
Esas No: 2013/3791
Karar No: 2013/5512
Karar Tarihi: 09.04.2013
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2013/3791 Esas 2013/5512 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Davacı tarafından, davalı aleyhine 29.04.2010 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil olmazsa tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın usulden reddine dair verilen 17.10.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_K A R A R_
Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, gider avansı süresinde yatırılmadığından davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili, gider avansının hangi iş için istendiğinin belli olmadığını, gider avansının yatırılması için verilen sürenin usule uygun olmadığını, son duruşmaya mazeret bildirerek katılmadıklarını, mahkemece mazerettin kabul edilmediğini, bu durumda davanın usulden reddine değil HMK’nın 150. maddesi uyarınca dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmesi gerektiğini belirterek temyiz etmiştir.
01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK"nın 114. maddesi dava şartlarını düzenlemiştir. HMK"nın 114/g maddesinde gider avansının yatırılmış olmasını dava şartı olarak tanımlamış, 115/2 maddesinde dava şartının yokluğu halinde izlenecek yol gösterilmiş, 120. maddesi ile de gider avansına ilişkin düzenlemeler getirilmiştir. Ayrıca anılan yasanın 324. maddesi ile de delili ikamesi için avans düzenlemesine ve avansın yatırılmaması halinde o delilin ikamesinden vazgeçilmiş sayılacağı
öngörülmüştür. Belirtilen bu düzenlemelere karşılık her davanın açıldığı tarihte yürürlükte olan hükümlere göre inceleneceği tartışmasızdır.
Nitekim, 6100 sayılı HMK"nın 448. maddesinde tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla yasanın derhal uygulanacağı hükme bağlanmıştır.
Somut olaya gelince, dava 29.04.2010 tarihinde 1086 sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanununun yürürlükte olduğu dönemde açılmış ve 6100 sayılı Yasanın yürürlüğe girdiği tarihe kadar eski yasa hükümleri uygulanarak yürütülmüştür. Bu durumda davanın açılması ile ilgili tüm işlemlerin tamamlandığı kabul edilmelidir. Davacı vekili mazeret bildirmek suretiyle son oturuma katılmamış, mahkemece mazeretinin reddine karar verilmiştir. Bu durumda mahkemece, HMK"nun 150. maddesi gereğince, başka gelen taraf da olmadığından dosyanın işlemden kaldırılması gerekirken olayda uygulama yeri bulunmayan 6100 sayılı Yasanın 114/g, 115/2 ve 120/2. maddelerinden söz edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş hükmün bu sebeple bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine 09.04.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.