11. Ceza Dairesi 2020/2029 E. , 2020/5086 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi Belgede Sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet
7201 sayılı Tebligat Kanununun 10. maddesi uyarınca “tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresine yapılır” hükmü ile 6099 sayılı Kanunla yapılan değişiklik sonucunda anılan maddeye eklenen “bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır” ek fıkra hükmüne aykırı olarak, sanığın önce sorgusunda bildirdiği adrese tebligat yapılması bundan sonuç alınamaması halinde MERNİS adresine tebligat yapılması gerektiği gözetilmeden doğrudan MERNİS adresine yapılan tebliğin usulsüz olduğu anlaşılmış olup öğrenme üzerine sanığın, hükmü yasal sürede temyiz ettiğinin kabulü ile temyizin yasal süre geçtikten sonra yapıldığından bahisle sanığın temyiz isteminin reddine ilişkin usulsüz olarak verilen 24.12.2019 tarihli ek karar kaldırılarak yapılan incelemede;
O sırada başka bir hükümlülüğü nedeniyle Kartal Açık Ceza İnfaz Kurumunda bulunan sanığa duruşma günü SEGBİS salonunda hazır edilmesi gerektiğini bildiren yazı ile birlikte iddianame, tensip zaptı ve ihbar yazısının 27/11/2017 tarihinde tebliğ edildiği, UYAP "tan yapılan araştırmada duruşma günü olan ve aynı zamanda mahkumiyet hükümünün verildiği 08/05/2018 tarihinde sanığın ceza infaz kurumunda bulunmadığının ve kendisine yapılan tebligat nedeniyle haberdar olduğu duruşmaya bilerek katılmadığının anlaşılması karşısında tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yargılamanın hukuka uygun olarak yapıldığı, iddia ve savunmada ileri sürülen hususların gerekçeli kararda gösterilip tartışılarak değerlendirildiği, fiilin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, suç vasfının doğru biçimde belirlendiği, cezanın kanuni takdir sınırlarında uygulandığı, incelenen dosyaya göre kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmış, sanığın temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden hükmün ONANMASINA, 29/09/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.