4. Hukuk Dairesi 2020/711 E. , 2020/3894 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 13/12/2011 gününde verilen dilekçe ile trafik kazası sonucu yaralanmadan kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; maddi tazminatın kabulüne, manevi tazminatın kısmen kabulüne dair verilen 19/07/2018 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Gerekçeli karar başlığında dava tarihi 13/12/2011 olarak yazılması gerekirken, 11/09/2017 olarak yazılması mahallinde düzeltilebilir maddi hata olarak görülmekle bu husus ayrıca bozma sebebi yapılmamıştır.Dava, trafik kazası sonucu yaralanmadan kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, maddi tazminatın kabulüne, manevi tazminatın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Davacı vekili; davacının olay günü ...-... yönünde motosiklet ile seyir halinde iken davalının sevk ve idaresindeki ...plakalı otomobil ile yol kenarında duraklamaktayken, aniden U dönüşü yapması sonucu davacıya çarparak davaya konu trafik kazasının meydana geldiğini, ceza yargılaması sonucunda davalının kusurlu bulunarak mahkumiyetine karar verildiğini, davacının bu kaza sonucunda kalça kemiğinde kırık oluşacak şekilde yaralandığını, tedavi olduğunu, uzun süre iş ve güçten yoksun kaldığını, genç yaşta sakatlık yaşadığını belirterek maddi ve manevi zararının ödetilmesi isteminde bulunmuştur.
Davalı vekili; davalının olayda kusurlu olmadığını belirterek açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.Mahkemece; maddi tazminatın kabulüne, manevi tazminatın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dosyanın incelenmesinde; mahkemece 21/05/2014 tarihinde verilen ilk kararda davalının tam kusurlu olduğu kabul edilerek yapılan maddi tazminat hesabı sonucu maddi tazminatın kabulüne, davacının yaralanma derecesi, kusur oranları dikkate alınarak manevi tazminatın da kısmen kabulüne karar verilmiş; karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Yapılan temyiz incelemesi sonucu, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 21/03/2017 tarihli, 2014/17034 esas, 2017/3040 karar sayılı ilamı ile, kaza tespit tutanağındaki kusur oranları ile ceza yargılamasında keşif sonucu alınan kusur raporundaki oranlar arasında farklılık olduğunu, buna rağmen mahkemece yeni bir kusur raporu alınmadan ceza dosyasındaki kusur raporu ile bağlı kalınarak eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu, tarafların olaydaki kusur durumlarının hiçbir duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenip sonucuna göre karar verilmesi gerektiği, ayrıca davalı tarafından davacı motosiklet sürücüsünün olay anında kask takmadığı ve sürücü belgesinin bulunmadığı hususlarının iddia edildiği, mahkemece davacının olayda müterafik kusurunun bulunup bulunmadığı ve tazminattan bu nedenle indirim yapılıp yapılmaması hususlarının tartışılmadığı gerekçesiyle bozma kararı verilmiştir.Mahkemece, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 21/03/2017 tarihli bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş, Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden bozma sonrası alınan 15/03/2018 havale tarihli raporda; motosiklet sürücüsü davacı ..."nın tali derecede ve %15 oranında, otomobil sürücüsü davalı ..."nun ise asli derecede ve %85 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Anılan raporda davacı tarafın da kusurlu olduğu belirlenmiş olmasına rağmen mahkemece hüküm altına alınan tazminatlardan herhangi bir şekilde kusur indirimi yapılmayarak uyulan bozma ilamının gereği yerine getirilmemiştir.
Ayrıca, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 21/03/2017 tarihli bozma ilamında açıkça, mahkemece, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 52. (818 sayılı BK 44.) maddesi gereğince motosiklet sürücüsü davacının kask durumu ile sürücü belgesi olmamasından dolayı müterafik kusurunun bulunup bulunmadığı ve tazminattan bu nedenle indirim yapılıp yapılmaması hususlarının tartışılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği belirtilmiş olmasına rağmen, mahkemece yine aynı şekilde müterafik kusur tartışılmamış, uyulan bozma ilamının gereği bu şekilde de yerine getirilmemiş olup, kararın bu nedenlerle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 12/11/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.