Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/16676
Karar No: 2015/5205
Karar Tarihi: 31.03.2015

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2013/16676 Esas 2015/5205 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2013/16676 E.  ,  2015/5205 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hüküm davacılar ve davalılar ... ile ... vekilince temyiz edilmiş; davalı ... vekilince de duruşma talep edilmiş olmakla duruşma için tayin edilen 31.03.2015 Salı günü davalı ... vekili Av. ... geldi. Davacılar ve diğer davalılar tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan ... vekili dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü.
    -K A R A R-
    Davacılar vekili, davalıların işleten/sürücüsü ve trafik sigortacısı olduğu araç ile davacı ... idaresindeki aracın karıştığı trafik kazasında ..."nin vefat ettiğini, ... ve ..."nın yaralandığını ve müvekkiline ait aracın hasarlandığını, kazanın meydana gelmesinde ..."nün kavşağın yapısı nedeni ile kusurlu olduğunu belirterek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla davacı ... için destekten yoksun kalma nedeni ile 55.000,00.-TL, ayrıca aracının hasarı için 5.000,00.-TL olmak üzere toplam 60.000,00.-TL maddi tazminat ve ayrıca ..."nin vefatından dolayı eş ... için 11.000,00.-TL, ... ve ... için ayrı ayrı 8.500,00.-TL, ... ve ... için hem kendi yaralanmaları hem de anneleri ..."nin vefatı nedeni ili ayrı ayrı 11.000,00.-TL olmak üzere toplam 50.000,00.-TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsilini talep etmiştir.
    Davalı ... vekili, poliçe limitinin tamamının davacılara ödendiğini, sorumluluklarının kalmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Davalı ... vekili, idari yargı yerinin görevli olduğunu, müvekkilinin meydana gelen kazada kusurunun bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Davalı ..., kazada kusurunun bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlara ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davalı sürücünün % 75 oranında kusurlu olduğu kabul edilerek davanın kısmen kabul kısmen reddi ile ..."nün kazada her hangi bir kusurunun bulunmadığı gerekçesi ile aleyhindeki davanın reddine, ... için destekten yoksun kalma nedeni ile 55.591,13.-TL ve araç hasarı için 3.750,00.-TL olmak üzere toplam 59.341,13.-TL maddi tazminatın davalı ... ve ... "den dava tarihinden, ayrıca ..., ... ve ... için ayrı ayrı 3.500,00.-TL, ... ve ... için ayrı ayrı 2.500,00.-TL olmak üzere toplam 15.500,00.-TL manevi tazminatın davalı ..."den dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili, davalı ... vekili ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davalı ... vekilinin ve davalı ..."in yerinde görülmeyen aşağıdaki bendin kapsamı dışıda kalan temyiz itirazlarının reddine karar verilmesi gerekmiştir.
    2-Davacılar vekilinin temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede;
    Dava davacılar murisinin ölümü nedeni ile Borçlar Kanunu"nun 45. maddesi (6098 sayılı TBK m. 53) gereğince destekten yoksun kalma tazminatı ve BK m. 47 (6098 sayılı TBK m. 56) manevi tazminat istemine ilişkindir.
    Borçlar Kanunu"nun 47. maddesi hükmüne göre (6098 sayılı TBK. m. 56), hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
    Dosya kapsamından, vefat eden ..."nin davacılardan ..."in eşi, diğer davacıların annesi olduğu, mahkemece eş ..., çocuklar ... ve ... için ayrı ayrı 3.500,00.-TL, çocuklar ... ve ... için ayrı ayrı 2.500,00.-TL manevi tazminata hükmedilmiştir. Manevi tazminatın değerlendirilmesinde tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davalıların sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de gözönünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmedilmesi gerekmektedir. Bu bakımdan somut olayda olayın meydana geliş şekli ve kusur oranları dikkate alındığında davacılar için hak ve nesafet kuralları çerçevesinde daha yüksek manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, somut olay ile bağdaşmayan miktarlarda manevi tazminata hükmedilmesi uygun görülmemiştir.
    3-Davalı ..."in temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede;
    Yargılamaya hakim olan ilkelerden olan “taleple bağlılık ilkesi” 1086 sayılı HUMK"nın 74. maddesinde (6100 sayılı HMK m. 26) düzenlenmiş olup, hakim tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır ve ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez.
    HUMK"nın 83. (6100 sayılı HMK m. 176), maddesinde ise ıslah, taraflardan birinin yapmış olduğu bir usul işlemini tamamen veya kısmen düzeltilmesidir. Islahın amacı, yargılama süresinde, şekli ve süreye aykırılık sebebi ile ortaya çıkacak maddi hak kayıplarını ortadan kaldırmaktır. Ancak, açık bir irade beyanı ile terk edilen haklar maddi gerçeğin şekle feda edilmesi gibi bir sonuç doğurmadığı için, ıslah konusu olamaz. Bununla birlikte talep miktarı ıslah ile arttırılabilecektir.
    Somut olayda davacı vekili dava dilekçesiyle destekten yoksun kalma nedeni ile eş ... için 55.000,00.-TL maddi tazminat talep etmiş, mahkemece talep edilen destekten yoksun kalma zararı için ... için 55.591,13.-TL maddi tazminata hükmedilmiştir. Ancak dosya kapsamından ..."in destekten yoksun kalma zararına yönelik olarak davacılar vekilinin ıslah ile talep miktarını arttırmamış olduğu anlaşılması bakımından taleple bağlı kalınarak davacı ... için dava dilekçesinde talep edilen tutara hükmedilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde talep tutarının üzerinde bir miktara hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
    4-Davalı ... vekilinin temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede;
    Bir insanın ölümü hukukî anlamda bir zarar olmamakla beraber, bu yüzden yine de bazı zararlar meydana gelmiş olabilir. İşte BK"nın 45/II. maddesinin (6098 sayılı TBK m. 53) öngörmüş olduğu hal, ölüm sonucu vukua gelen bir kısım zararların tazminini hükme bağlamaktadır. Bu hükme göre, ölenin yardımından faydalananlar, bu yüzden yoksun kaldıkları faydayı, tazminat olarak, sorumludan isteyebilirler. Buna “destekten yoksun (muinden mahrum) kalma tazminatı” denir. Yasa metninden de anlaşılacağı gibi destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Yani haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse BK"nın 45/II. maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir. Davalı destekten yoksun kalmadan ileri gelen somut zararı gidermek zorundadır. Bu nedenle tazminat hesabından önce zarar tutarını belirlemek gerekir. Bunun yanında amaç zarar görenin malvarlığındaki eksilmeyi giderme olduğuna göre, ölüm nedeniyle desteğini yitirenin elde ettiği çıkarlar varsa, bunların da zarar tutarından indirilmesi gerekir. Aksi halde zarar görenin malvarlığında olaydan önceki duruma göre bir artış meydana gelmiş olur. Buradaki amaç zarar gödenin malvarlığını zenginleştirmek değil, desteğini yitiren kişiye ölümden önceki yaşam düzeyini sürdürebilme olanağı tanımaktır.
    Bununla birlikte destekten yoksun kalan kimse devamlı ve gerçek bir ihtiyaç içerisinde bulunmalıdır. Genel olarak bakım ihtiyacı, sosyal düzeye uygun olan yaşamın devamını sağlamak için gerekli olanaklardan yoksun kalmayı anlatır.
    Eğer ölenin eylemli olarak baktığı davacı, ölüm yüzünden bu bakımın sağladığı yaşama düzeyinin altına düşmüş olursa, ihtiyaç bulunma koşulu gerçekleşmiş sayılır. Burada önemli olan, davacının ve ailesinin temsil ettiği sosyal ve ekonomik düzeye göre normal karşılanan giderlerdir.
    Somut olayda davacı destekten yoksun kalan eş ..."in nüfus kayıtları incelendiğinde hüküm tarihinden sonra ancak kararın kesinleşmesinden önce 24.05.2013 tarihinde evlenmiş olması bakımdan yukarıda yapılan açıklamalar gözönüne alındığında bakım ihtiyacının sona erdiği ve yitirilmiş destek ediminin yeni bir destek edimiyle karşılanmış olması dikkate alınarak davacının bakım ihtiyacının evlilik tarihine kadar hesaplanması gerekirken yazılı olduğu şekilde muhtemel yaşam süresi boyunca hesaplanması doğru görülmemiştir.
    5-Resen dikkate alınması gereken nedenler;
    Davacıların desteği ..."nin yolcusu olduğu aracın kavşakta bulunan oto koruyucular nedeni ile meydana gelen kaza sonucu vefat ettiği ve yoldaki düzenlemelerin hatalı olduğu iddiasıyla Karayolları Genel Müdürülüğü aleyhine açılan davada mahkemece, davalı ... yönünden uyuşmazlığın esasına girilerek kusurları olmadığı gerekçesiyle hakkındaki davanın reddine karar verilmişse de, ... kamu tüzel kişisi olup, kamu hizmeti görmekle yükümlü bulunmaları nedeniyle kamu hizmetleri sırasında verdikleri iddia olunan zararlardan dolayı oluşan sorumlulukları özel hukuk hükümlerine tabi değildir. Kamu tüzel kişilerinin yasalar tarafından kendilerine verilen görev ve yetkilerin kullanılması sırasında oluşan zararlar niteliği itibariyle hizmet kusurundan kaynaklanan zararlar olup, bu zararların tazmini amacıyla anılan idarelere karşı hizmet kusurlarına dayalı olarak İdari Yargılama Usulü Hakkındaki Kanun’un 2. maddesi hükmü uyarınca idari yargı yerinde tam yargı davası ikame edilmesi gerekmektedir. O halde mahkemece, hizmet kusuruna dayanılarak davalı ... aleyhine açılan bu davada adli yargının yargı yolu bakımından görevsiz bulunması nedeniyle davalı ... yönünden dava dilekçesinin görevsizlik nedeniyle reddine hükmedilmesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde karar verilmesi yerinde görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle ... vekilinin ve davalı ..."in sair temyiz nedenlerinin reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle ..."in, (4) numaralı bentte açıklanan nedenlerle ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle ve (5) numaralı bentte açıklanan resen dikkate alınması gereken nedenle hükmün BOZULMASINA, 1.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davalı ...ne verilmesine, duruşmada vekille temsil olunmayan davacılar ve davalı ... yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, aşağıda dökümü yazılı 2.750,29 TL kalan harcının temyiz eden davalı ... "den alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ..."e ve davacılara geri verilmesine 31/03/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi