8. Hukuk Dairesi 2019/2007 E. , 2019/4243 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Muhdesatın Tespiti
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı vekili, ortaklığın giderilmesi davasına konu olan 19 parsel sayılı taşınmaz üzerinde, vekil edeni tarafından meydana getirilen bir ev olduğunu belirterek bahse konu yapının vekil edenine ait olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Davalılardan ... ve ..., davayı kabul ettiklerini beyan etmişlerdir.
Bir kısım davalılar, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile 19 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan ve fen bilirkişisi ...’e ait 31/10/2014 tarihli rapor ve ekindeki krokide B harfi ile gösterilen bir zemin kat ve bir normal kattan oluşan muhdesatın (Binanın) davacı ... oğlu ...’e ait olduğunun tespiti ile harcın davacıya tamamlattırılmasına, yargılama giderlerinin davacı üzerine bırakılmasına ve davacı vekili yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmiştir.
Dava, muhdesatın tespiti isteğine ilişkindir.
1.Öğretide ve uygulamada kararlılık kazanan görüşlere göre; muhdesat tespiti davaları, ortaklığın giderilmesi davasının yargılaması sırasında muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğini açıkça kabul edenler dışında kalan ve muhdesatın üzerinde bulunduğu taşınmazda paydaş olan tapu maliklerine karşı açılır.
Dosya kapsamına göre, davalılardan ... ile dahili davalılar ... ve ...’ün ortaklığın giderilmesi davasının yargılaması sırasında muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğini açıkça kabul ettikleri anlaşılmaktadır.
Yine bilindiği üzere, 6100 sayılı HMK"nin 326/1. maddesi uyarınca Kanunda yazılı haller dışında yargılama giderlerinin aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir. Hüküm davanın tarafları arasında sonuç doğurur. Kanunda yazılı hallerden birisi hiç şüphesiz Yasa"nın 312/2. maddesidir. Bu madde hükmüne göre davalı taraf davanın açılmasına sebebiyet vermemiş ve yargılamanın ilk duruşmasında da davacının talep sonucunu kabul etmiş ise yargılama giderinden sorumlu değildir. Hemen belirtmek gerekir ki; anılan maddenin uygulanabilirliği, bu iki koşulun birlikte gerçekleşmesine bağlıdır.
Bu açıklamalar karşısında ortaklığın giderilmesi davasının yargılaması esnasında muhdesatın davacı tarafından yapıldığını açıkça kabul eden ..., ... ve ...’e husumet yöneltilmesi doğru olmamıştır. Ancak onlar yönünden aleyhe yargılama gideri ve vekalet ücretine karar verilmemesi de sonuç itibariyle isabetlidir.
2.Muhdesatın tespiti davalarında davanın konusu (müddeabih) davalıların paylarına isabet eden muhdesat değeri (zemin bedeli hariç) olup; yargılama sonucunda hüküm altına alınacak nispi karar ve ilam harcının, yargılama giderlerinin ve taraflar yararına takdir edilecek vekalet ücretlerinin iş bu müddeabih esas alınarak hesaplanması gerekir.
Ayrıca, az yukarıda açıklanan esaslar dikkate alınarak yargılama sonucunda hüküm altına alınacak nispi karar ve ilam harcından, aynı şekilde 6100 sayılı HMK"nin 326/2. maddesi uyarınca hesaplanacak yargılama giderinden ve davacı yararına takdir edilecek vekalet ücretinden, her bir davalının, dava konusu taşınmazın tapuda paylı mülkiyet şeklinde kayıtlı olması halinde tapudaki payları, elbirliği mülkiyetinin sözkonusu olması halinde ise, miras payları gözönünde bulundurularak sorumlu tutulmaları gerekir.
Somut olayda, Mahkemece davanın mahiyeti itibariyle bakiye harcın davacı tarafa tamamlattırılmasına ve yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, ayrıca davanın açılmasına davalıların sebebiyet vermemelerinden ötürü davacı vekili yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilerek az yukarıda bahsedilen ilkeler ve kanun maddeleri mahkemece gözardı edilmiştir.
Hal böyle olunca, Mahkemece yapılması gereken iş; ortaklığın giderilmesi davasına ilişkin dosyanın dosya arasına alınarak, davacının muhdesat iddiasını açıkça kabul eden ve etmeyen davalılar ile eldeki davayı kabul eden ve etmeyen davalılar açısından, harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin az yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda hüküm altına alınması gerekirken, aksi düşünce ve yazılı gerekçeler ile karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve kanuna aykırı bulunan hükmün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 17.04.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.