Abaküs Yazılım
3. Daire
Esas No: 2020/3578
Karar No: 2021/1060
Karar Tarihi: 25.02.2021

Danıştay 3. Daire 2020/3578 Esas 2021/1060 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2020/3578
Karar No : 2021/1060

Kararın Düzeltilmesini İsteyen: …

Vekili : Av. …

Karşı Taraf : … Vergi Dairesi Müdürlüğü

Vekili :Av. …

İstemin Özeti : Davacı adına, tasfiye memuru olduğu … Nakliyat ve Ticaret Limited Şirketi'nin tasfiye öncesi 2009 yılının Ocak ila Aralık dönemlerine ait kurumlar vergisi ve katma değer vergisi beyannameleri ile Ba-Bs formlarını süresinde elektronik ortamda vermediğinden bahisle 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun mükerrer 355. maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezalarının kaldırılması istemiyle açılan davada; Mahkemelerince verilen 05/06/2015 tarihli ara kararı ile davalı idareden davacının tasfiye memuru olduğu şirketin uyuşmazlık konusu dönemlerde faaliyetinin olup olmadığının sorulduğu ve konuyla ilgili belgelerin istenildiği, davalı idarece gönderilen belgelerin incelenmesinden, 27/12/2004 tarihinde tasfiyeye giren şirketin, 29/05/2000 tarihli yoklama fişiyle faaliyette olmadığı ve adreste başka bir mükellefin faaliyette bulunduğunun saptandığı, 2004/13 sayılı Uygulama İç Genelgesi uyarınca yapılan 24/05/2008 tarihli yoklamada da adreste 01/08/2006 tarihinden itibaren başka bir mükellefin faaliyette olduğunun belirlendiği, buna göre uyuşmazlık konusu beyanname ve bildirim dönemlerinde şirketin faaliyette olduğuna dair herhangi bir tespitte bulunulmadığı görüldüğünden, faaliyetine uyuşmazlık konusu dönemden çok önce son veren ve bu nedenle mükellefiyetinin geçmişe dönük olarak terkini gereken davacının tasfiye memuru olduğu şirketin, 2009 takvim yılına ilişkin beyanname ve bildirim dönemlerinde faal mükellef olarak beyanname verme zorunluluğu bulunduğundan söz edilemeyeceğinden davacı adına kesilen özel usulsüzlük cezasında hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle özel usulsüzlük cezaları kaldıran … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararını; 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 162. maddesinde düzenleme bulan, tasfiye ve iflas hallerinde, vergi ile ilgili muamelelerin tamamen sona ermesine kadar mükellefiyetin devam edeceğine ilişkin hüküm uyarınca, vergiyle ilgili muamelelerin tamamen sona ermesine kadar mükellefiyete ilişkin ödevlerin yerine getirilmesi zorunlu olduğundan, tasfiyesinin tamamlanarak, ticaret sicilinden kaydının silindiği 20/07/2012 tarihine kadar beyanname verme yükümlülüğü devam eden şirketin tasfiye memuru olan davacı adına, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun mükerrer 355. maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezalarında hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle bozan Danıştay Üçüncü Dairesinin 10/10/2019 tarih ve E:2016/3202, K:2019/5533 sayılı kararının; asıl borçlu şirketin 2004 yılından sicilden terkin edildiği tarihe kadar tasfiye sürecinde olduğu ve herhangi bir kazancının bulunmadığı bu nedenle beyanname verme zorunluluğunun da olmadığı, tasfiyesi tamamlanan şirket hakkında tesis edilecek işlemlerin kanuni temsilci adına yapılması gerektiği ileri sürülerek düzeltilmesi istenmiştir.

Savunmanın Özeti :Savunma verilmemiştir.

Tetkik Hakimi :…

Düşüncesi :Tasfiyesi tamamlanarak ticaret sicilinden kaydı silinen şirketçe yerine getirilmeyen vergi ödevlerinden dolayı 5904 sayılı Kanunun 6. maddesi ile 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 17. maddesine eklenen 9. fıkranın yürürlük tarihi olan 03/07/2009 tarihinden önceki dönemlere ilişkin olarak tasfiye memuru olan davacı adına tarhiyat yapılamayacağı ve ceza kesilemeyeceğinden, karar düzeltme talebinin kısmen kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Üçüncü Dairesince kararın düzeltilmesi istemine ilişkin dilekçede ileri sürülen sebepler 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 54. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendi hükmüne uygun bulunduğundan, davacının kararın düzeltilmesi isteminin kısmen kabulüne ve Danıştay Üçüncü Dairesinin10/10/2019 tarih ve E:2016/3202, K:2019/5533 sayılı kararının; 2009 yılının Ocak ila Haziran dönemlerine ilişkin özel usulsüzlük cezasıyla ilgili hüküm fıkrasının kaldırılmasına karar verildikten sonra, davalı idarenin temyiz istemi bu yönden yeniden incelenerek işin gereği görüşülüp düşünüldü:
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun "Tasfiye" başlıklı 17. maddesine, 5904 sayılı Kanun’un 6. maddesiyle, 03/07/2009 tarihinden geçerli olmak üzere eklenen 9. fıkrasında; tasfiye edilerek tüzel kişiliği ticaret sicilinden silinmiş olan mükelleflere tasfiye öncesi ve tasfiye dönemlerine ilişkin olarak salınacak her türlü vergi tarhiyatı ve kesilecek cezaların, müteselsilen sorumlu olmak üzere; tasfiye öncesi dönemler için kanuni temsilcilerden, tasfiye dönemi için ise tasfiye memurlarından herhangi biri adına yapılacağı, limited şirket ortaklarının, tasfiye öncesi dönemlerle ilgili bu kapsamda doğacak amme alacaklarından şirkete koydukları sermaye hisseleri oranında sorumlu olacakları, bu fıkra uyarınca tasfiye memurlarının sorumluluğunun, tasfiye sonucu dağıtılan tutarla sınırlı olacağı hüküm altına alınmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, tasfiyesi tamamlanarak 20/07/2012 tarihli ilanla ticaret sicilinden kaydı silinen Tasfiye Halinde Selim Nakliyat ve Ticaret Limited Şirketi'nin, 2009 yılına ilişkin kurumlar vergisi ve katma değer vergisi beyannameleri ile Ba ve Bs formlarının süresinde elektronik ortamda verilmemesi nedeniyle, tasfiye memuru olan davacı adına, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun mükerrer 355. maddesi uyarınca özel usulsüzlük cezası kesilmiştir.

Bir şirketin borçlu kılınabilmesi ancak tüzel kişilik kazandığı tarih ile bu kişiliğin sona erdiği tarih arasındaki zaman diliminde olanaklıdır. Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre şirketlerin tüzel kişilikleri ticaret sicilinden silinmesiyle sona ermektedir. Ticaret sicilinden kaydı silinen ve hukuksal varlığı sona eren bir kurumun bu tarihten sonra haklara sahip olması, borçlu kılınması, temsili, yargı yerlerinden hukuksal koruma istemesi mümkün değildir.
Tüzel kişiliği sona eren şirketlerin bu tarihten önceki dönemlere ait sonradan ortaya çıkarılan vergisel ödevlerden sorumlu kılınacak kişilerin belirlenmesi konusundaki hukuki boşluk, 5904 sayılı Kanun'un 6. maddesi ile 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 17. maddesine eklenen 9. fıkra ile giderilmiştir. Buna göre, tasfiye edilerek tüzel kişilik kaydı ticaret sicilinden silinmiş olan mükelleflerin tasfiye öncesi ve tasfiye dönemlerine ilişkin olarak yapılacak her türlü vergi tarhiyatı ve kesilecek cezaların, müteselsilen sorumlu olmak üzere; tasfiye öncesi dönemler için kanuni temsilcilerden herhangi biri adına, tasfiye dönemi için ise tasfiye memurlarından herhangi birinin adına yapılacağı yapılabilecektir. Ancak söz konusu düzenlemenin 5904 sayılı Kanun'un yürürlük tarihinden önceki dönemler için uygulanması mümkün değildir. Bu nedenle, 03/07/2009 tarihinde yürürlüğe giren düzenlemenin dava konusu olayda, 2009 yılının Ocak ila Haziran dönemlerine ilişkin cezalar için uygulanma imkanı bulunmadığından, belirtilen dönemlere ilişkin özel usulsüzlük cezalarının, yazılı gerekçeyle kaldırılması yolundaki hüküm fıkrasında sonucu itibarıyla hukuka aykırılık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, ... Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, 2009 yılının Ocak ila Haziran dönemlerine ait cezaların kaldırılmasına ilişkin hüküm fıkrasına yöneltilen temyiz isteminin reddine, Dairemiz kararının diğer hüküm fıkrasına karşı ileri sürülen nedenler, 2577 sayılı Kanun'un 54. maddesinde yazılı sebeplerden hiçbirine girmediğinden, kararın düzeltilmesi isteminin sözü edilen hüküm fıkrası yönünden reddine, 25/02/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X)-KARŞI OY :
Kararın düzeltilmesi istemine konu dilekçede ileri sürülen nedenler istemin 2009 yılının Temmuz ila Aralık dönemleri için kesilen özel usulsüzlük cezalarına ilişkin hüküm fıkrası yönünden de kabulünü gerektirecek nitelikte bulunduğundan Dairemiz kararının sözü edilen hüküm fıkrasının da kaldırılarak, Vergi Mahkemesi kararının değinilen hüküm fıkrasına yöneltilen temyiz isteminin aynı hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca reddi gerektiği oyuyla Daire Kararına katılmıyoruz.



Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi