Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/6864
Karar No: 2011/6026
Karar Tarihi: 21.11.2011

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2011/6864 Esas 2011/6026 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2011/6864 E.  ,  2011/6026 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil

    ... ile Hazine aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair ... Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 29.06.2010 gün ve 100/228 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

    KARAR

    Davacı dava dilekçesinde; Hazine adına tespit ve tescil edilen 128 ada 340 sayılı parselin içerisinde kendisine ait yaklaşık 6 dönüm civarındaki taşınmazın bulunduğunu, anılan parselle birlikte tespit ve tescil edildiğini, babasının ölümünden sonra rızai taksim sonucu kendisine düştüğünü belirterek Hazine adına kayıtlı tapunun belirtilen miktarda iptaliyle adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiş, yapılan keşiften sonra dosyaya sunduğu 22.06.2010 tarihli ıslah dilekçesiyle iptal ve tescilini istediği taşınmazın bazı kısımlarının 128 ada 273, aynı ada 275 ve 276 sayılı parsellerde kaldığını belirterek 128 ada 273 ve 340 parseller içerisinde kalan, teknik bilirkişi tarafından krokisinde A, B ve C harfleriyle işaretlenen taşınmaz bölümleri bakımından 128 ada 273 ve 340 sayılı parsellerin tapu kayıtlarının kısmen, aynı ada 275 ve 276 sayılı parsellerin tapu kayıtlarının ise tamamen iptal ve tescilleriyle hepsinin birleştirilerek adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir. Islah dilekçesiyle birlikte gerekli harcı da yatırdığı anlaşılmıştır.
    Davalı Hazine vekili, 27.05.2009 tarihli yargılama oturumda ve diğer oturumlarda davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Mahkemece; 128 ada 340 parsel içerisinde krokide A ve B harfleriyle gösterilen yerler ile aynı ada 273 parsel içerisinde C harfiyle işaretlenen taşınmaz bölümleri bakımından Hazinenin tapu kayıtlarının kısmen, aynı ada 275 ve 276 sayılı parsellere ait Hazine tapularının tamamen iptali ile hepsinin birleştirilmesi suretiyle tek parça halinde davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava kazanmayı sağlayan zilyetlik, muristen intikal ve paylaşım hukuksal sebeplerine dayalı olarak TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır.
    Mahkemece, yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Mahkemece, 03.06.2010 tarihinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklar davacı tarafından gösterilen parseller ile diğer parseller kapsamında kalan taşınmaz bölümlerinin üç tarafının dere ile çevrili olduğunu açıklamışlar, uzman bilirkişi ziraat mühendisi de birbirlerine bitişik olan taşınmazların üç tarafının dere ile çevrili olduğunu raporunda belirtmiştir. Teknik bilirkişinin krokisinde taşınmazların çevresinde derenin olup olmadığı işaretlenmediği gibi orijinal pafta üzerinde yapılan incelemede de dereye rastlanılmamıştır.
    Uyuşmazlık konusu 128 ada 340, 273 ve 275 sayılı parseller 2007 yılında yapılan kadastro çalışmalarında belgesizden ham toprak niteliğiyle ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu hükümleri uyarınca Hazine adına tespit ve tescil edilmişlerdir. Söz konusu parsellerin kadastro tutanakları 26.04.2007 tarihinde kesinleşmiştir. 128 ada 276 sayılı parsel ise aynı tarihte yapılan kadastro çalışmalarında Hazineye ait Toprak Tevzii Komisyonunca yapılan işlemler sonucu oluşturulan 18.03.1964 tarih ve 852 sıra nolu tapu kaydının revizyonu sonucu Hazine adına ham toprak niteliğiyle tespit ve tescil edilmiştir. Bu tutanak da 26.4.2007 tarihinde kesinleşmiştir. 340 ve 273 sayılı parseller kapsamında kalan ve kabulüne karar verilen A, B ve C harfleriyle gösterilen yerler ile 275 ve 276 sayılı parsellerin zeminde birbirlerine bitişik ve bir bütünlük oluşturduğu orijinal pafta ve teknik bilirkişinin krokisiyle sabittir. Taşınmazlar bir bütün olarak düşünüldüğünde üç tarafı da dere ile çevrili bulunduğuna ve 276 sayılı parsele revizyon gören 852 sıra nolu tapu kaydının iki yönü (kuzey-güney) mera okuduğuna göre uzman bilirkişi jeoloji mühendisinin dinlenmesi, kadim ve tahsisli mera araştırılmasının yapılması zorunlu görülmektedir.
