4. Hukuk Dairesi 2020/2735 E. , 2020/3893 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve diğerleri aleyhine 05/03/2010 gününde verilen dilekçe ile haksız eylemden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın maddi ve manevi tazminat yönünden reddine dair verilen 12/03/2020 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, haksız eylemden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın maddi ve manevi tazminat yönünden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.Davacı vekili, demircilik işi ile uğraşan davacının ... ilinde ikamet ettiğini, dava dışı kişilerce kimlik bilgileri kullanılarak adına sahte kimlik çıkarıldığını, bu sahte kimlik ile çeşitli bankalardan çek karnesi alındığını, çeklerin karşılıksız çıkması üzerine farklı yerlerde davacı hakkında karşılıksız çek keşide etmek suçundan dava açıldığını, hakkında kesinleşen davalardan infaz aşamasında haberdar olduğunu, bu davaların bir kısmında iade-i muhakeme talebinde bulunulduğunu, bir kısmında davacının beraat ettiğini, bir kısmında ise mahkumiyetine karar verildiğini, yapılan imza incelemeleri sonucunda bir çok mahkemede imzaların davacıya ait olmadığının tespit edildiğini, bu şekilde haksız şekilde yaklaşık 8 ay cezaevinde kaldığını, davacının bu şekilde iş ve güçten yoksun kaldığını ve bu davalar nedeni ile masraflar yaptığını, ekonomik ve psikolojik olarak yıprandığını belirterek maddi ve manevi zararının giderilmesi isteminde bulunmuştur.Davalılar, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davacıya ait kimlik bilgilerinin üçüncü kişilerin eline geçmesinde, davalılara atfedilebilecek bir kusur bulunmadığı, davalıların iyi niyetli üçüncü kişiler olarak bankacılık ve finans sektöründe faaliyet gösterdikleri, haksız eylem nedeniyle oluşan zararın dosya kapsamında ispat edilemediği gerekçesiyle davacının maddi ve manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacı vekilinin davalılardan ...’na yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken veya görevlerini yaparken kişilere zarar vermesi ilgili kamu kurumunun hizmet kusurunu oluşturur. Bu durumda sorumlu, kamu görevlisinin emrinde çalışmakta olduğu kamu kurumu olup dava o kurum aleyhine açılmalıdır (TC Anayasası 40/3, 129/5, 657 Sy. K. 13, HGK 2011/4-592 E., 2012/25 K). Bu konuda yasal düzenlemeler emredici hükümler içermektedir. Diğer yandan Sorumluluk Hukukunun temel ilkeleri açısından bakıldığında da bu şekilde düzenlemenin mevzuatta yer almış olması zarar görenin zararının karşılanması yönünde önemli bir teminattır.Davaya konu somut olayın incelenmesinde; davacı, gerçekte kullandığı nüfus cüzdanının seri numarasının Z07 292740 olduğunu, ancak kendisi adına Eminönü İlçe Nüfus Müdürlüğünden yenileme nedeni ile 03/06/2004 tarihinde verilen nüfus cüzdanının seri numarasının ise H09 057423 olduğunu, davacının gerçekte kimliğini değiştirme talebi olmadığı halde ve eski kimliğini de nüfus memuruna iade etmediği halde yenileme nedeni ile hakkında sahte kimlik düzenlendiğini, bu konuda dava dışı nüfus memurunun görevi sırasında kusurlu davranışının söz konusu olduğunu iddia ederek davalı ...’ndan maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur.Şu durumda, yukarıda açıklanan ilkeler de dikkate alınarak, davanın idari yargı yerinde ve idareye karşı açılması gerekir. Nüfus memurunun görevi sırasındaki kusurlu eyleminden dolayı davalı ...’na adli yargı yerinde husumet yöneltilemez. Mahkemece, davalı ... yönünden yargı yolu nedeniyle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasının çözümlenmesi doğru görülmemiş ve kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
2- Davacı vekilinin davalı bankalara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Dosyanın incelenmesinde, davacının davalı bankalar yönünden talebinin, sahte kimlik ve belgeler kullanılarak dava dışı kişi ya da kişilerce davacı adına çek karnesi alınması ve bu karnelerin kullanılması suretiyle davacının karşılıksız çek keşide etmek suçundan yargılanarak cezaevinde hükümlü sıfatıyla kalması, basiretli bir tacir konumunda olan davalı tüzel kişi bankaların müşterileri adına çek hesabı açarken gerekli dikkat ve özeni göstermesi gerekirken göstermemesi ve bu suretle davacının zarara uğradığı iddiasına dayanmaktadır.Şu durumda, öncelikle tarafların kusur durumlarının araştırılması, davalı bankaların kusurlarının bulunması halinde zarar kapsamının kusur durumuna göre hesap edilerek varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken mahkemece eksik incelemeye dayalı olarak maddi ve manevi tazminatın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (1) nolu bentte gösterilen nedenle davalı ... yönünden, (2) nolu bentte gösterilen nedenlerle diğer davalı bankalar yönünden BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 12/11/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.