Abaküs Yazılım
8. Daire
Esas No: 2019/6076
Karar No: 2021/1239
Karar Tarihi: 25.02.2021

Danıştay 8. Daire 2019/6076 Esas 2021/1239 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2019/6076
Karar No : 2021/1239

Temyiz İsteminde Bulunan (Davalı) : … Defterdarlığı … Milli Emlak Dairesi başkınlığı
Vekili : Av. …

Karşı Taraf (Davacı) : …

İstemin Özeti : ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının hukuka aykırı olduğu öne sürülerek, 2577 sayılı Kanunun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : İstemin kabulü ile Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dava, İstanbul ili, Ümraniye ilçesi, … Mahallesi'nde bulunan, … ada, … parsel (eski … … pafta, … parsel) sayılı taşınmazın, 6292 sayılı Kanun kapsamında bedelsiz olarak iadesi istemiyle İstanbul Defterdarlığına yapılan ... ve ... tarihli başvuruların zımnen reddine ilişkin işlemlerin iptali istemiyle açılmıştır.
... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı davanın görev yönünden reddine ilişkin kararının Dairemizin 08/04/2016 tarih, E:2015/12740, K:2016/3435 sayılı kararı ile bozulması üzerine bozma kararına uyularak, zımni reddedilen dava konusu işlemin, mahkeme kararının uygulanması amacıyla yapılan başvurunun reddine ilişkin olduğu, söz konusu yerin 08/11/2010 tarihinde 6831 sayılı yasanın 2/B maddesi kapsamında orman sınırları dışına çıkartılması üzerine daha öncesinde (... pafta, … sayılı parsel olarak) davacı adına tescil gördüğü anlaşılan … ada, … sayılı parselin, 26/04/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6292 sayılı yasanın 7. maddesi uyarınca davacı adına tescili gerekirken, 08/11/2010 tarihinde maliye hazinesi adına yapılan tescilin anılan yasa hükmüne aykırı olduğu gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Anayasa'nın 169. maddesinde, "Devlet, ormanların korunması ve sahalarının genişletilmesi için gerekli kanunları koyar ve tedbirleri alır. Yanan ormanların yerinde yeni orman yetiştirilir, bu yerlerde başka çeşit tarım ve hayvancılık yapılamaz. Bütün ormanların gözetimi Devlete aittir.
Devlet ormanlarının mülkiyeti devrolunamaz. Devlet ormanları kanuna göre, Devletçe yönetilir ve işletilir. Bu ormanlar zamanaşımı ile mülk edinilemez ve kamu yararı dışında irtifak hakkına konu olamaz.
Ormanlara zarar verebilecek hiçbir faaliyet ve eyleme müsaade edilemez. Ormanların tahrip edilmesine yol açan siyasi propaganda yapılamaz; münhasıran orman suçları için genel ve özel af çıkarılamaz. Ormanları yakmak, ormanı yok etmek veya daraltmak amacıyla işlenen suçlar genel ve özel af kapsamına alınamaz.
Orman olarak muhafazasında bilim ve fen bakımından hiçbir yarar görülmeyen, aksine tarım alanlarına dönüştürülmesinde kesin yarar olduğu tespit edilen yerler ile 31/12/1981 tarihinden önce bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak kaybetmiş olan tarla, bağ, meyvelik, zeytinlik gibi çeşitli tarım alanlarında veya hayvancılıkta kullanılmasında yarar olduğu tespit edilen araziler, şehir, kasaba ve köy yapılarının toplu olarak bulunduğu yerler dışında, orman sınırlarında daraltma yapılamaz." hükmü yer almaktadır.
6292 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi İle Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanunun "2/A veya 2/B belirtmelerinin terkini ve iade edilecek taşınmazlar " başlıklı 7. maddesinde; " (1) İlgililer tarafından idareye başvurulması ve idarece bu başvuru üzerine veya resen yapılan inceleme ve araştırma sonucunda doğruluğu tespit edilmesi hâlinde;
a) Tapu ve kadastro veya imar mevzuatına göre ilgilileri adına oluşturulan ve tapuda halen kişiler adına kayıtlı olan taşınmazlardan Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle tapu kütüklerine 2/A veya 2/B belirtmesi bulunan veya konulan taşınmazların tapu kayıtları bedel alınmaksızın geçerli kabul edilir ve tapu kütüklerindeki 2/A veya 2/B belirtmeleri terkin edilerek tescilleri aynen devam eder, aynı gerekçeyle bu nitelikteki taşınmazlar hakkında dava açılmaz, açılan davalardan vazgeçilir, açılan davalar sonucunda tapularının iptaliyle Hazine adına tesciline karar verilen, kesinleşen ve tapuda henüz infaz edilmeyen taşınmazlar hakkında da aynı şekilde işlem yapılır. Ancak bu kararlardan infaz edilerek tapuda Hazine adına tescil edilen taşınmazlar ise, ilgilileri tarafından bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl içinde idareye başvurulması hâlinde, bedelsiz olarak önceki kayıt maliklerine veya kanuni mirasçılarına iade edilir.
b) Özel kanunları gereğince Devlet tarafından kişilere satılan, dağıtılan, trampa edilen, bedelli veya bedelsiz olarak devredilen veya iskânen verilen ya da özelleştirme suretiyle satılanlar ile hisseleri devredilen özel hukuk tüzel kişileri adına kayıtlı olan ancak daha sonra Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle tapu kütüklerine 2/A veya 2/B belirtmesi konulan taşınmazların tapu kayıtları geçerli kabul edilir, aynı gerekçeyle bu nitelikteki taşınmazlar hakkında dava açılmaz, açılan davalardan vazgeçilir, açılan davalar sonucunda Hazine adına tescil edilenler ise, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl içinde ilgilileri tarafından idareye başvurulması hâlinde önceki maliklerine veya kanuni ya da akdî haleflerine bedelsiz olarak iade edilir. Ancak, bu kişilerden taşınmazlarına karşılık daha önce yer verilenlere veya bedeli ödenenlere iade işlemi yapılmaz.
c) Bu fıkra kapsamında kalan taşınmazların kullanıcılarının kayıt maliklerinden farklı kişiler olmaları ve kayıt maliklerinin bu fıkradan yararlanmak istemeleri hâlinde, kullanıcılar bu Kanunda belirtilen şartları taşısalar dahi doğrudan satış hakkından yararlanamazlar.
(2) Birinci fıkra kapsamında kalan taşınmazlardan orman sınırı dışına çıkartılacak yerlerde bulunan ve Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle tapu kütüklerine 2/B belirtmesi konulması gereken taşınmazların tapu kütüklerine 2/B belirtmesi konulmaz ve bunlar hakkında dava açılmaz.
(3) Birinci fıkra kapsamında kalan taşınmazlardan tapuda Hazine adına tescilli olan taşınmazlar hakkında aynı fıkrada belirtilen süre içerisinde idareye başvurmayan ilgililerin hakları bu süre sonunda sona erer, bu kişiler idareden başkaca talepte bulunamazlar, hak ve tazminat talep edemezler ve dava açamazlar. Bu taşınmazlardan Hazine adına tescilli olanlar idarece satış dâhil genel hükümlere göre değerlendirilir.
(4) Bu maddeye göre ilgililerine iade edilmesi gereken taşınmazlardan orman olduğu iddiasıyla Orman Genel Müdürlüğünce açılan davalar sonucunda orman niteliğiyle Hazine adına tescil edilen, fiilen orman niteliğinde olan veya bu nedenle dava açılması gereken, ağaçlandırılmak üzere Orman Genel Müdürlüğüne tahsis edilen, kamu hizmetlerine ayrılan veya bu amaçla kullanılan, özel kanunlar gereğince değerlendirilmesi gereken veya Maliye Bakanlığınca belirlenen taşınmazlar ilgililerine iade edilmez. Bu taşınmazların yerine, idarece belirlenen ve ilgililerince itiraz ve dava konusu edilmeksizin kabul edilen rayiç bedelleri ödenebilir veya rayiç bedellerine uygun taşınmazlar verilebilir." düzenlemesi bulunmaktadır.