    Bu nedenle 128 ada 273, 275 ve 340 sayılı parsellerin kadastro tespitinin yapıldığı 2007 yılından geriye doğru en az 20 yıl öncesine ait (1975-1987 yılları arası) iki ayrı zamanda çekilmiş hava fotoğrafları ile orijinal pafta üzerinde yapılan inceleme sonucu 1.036.118 (103 hektar 6118 m2) yüzölçüm büyüklüğünde 128 ada 340 sayılı parsel ve bu taşınmaza komşu 38, 39, 45, 46, 49, 57, 58, 65, 67, 68, 69, 76, 89, 90, 96, 108, 109, 110, 112, 114, 115, 116, 150,151, 152, 153, 154,155, 156, 157, 163, 164, 165, 166, 168, 175, 176, 187, 188, 192, 313, 310, 309, 311, 312, 285, 314, 278, 274, 272, 335, 338, 266, 267, 268, 269 ve 270 parsel sayılı taşınmazlara ait kadastro tutanak ve ekleriyle kadastro sırasında bu parsellere revizyon gören tapu ve vergi kayıtları bulundukları yerlerden getirtilerek, dosya arasına konulması, aynı şekilde 128 ada 276 sayılı parsele revizyon gören ve Hazinenin 18.03.1964 ve 852 sıra nolu tapu kaydına esas olan 42 nolu Toprak Tevzii Komisyonunun oluşturduğu tablendikatif ve belirtme tutanaklarının okunaklı ve onaylı örneklerinin İl Özel İdare Müdürlüğünden getirtilerek dosyaya eklenmesi, İl Özel İdareye yazılacak müzakereye teknik bilirkişinin rapor ve krokisi ile 18.03.1964 tarih 852 sıra nolu tapu kaydının fotokopisinin eklenmesi, yeniden yapılacak keşifte mahkemece seçilecek uzman bilirkişi jeoloji mühendisi, jeodezi ve fotogrametri uzmanı harita mühendisi ve daha önce götürülmeyen başka bir ziraat mühendisi ile yerel bilirkişi ve tanıklar aracılığıyla hava fotoğrafları ile komşu parsellere ait kadastro sırasında revizyon gören tapu ve vergi kayıtlarının uygulanması, hava fotoğraflarının çekildikleri tarihlere göre kabulüne karar verilen tüm taşınmaz bölümleri ve parselleri bir bütün olarak düşünülmek suretiyle kültür arazisi niteliğinde bulunup bulunmadıkları veya ne nitelikte bulundukları, taşınmazların üç tarafının dereyle çevrili olduğu gözetilerek dava konusu yerlerin dere, dere yatağı veya derenin taşkın alanından elde edilen yerlerden olup olmadığının ve teknik bilirkişiye krokisi üzerinde işaret etttirilmesinin sağlanması, komşu parsellere revizyon gören tapu ve vergi kayıtlarının taşınmaz yönünü ne gösterdikleri üzerinde durulması, bu hususların eksiksiz olarak saptanması, hava fotoğraflarının stereskopik aletle üç boyutlu olarak incelemeye tabi tutulması, taşınmaz bölümlerinin kesin niteliklerinin belirlenmesi gerekmektedir.
    Dava konusu 128 ada 276 sayılı parselin esasını teşkil eden Toprak Tevzii Komisyonunun tablentikatif ve belirtmelik tutanaklarının teknik bilirkişice zemine uygulanması, revizyon gören tapu kaydına göre iki tarafı kadim merayla çevrili bulunduğu göz önünde tutularak taşınmazların bulunduğu köye ait kadim ve tahsisli mera kayıtlarının olup olmadığının İlçe, İl Özel İdare, Kadastro ve Tapu Sicil Müdürlüklerinden istenilmesi, yukarıda açıklandığı biçimde bu kayıtların keşifte uygulanması, dava konusu yerlerin kadim ve tahsis mera kayıtları ile haritalarının kapsamında kalıp kalmadığının belirlenmesi, anılan kayıtların kapsamında kalmadığının anlaşılması halinde, bu takdirde kadim mera araştırılmasının yapılması, bu nedenle meradan yararı bulunmayan komşu köyler halkı arasından yerel bilirkişilerin mahkemece belirlenmesi, yine komşu köyler halkı arasından yaşlı ve yöreyi bilen tanıklarını bildirmeleri konusunda taraflara süre ve imkan tanınması, dava konusu yerin kadim meradan elde edilen yerlerden olup olmadığının yerel bilirkişi ve tanıklardan sorularak açıklığa kavuşturulması, uzman bilirkişilerden gerekçeli tarafların ve Yargıtay’ın denetimine açık rapor alınması, ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme sonucu hüküm kurulmuş olması usul ve kanuna aykırıdır.
    Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile yerel mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK.nun geçici madde 3’ün yollamasıyla HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 21.11.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.











    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi