
Esas No: 2011/6789
Karar No: 2011/6027
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2011/6789 Esas 2011/6027 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil
... ile Hazine aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair ... Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 21.09.200 gün ve 223/681 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı vekili dava dilekçesinde, kadastro çalışmaları sırasında 833 ada 13 nolu parselin Hazine adına tespit ve tescil edildiğini, vekil edenine ait yaklaşık 17 dönümlük yerin Hazinenin tapusu içerisinde kaldığını, bu miktar oranında davalı Hazinenin tapu kaydının iptali ile vekil edeni adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine vekili, dava konusu yerin boş, taşlık ve kayalık yerlerden olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, teknik bilirkişi ...’in 7.6.2010 tarihli raporuna ekli krokide B harfi ile işaretlenen 11577.306 m2 yüzölçümlü taşınmaz hakkındaki davanın kabulü ile davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik ve muristen intikal hukuksal sebeplerine dayalı olarak TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır.
Mahkemece, davanın yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmiş ise de, davada dava koşulunun yerine getirilmediği saptanmıştır. Davacı vekili dava dilekçesinde dava konusu Hazine parseli ile birlikte tespit ve tescil edilen yaklaşık 17 dönümlük yerin vekil edeninin dedesinden babasına ve babasından da vekil edenine intikal ettiğini açıklamış, ancak intikal biçimi konusunda herhangi bir açıklamada bulunmamıştır. Keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklarda aynı doğrultuda beyanda bulunmuşlardır. Davacının babası ...’in dosya arasında bulunan veraset belgesine göre miras bırakan ...nun 24.2.1990 tarihinde vefat ettiği anlaşılmıştır. Muris vefat ettiğine göre terekesi TMK.nun 701 ve 702. maddeleri gereğince elbirliği mülkiyet hükümlerine tabidir. Elbirliği mülkiyetinde mirasçıların terekeye dahil taşınmazlar üzerinde belirlenmiş payları olmayıp, her birinin payı taşınmazın tümü üzerinde söz konusudur. Taşınmaz davacının dedesinden babasına, babasından da davacıya satış, bağış veya babasının ölümünden sonra yapılan paylaşım sonucu davacıya düşmüş ise davanın bulunduğu bu haliyle yürütülmesi ve kazanma koşullarının da davacı yararına oluştuğu düşünülerek aynı biçimde davanın kabulüne karar verilmesi gerekmektedir. Şayet dava konusu taşınmaz satış ve bağış yoluyla ya da murisin terekesi henüz paylaşılmamış ve davacıya belirtilen sebeplerle dava konusu yer intikal etmemiş ise davacının terekeye dahil bir taşınmaz için tek başına üçüncü kişilere karşı dava açma sıfat ve yetkisi bulunmamaktadır. TMK.nun 702. maddesi uyarınca elbirliği mülkiyetinde tasarrufi işlemlerde oybirliği aranır. Davada bir tasarrufi işlem olup, bu nedenle davaya dahil bir taşınmaz için tüm mirasçıların üçüncü kişilere karşı birlikte dava açmaları TMK.nun 701 ve 702. maddeleri gereğidir. Çünkü davacı yalnız kendi adına iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur. Böyle bir durumda davacının tek başına üçüncü kişilere dava açamayacağı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekir. Belirtilen husus dışında kalan Hazinenin esasa ilişkin temyiz itirazları yerinde bulunmamaktadır. Dava koşulu kamu düzenine ilişkin olup mahkemece kendiliğinden göz önünde tutulur.
Davalı Hazine vekilinin dava koşuluna yönelik temyiz itirazları yerinde bulunduğundan kabulü ile yerel mahkeme hükmünün sadece dava koşulu bakımından 6100 sayılı HMK.nun Geçici madde 3’ün yollamasıyla HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 21.11.2011 tarihine oybirliğiyle karar verildi.