin olan 6552 sayılı Yasa ile ilgisi bulunmamakta olup, davada anılan yasanın uygulama yeri bulunmamaktadır.Hal böyle olunca, davacı vekilinin feragat beyanının davanın atiye bırakılması şeklinde kabulü ile davanın esası hakkında karar verilmemesi yerinde bulunmuşsa da; kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmemesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
Ne var ki; bu aykırılığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, karar bozulmamalı, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu"nun geçici 3. Maddesi yollamasıyla halen yürürlükte bulunan 1080 Sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 438. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ : Hükmün fıkrasının 4. Bendinin silinerek yerine "" Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürrürlükte bulunan ..."e göre hesaplanan 1.500 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine"" yazılmasına ve kararın bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 28.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.