8. Hukuk Dairesi 2011/2426 E. , 2011/6398 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tescil
... ile Hazine ve... Belediye Başkanlığı aralarındaki tescil davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair ... Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 17.05.2010 gün ve 188/193 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... vekili, dava dilekçesinde mevkii ve sınırları yazılı bulunan ve kadastro çalışmaları sırasında tespit dışı bırakılan tahminen 40 dönümlük tapusuz taşınmazın, kazandırıcı zamanaşımı yoluyla zilyetlikten vekil edeni adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Hazine vekili ile Kılıl Belediye Başkanlığı vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece; davanın kısmen kabul ve kısmen reddiyle Fen bilirkişi ... tarafından düzenlenen 12.12.2007 tarihli krokide A harfiyle gösterilen 20768,56 m2 yüzölçümlü taşınmaz bölümünün davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, geri kalan ve krokide B harfiyle gösterilen 10367,83 m2 taşınmaza yönelik davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün kabule ilişkin bölümü, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak, kazanma koşullarının davacı lehine gerçekleştiği düşüncesinden hareketle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye ve yanlar arasındaki uyuşmazlığı çözümlemeye yeterli değildir.
Öte yandan bozmaya uyulmuş ise de, bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Bozmaya uyulmakla, bozma ilamı uyarınca araştırma ve inceleme yapmak yükümlülüğü doğar. Önceki bozma ilamında, hava fotağraflarının getirtilerek uzman bilirkişiler aracılığıyla usulüne uygun olarak uygulanması, tahsisli ve kadim mera araştırması yapılması gereğine işaret edildiği halde, mahkemece getirtilen hava fotoğrafları usulüne uygun olarak uygulanmadığı, bilimsel verilere uygun ve yeterli incelemeyi içerir nitelikte bulunmadığı gibi, ziraatçı uzman bilirkişi ... tarafından hazırlanan 06.05.2010 hakim havale tarihli raporda; dava konusu kabul edilen taşınmaz bölümünün "...konumu ve bitki örtüsü dikkate alındığında mera niteliğini kaybettiği kanaatinde" olduğunu bildirdiği halde, taşınmazın öncesi itibariyle kadim mera olup olmadığı yeterince araştırılmamış ve mera ise, üzerindeki zilyetlik süresi neye ulaşırsa ulaşsın kazanmayı sağlayan zilyetlik yoluyla ya da imar ve ihyayla kazanılamayacak yerlerden olduğu hususu gözden kaçırılmıştır.
Hal böyle olunca; mahkemece yapılacak iş; dava konusu taşınmazın tapulama çalışmalarında tespit dışı bırakıldığı 1962 yılından sonra ve dava tarihi olan 2007 yılından 20-30 yıl öncesine ait (1977-1987 yılları arası) stereoskopik çift hava fotoğraflarının hangi tarihlere ait hava fotoğrafının istenildiği açıkça yazılmak suretiyle usulüne uygun olarak Harita Genel Komutanlığından istenilmesi, eldeki hava fotoğraflarıyla birlikte ziraat mühendisi, kadastro fen elemanı, jeodezi veya fotoğrametri mühendisinden oluşacak üç kişilik uzman bilirkişi kurulu marifetiyle stereoskop aletiyle inceleme yaptırılarak arazinin üç boyutlu olarak incelenmesi taşınmazın sınırlarının belirlenmesi ve bu amaçla ekilemeyen bakir alanların net bir biçimde tespitinin yapılması, ayrıca, taşınmazın mera niteliğindeki yerlerden olup-olmadığı, kullanım süresinin, ne zaman kullanılmaya başlandığının belirlenmesine çalışılması, Yargıtay"ın ve tarafların denetimine açık, gerekçeli ve karşılaştırmalı rapor alınması gerekir. Tanık ve yerel bilirkişi sözleri, bilimsel esaslara göre hazırlanan bilirkişi raporlarıyla denetlenmesi, taşınmaz üzerinde imar-ihya işlemlerine başlandığı ve tamamlandığı tarih ile tarımsal amaçlı zilyetlik başlangıç tarihinin ayrı ayrı tespitiyle taşınmazın öncesinde kadim mera olup olmadığının tespit edilmesi gerekir.
Diğer yönden; az yukarıda da açıklandığı gibi, ziraat bilirkişi tarafından düzenlenen rapor, dava konusu taşınmazın öncesinde mera olup olmadığı husususunda duraksamaya sebep olmuştur. Mahallinde yapılacak keşif sırasında yeniden seçilecek ve toprak konusunda uzmanlığı bilinen üç uzman bilirkişi ziraat mühendisi veya akademik kariyeri olan kişilerden kurulu bilirkişi heyetiyle keşif yapılması, taşınmaz ve çevresi bir bütün halinde düşünülerek toprak yapısının incelenmesi, taşınmazın öncesinde mera olup olmadığı ve taşınmazın niteliğinin kesin olarak tespitine yönelik bilirkişi kurulundan taşınmaz hakkında ayrıntılı, bilimsel verilere dayalı ve denetime uygun rapor alınması ve ondan sonra toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme ve araştırmaya dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır.
Yukarıda açıklanan gerekçeler nedeniyle davalı Hazine vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün kabule ilişkin bölümünün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 29.11.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.