8. Hukuk Dairesi 2019/1855 E. , 2019/4253 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVACI(3.Kişi) :
DAVALI(Alacaklı) : ...
(Borçlu) : ...
DAVA TÜRÜ : İstihkak
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı üçüncü kişi vekili, müvekkiline ait adreste 17.9.2014 tarihinde haciz yapıldığını, borçlunun, alacaklı tarafından bildirilen adresten 25/01/2014 tarihinde taşındığını, mahcuzların müvekkiline ait olduğunu, davanın kabulü ile hacizlerin kaldırılması ve tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı alacaklı vekili; yetkiye itiraz ettiklerini, İİK"nin 44 ve BK"nin 202 maddesine göre; bir ticari işletmenin bir kısmını veya tamamını satın alan veya devralan kişinin, borçlunun aktif ve pasiflerinden 2 yıl müddetle müteselsilen sorumlu olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, haciz mahallinin borçlu ile bir ilgisinin bulunmadığı, borçlu ve üçüncü kişi şirket arasında herhangi bir organik bağ bulunmadığı, üçüncü kişinin borçlunun beyanı doğrultusunda haciz mahalline gelindiğini, borçlunun aralarındaki sözleşmeye göre kendisine borçlu olduğunu ve malları kiraladığını iddia ettiği, Ant Şekercilik Şirketinin de adresle ilgisinin kalmadığı, davalı alacaklının açıkça kötü niyetli davrandığı gerekçesi ile davanın kabulü ile davacı lehine tazminata karar verilmiş; karar davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, üçüncü kişinin İİK"nin 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı alacaklı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
2-Tazminata yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Üçüncü kişi yararına tazminata hükmolunması için, üçüncü kişinin davasının kabulü yanında, istihkak iddiasına karşı itiraz eden alacaklının kötüniyetinin gerçekleşmesi zorunludur. Buradaki kötü niyetten maksat haciz sırasında mahcuzun davacıya ait olduğunun, alacaklı tarafından bilindiği halde, kötü niyetli olarak haczin tatbikinin talep edilmesidir. Alacaklı, üçüncü kişi ile borçlu arasındaki işlemlere yabancı olduğundan istihkak iddiasına itiraz etmesi, tek başına alacaklının kötü niyetli olduğunu göstermez. Somut olayda, borçlunun bildirdiği adreste dava konusu haciz yapılmış olup kararın gerekçesinde yer verilen hususlar alacaklının kötüniyetli olduğunu göstermez. Alacaklının kötüniyeti kanıtlanmadığından İİK’nin 97/15. maddesinde aranan yasal şartlar oluşmaması nedeni ile davalı alacaklı aleyhine tazminata hükmedilmesi hatalı olmuştur.
Ne var ki, yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden 6100 sayılı HMK"nin ek Geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK"un 438/7. maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı alacaklı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hüküm fıkrasının 2. bendindeki "" Davalı alacaklının açıkça kötü niyetli olduğu anlaşılmakla dava konusu malların haciz tarihindeki değeri üzerinden hesap edilecek %15 oranındaki tazminatın davalı alacaklı ..."den alınarak davacıya verilmesine,"" cümlesinin çıkartılmasına hükmün düzeltilen bu şekli ile ONANMASINA, İİK"nin 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 17.4.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.