Dosyada yer alan bilgi ve belgelerin incelenmesinden; İstanbul İli, Ümraniye İlçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmazın dava konusu taşınmazın, 1943 yılında 3116 sayılı Yasa uygulaması ile orman sınırları içine alındıktan sonra 1944 yılında 2510 sayılı İskan Kanunu ve Toprak Tevzi Talimatnamesine hükümlerine göre dava dışı üçüncü bir kişiye satıldığı, on yıllık satılmama şartı yerine getirildikten sonra bir kaç defa el değiştirerek 04/03/1976 tarihinde davacı tarafından satın alındığı, 1973 yılında 766 sayılı Yasa hükümlerine göre tapulamasının yapıldığı ve … no lu parselde orman olarak hazine adına tescil edildiği, 1982 yılında yeniden ikinci kere tapulama yapıldığı ve bu tapulamayla şahıs adına tescil edildiği, yapılan tespitlere Hazinece itiraz edilmişse de komisyon tarafından itirazların reddedildiği, 1985 yılında Devlet Ormanı olan bir yerin özel mülkiyete konu edilemeyeceği ileri sürülerek Hazine tarafından dava açıldığı, taşınmazın ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin … tarih ve E:… K:… sayılı kararı ile taşınmazın bulunduğu alanın 1973 yılında 766 sayılı Yasa hükümlerine göre tapulamasının yapıldığı ve … nolu parselde orman olarak Hazine adına tescil edildiği, daha sonra 1744 sayılı Yasa uygulaması ile orman rejimi dışarısına çıkarılarak 1982 yılında ikinci kez tapulaması yapılarak davacı adına tescil edildiği, Hazinenin itirazı üzerine tapulama mahkemesinin ikinci tapulamayı iptal ederek görevsizlik yönünden dosyayı mahkemelerine gönderdiği, ormandan çıkan alanın özel mülkiyete konu olamayacağı devlet ormanının bir bölümü için oluşturulan tapu kaydının geçerli bir mülkiyet belgesi olamayacağı gerekçesiyle Hazine adına tescil edilmesine karar verdiği ve 11/06/1993 tarihinde Hazine adına tescil edildiği, davacı tarafından 2924 sayılı Kanunun Resmi Gazetede 20/10/1983 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe girmesi ile ile taşınmazı geri alma imkanı doğduğu düşüncesiyle Orman ve Köy İşleri Genel Müdürlüğü'ne 21/02/2001 tarihinde başvuruda bulunulduğu, ilgili idare tarafından talebin taşınmaz üzerindeki 2/B şerhinin idari yolla kaldırılmasının mümkün olmadığından bahisle reddedildiği, anılan işlemin iptali istemiyle Orman Bakanlığı'na karşı açılan davada ... İdare Mahkemesi'nin … tarih ve E:… K:… sayılı kararıyla işlemin iptal edildiği ve Dairemizin kararıyla onanarak kesinleştiği, davacının bu mahkeme kararı üzerine taşınmazın 2924 sayılı Yasanın Ek 1. maddesi kapsamında intikalinin yapılarak tapunun verilmesi istemiyle yaptığı başvurusunun “başvurduğu tarih itibariyle 2/B ile çıkan yerlerin değerlendirilmesi yetkisini Maliye Bakanlığına veren 4706 sayılı Yasanın Anayasa Mahkemesince iptal edildiği ve iptal edilen bu düzenleme sonrasında konuyu düzenleyen yeni mevzuatın yürürlüğe konulmadığı ayrıca 4706 sayılı Yasanın 3. maddesi iptal edilmekle birlikte geçici maddesi iptal edilmediğinden bu yerlerin dosyalarının halen Maliye Bakanlığında bulunduğu, 4856 sayılı Yasa ile davalı bakanlık yeniden kurulurken 2/B ile çıkan yerlerin değerlendirilmesi konusunda Bakanlığa görev verilmemiş olduğu, Anayasa Mahkemesinin iptal kararında 2/B çıkan yerlerin yalnızca orman köyleri halkının nakli ve yerleştirilmesi amacıyla değerlendirileceği gerekçesine yer verildiği, davacının mülkiyetin devrini öngören talebin ancak Anayasal ve yasal düzenleme yapılmasını müteakip değerlendirilebileceği" gerekçesiyle reddedilmesi üzerine bu ret işleminin iptali ile maddi ve manevi tazminat talebiyle açılan davada ... İdare Mahkemesi'nin … tarihli E:…, K:… sayılı kararı ile davanın reddine karar verildiği anılan kararın Dairemizin kararıyla onanarak kesinleştiği, dava dışı şahsın iade talebiyle yapmış olduğu başvuru üzerine Defterdarlık Uzmanlarınca düzenlenen 23/10/2013 tarihli raporda; kadastro sonrası şahıslar adına oluşan tapu kayıtlarının bulunmaması nedeniyle iade kapsamında olmadığı yönünde görüş verildiği, davacının 6292 sayılı Kanun kapsamında bedelsiz olarak iadesi istemiyle 09/04/2014 ve 24/04/2014 tarihli dilekçeler ile başvuruda bulunduğu, 22/07/2014 tarihli defterdarlık uzmanlarının düzenlediği rapor uyarınca anılan taşınmazın 6292 sayılı Kanun'un 7/1-b maddesine göre iade edilmesi gerektiği yönünde görüş verildiği, yapılan başvurulara idarece cevap verilmemesi üzerine oluşan zımni ret işlemlerinin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Yukarıda sözü edilen 6292 sayılı Kanunun 7. maddesi uyarınca bir taşınmazın iade edilebilecek taşınmazlardan olabilmesi için ilk önce; ilgiler adına tapu ve kadastro veya imar mevzuatına göre oluşturulmuş bir tapunun olması ve bu oluşan tapunun hukuken geçerli ve usulüne uygun olarak oluşturulmuş olması gerekmektedir. Zira Türk Medeni Kanunu'nun kabul ettiği sisteme göre tapuya tescilin geçerli olabilmesi ve mülkiyet hakkının doğması için geçerli bir hukuksal nedene dayanması zorunludur. Geçerli bir hukuksal nedene dayanmayan tesciller, yolsuz tescil niteliğinde olup, sahibine mülkiyet hakkı kazandırmaz. Daha sonra ise usulüne uygun olarak tapusu düzenlenmiş olan taşınmazların, Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılarak tapu kütüğüne 2/A veya 2/B belirtmesinin konulması gerekmektedir. Belirtilen şartları taşıyan taşınmaz sahipleri, tapularında bulunan bu şerhin idarece kaldırılması istemiyle başvuruda bulunmaları üzerine idarece bu belirtmeler kaldırılır.
Yine aynı maddeye göre, bu belirtmelerin bulunduğu taşınmazlar hakkında, ilgilileri tarafından hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle açılan davalar sonucunda tapuları iptal edilen ve 2/A veya 2/B niteliğinde Hazine adına tescil edilen taşınmazların iade kapsamında olduğu anlaşılmaktadır.
Orman vasfıyla tapuda Hazine adına tescil edilen ve taşınmaz orman niteliğinde iken adlarına tapu düzenlenen, daha sonra ise Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan taşınmazların ise, Anayasa'nın 169. maddesi gereği ormanların mülk edinilemeyeceği hüküm altına alındığından yapılan tescillerin yolsuz tescil niteliğinde olması ve yolsuz tescilin sahibine mülkiyet hakkı kazandırmaması nedeniyle 6292 sayılı Kanunun 7. maddesi uyarınca iade edilecek taşınmazlar kapsamında bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Ayrıca, orman vasfıyla tapuda Hazine adına tescil edilen ve daha sonra Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan taşınmazlar, 6292 sayılı Kanunun 7. maddesi kapsamında bulunmadığından, 345 Sıra No.lu Milli Emlak Genel Tebliğinin "İade edilecek taşınmazlar" başlığını taşıyan 10. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde; özel kanunları gereğince Devlet tarafından kişilere satılan, dağıtılan, trampa edilen, bedelli veya bedelsiz olarak devredilen veya iskânen verilen ya da özelleştirme suretiyle satılanlar ile hisseleri devredilen özel hukuk tüzel kişileri adına kayıtlı olan (karşılığında daha önce taşınmaz verilen ya da bedel ödenenler ile mahkemelerce verilen kararlara göre tazminat ödenenler hariç), taşınmazlardan açılan davalar sonucunda mahkemelerce kişiler adına olan tapuları iptal edilerek; orman vasfıyla tapuda Hazine adına tescil edilen ve daha sonra Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan veya doğrudan Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğu gerekçesiyle Hazine adına tapuya tescil edilenler ilgililerine iade edileceği hükmünün, 05.11.2013 gün ve 28812 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Milli Emlak Genel Tebliğinde (Sıra No: 345)'nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğin (Sıra No:359) 1. Maddesi ile, 04.07.2012 gün ve 28343 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Milli Emlak Genel Tebliği (Sıra No:345)'nin 10. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde yer alan "orman vasfıyla tapuda hazine adına tescil edilen ve daha sonra Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan veya doğrudan" ibaresi yürürlükten kaldırılmış olup; 359 Sıra No.lu Milli Emlak Genel Tebliği'n bu tümceyi yürürlükten kaldıran hükmünün iptali için açılan davada ise, Dairemizin 17/04/2018 tarih ve E: 2014/4794, K:2018/2155 sayılı kararı ile, 6292 sayılı Kanunun 7. maddesinin kapsamını genişleten kuralın yürürlükten kaldırılması amacıyla tesis edilen dava konusu Milli Emlak Genel Tebliğinin, 6292 sayılı Kanunun 7. maddesinin gereği gibi uygulanmasına yönelik olduğu anlaşıldığından, hukuk devleti ilkesine, kanuni idare ilkesine ve normlar hiyararşisine aykırılık taşımadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Uyuşmazlıkta; çekişmeli taşınmazın 1943 yılında 3116 sayılı Yasa uygulaması ile orman sınırları içine alındığı ve 1944 yılında iskanen kişilere dağıtılarak bedeli karşılığında tapuların oluşturulduğu, 1973 yılında 766 sayılı Yasa hükümlerine göre tapulamasının yapıldığı ve ... no lu parselde tekrar orman olarak hazine adına tescil edildiği, daha sonra orman sınırları dışına çıkarılarak 1982 yılında ikinci kez tapulaması yapılarak davacı adına tescil edildiği, Hazinenin itirazı üzerine adli yargıda görülen davada mahkemece ormandan çıkan alanın özel mülkiyete konu olamayacağı, devlet ormanının bir bölümü için oluşturulan tapu kaydının geçerli bir mülkiyet belgesi olamayacağı gerekçesiyle Hazine adına tescil edilmesine karar verdiği ve anılan kararın 21/11/1997 tarihinde kesinleştiği görülmüş olup, davacının açıklanan şekilde tapusu oluşturulan dava konusu taşınmazın mülkiyet hakkını hiçbir zaman elde edemediği, adına oluşturulan tapu kaydının usulüne uygun olarak oluşturulmuş hukuken geçerli bir kayıt olmadığı ve anılan kararın kesinleşmesi ile hukuki bir değeri kalmadığı, evveliyatı orman tahdit hudutları içinde olan ve 3116 sayılı Yasa uygulaması sonucu devlet ormanı olarak Hazine adına tescil edilen bir yerin eski tapu kaydına dayandırılarak kadastro tespiti suretiyle evvelki malikleri adına (mükerrer) tapu tesis edilmesinin hukuki değer ifade etmediğinden, taşınmaz 6292 sayılı Yasanın 7. maddesi kapsamında iade edilebilecek taşınmazlar kapsamında bulunmamaktadır.
Bu durumda, yukarıda açıklanan nedenlerle 6292 sayılı Yasanın 7. maddesi kapsamında iade edilebilecek taşınmazlar kapsamında bulunmayan taşınmazın bedelsiz iadesi talebiyle yapılan başvurunun zımnen reddine yönelik işlemlerde hukuka aykırılık, aksi yönde verilen İdare Mahkemesi kararında hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle; ... İdare Mahkemesinin temyize konu kararının bozulmasına, dosyanın yeniden bir karar verilmek üzere anılan Mahkemeye gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 25/02/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.



Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi