
Esas No: 2018/79
Karar No: 2021/1243
Karar Tarihi: 25.02.2021
Danıştay 8. Daire 2018/79 Esas 2021/1243 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2018/79
Karar No : 2021/1243
Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı) : ...
Vekili : Av. ...
Karşı Taraf (Davalı) : ... Valiliği
Vekili : Av. ...
İstemin Özeti: ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararının hukuka aykırı olduğu öne sürülerek, 2577 sayılı Kanunun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi : ...
Düşüncesi : İstemin kabulü ile Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dava, Karaman İli, ... Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi'nde öğretmen olarak görev yapan davacının, kasıtlı olarak verilen emir ve görevleri tam ve zamanında yapmamak görev mahallinde kurumlarca belirlenen usul ve esasları yerine getirmemek fiilini işlediği iddia edilerek 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125/C-a maddesi gereğince 1/30 oranında aylık kesme cezasıyla tecziyesine ilişkin ... tarih ve ... sayılı Karaman Valiliği İl Milli Eğitim Müdürlüğü kararının iptline karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
İdare Mahkemesince; aylıktan kesme disiplin cezasına karşı itiraz süresinin 7 gün olduğu, bu süre içinde itiraz edilmediği takdirde işlemin kesinleşeceği, dava konusu disiplin cezasının davacıya 27/11/2015 tarihinde tebliğ edildiği, 04/12/2015 tarihine kadar itiraz edilmesi gerekirken; davacının 09/12/2015 tarihinde yaptığı itirazın süresi içinde olmadığı davanın, itiraz süresinin dolduğu tarihten itibaren 60 gün içinde açılması gerektiği, dolayısıyla davacının dava konusu işleme 04/12/2015 tarihinden itibaren Yasa'da öngörülen 60 günlük süre içinde, yani en son 02/02/2016 tarihine kadar dava açması gerekirken, 25/02/2016 tarihinde açılan davanın süre aşımı nedeniyle esasının incelenmesi olanağı bulunmadığı gerekçesiyle süre aşımı yönünden reddine karar verilmiştir.
Anayasa'nın "Temel hak ve hürriyetlerin korunması" başlıklı 40. maddesinde "Anayasa ile tanınmış hak ve hürriyetleri ihlal edilen herkes, yetkili makama geciktirilmeden başvurma imkanının sağlanmasını isteme hakkına sahiptir. (Ek fıkra: 3/10/2001-4709/16 md.) Devlet, işlemlerinde, ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek
zorundadır. Kişinin, Resmî görevliler tarafından vaki haksız işlemler sonucu uğradığı zarar da, kanuna göre, Devletçe tazmin edilir. Devletin sorumlu olan ilgili görevliye rücu hakkı saklıdır." düzenlemesine yer verilmiştir.
5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu'nun 9. maddesinde, "...Kurumlarda görev yapan yönetici, öğretmen, uzman öğretici ve usta öğreticiler, bu Kanun hükümleri saklı kalmak üzere; a) Sosyal güvenlik ve özlük hakları yönünden; 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu ile 4857 sayılı İş Kanunu, b) Yetki, sorumluluk, ödül ve cezalar ile bunların uygulanması bakımından; 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu, 1702 sayılı İlk ve Orta Tedrisat Muallimlerinin Terfi ve Tecziyeleri Hakkında Kanun, 4357 sayılı Hususi İdarelerden Maaş Alan İlkokul Öğretmenlerinin Kadrolarına Terfi, Taltif ve Cezalandırılmalarına ve Bu Öğretmenler İçin Teşkil Edilecek Sağlık ve İçtimaî Yardım Sandığı ile Yapı Sandığına ve Öğretmenlerin Alacaklarına Dair Kanun ile 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun, hükümlerine tâbidir..." hükmü yer almaktadır.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125/C-a maddesinde; kasıtlı olarak; verilen emir ve görevleri tam ve zamanında yapmamak, görev mahallinde kurumlarca belirlenen usul ve esasları yerine getirmemek, görevle ilgili resmi belge, araç ve gereçleri korumamak, bakımını yapmamak, hor kullanmak, aylıktan kesme cezasını gerektiren fiil ve haller arasında düzenlenmiştir.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 135 inci maddesinde; "Disiplin amirleri tarafından verilen uyarma, kınama ve aylıktan kesme cezalarına karşı disiplin kuruluna, kademe ilerlemesinin durdurulması cezasına karşı yüksek disiplin kuruluna itiraz edilebilir. İtirazda süre, kararın ilgiliye tebliği tarihinden itibaren yedi gündür. Süresi içinde itiraz edilmeyen disiplin cezaları kesinleşir." hükmü düzenlenmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 7. maddesinin 1. fıkrasında dava açma süresinin özel kanunlarda ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştay'da ve idare mahkemelerinde altmış gün olduğu hüküm altına alınmış; 11. maddede de "İlgililer tarafından idari dava açılmadan önce idari işlemin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir
işlem yapılması üst makamdan, üst makam yoksa, işlemi yapmış olan makamdan idari dava açma süresi içinde istenebilir. Bu başvuru işlemeye başlamış olan idari dava açma süresini durdurur. Altmış gün içinde bir cevap verilmezse istek reddedilmiş sayılır. İsteğin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması halinde dava açma süresi yeniden işlemeye başlar ve başvurma tarihine kadar geçmiş süre de hesaba katılır." hükmüne yer verilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununda açıkça belirtilen genel dava açma süresine tabi olan idari işlemler hakkında idari dava açılmadan önce Yasa'nın 11. maddesi uyarınca idareye başvurma olanağı bulunmakta ise de, özel yasalarında öngörülen dava açma
süresine yönelik olarak yasasında yer almayan bir düzenlemenin yorum yoluyla uygulanmasına olanak bulunmamaktadır.
Ancak, Anayasa'nın 11. maddesinde, Anayasa hükümlerinin yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kuralları olduğu ifade edilmiş, yukarıda belirtildiği üzere 40. maddesinin 2. fıkrasında "Devlet, işlemlerinde, ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorundadır." hükmü yer almıştır.
İdari işlemlere karşı başvuru yollarının ayrıntılı düzenlemelerde yer alması, başvuru süresinin kısa olması veya olağan başvuru yollarına istisna getirilebilmesi nedeniyle işlemlere karşı hangi idari birime, hangi sürede başvurulacağının idarelerce işlemde belirtilmesi hukuk güvenliği ilkesinin gereğidir. Anılan Anayasa hükmü ile de bireylerin yargı ya da idari makamlar önünde haklarını arayabilmelerine kolaylık ve olanak sağlanması amaçlanmış; idareye işlemlerinde, ilgililerin kaç gün içinde, hangi mercilere başvurabileceklerini bildirme yükümlülüğü getirilmiştir.
İdarenin Anayasa'dan kaynaklanan yükümlülüğünü yerine getirmesi esas olmakla birlikte belirtilen yükümlülüğün yerine getirilmemesi, idari işlemlere karşı açılan davalarda dava açma süresinin işletilmeyip, ihmal edilmesi sonucunu da doğurmamalıdır. Anayasa'nın 125. maddesinde idari işlemlere karşı açılacak davalarda sürenin yazılı bildirim tarihinden başlayacağının belirtilmesi karşısında, usulüne uygun tebliğ olunan veya bütün unsurlarıyla ilgililer tarafından öğrenilen idari işlemler üzerine, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nda açıkça belirtilen ve ilgililerce de bilindiğinin kabulü gereken genel dava açma sürelerinin işletilmesi zorunludur.
Dolayısıyla, idari işlemlerin nitelikleri gereği özel yasalarda, genel dava açma süreleri dışında ayrı dava açma sürelerinin veya ayrı idari başvuru yollarının öngörülmüş olması halinde, idare tarafından idari işlemlerin nitelikleri ve tabi oldukları dava açma süreleri ve özel idari başvuru yolları gösterilmedikçe özel dava açma veya idari başvuru sürelerinin işletilmesine olanak bulunmadığından, Anayasa'nın 40. maddesi hükmü uyarınca, özel dava açma veya özel idari başvuru süresine tabi olmasına rağmen, bu hususun idari işlemde açıklanmaması halinde, dava konusu idari işlemin tebliği tarihinden itibaren, özel idari başvuru süresinin geçirildiğinden ve buna bağlı olarak davanın süresinden sonra açıldığından bahsedilemez.
Dosyanın incelenmesinden, Karaman ili, ... Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi'nde Öğretmen olarak görev yapan davacı hakkında, engelli bireylerin ve eğitim personelinin ders devam takibinin mevzuata uygun yapılmadığından bahisle başlatılan soruşturma sonrasında fiilinin sübuta erdiği gerekçesiyle 657 sayılı Kanun'un 125/C-a maddesi gereğince 1/30 oranında aylıktan kesme cezası verilmesine ilişkin ... tarih ve ... sayılı işlemin 27/11/2015 tarihinde davacıya tebliğ edildiği,
davacının 09/12/2015 tarihinde anılan cezaya karşı itiraz ettiği, Karaman Valiliği İl Milli Eğitim Disiplin Kurulu Başkanlığı'nın ... tarih ve ... sayı ile 7 günlük süre geçtikten sonra yapıldığından itirazın reddine karar vermesi üzerine, bu kararın davacıya 26/01/2016 tarihinde tebliğ edildiği, itirazın reddi yönündeki kararın tebliğinden itibaren 60 gün içerisinde, 25/02/2016 tarihinde davanın açıldığı görülmektedir.
Dava konusu işlemde, verilen disiplin cezasına karşı itiraz yolu ve itiraz süresinin gösterilmediği görülmekte olup; davacının 09/12/2015 tarihli itirazının Anayasa'nın 40. maddesi gereğince süresinde yapılan bir başvuru olarak değerlendirilmesi gerekmektedir.
Bu durumda, söz konusu başvuru sonrası tesis edilen 31.12.2015 günlü itirazın reddine dair işlemden sonra 16.10.2015 tarihli 1/30 oranında aylıktan kesme cezasına dair disiplin işlemine karşı açılan davanın süresinde açıldığının kabulü gerektiğinden; temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının bozulması gerektiği sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle; ... İdare Mahkemesinin temyize konu kararının bozulmasına, dosyanın yeniden bir karar verilmek üzere anılan Mahkemeye gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 25/02/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.