Abaküs Yazılım
İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi
Esas No: 2019/186
Karar No: 2020/220
Karar Tarihi: 27.02.2020

BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/186 Esas 2020/220 Karar Sayılı İlamı

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/186 Esas
KARAR NO : 2020/220

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/02/2016
KARAR TARİHİ : 27/02/2020

Mahkememizden verilen 05/01/2017 tarih ve 2016/220 Esas 2017/9 sayılı kararı Yargıtay, 16. Hukuk Dairesi'nin 21/03/2019 tarih ve... Esas ... Karar sayılı ilamıyla BOZULMAKLA, dava mahkememizin yukarıdaki esasına kaydı yapılarak yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; işbu dosyanın icra dosyasından sonra açılan menfi tespit davası olduğunu, müvekkillerinin karı koca olduğunu, davalı ... 'ın davacılardan ...'nin gayri resmi patronu olduğunu, müvekkilinin dava dışı ... Şti.'de hal şöförü olarak 2011 yılı Kasım ayından itibaren 03/01/2013 tarihine kadar çalıştığını, davalının, söz konusu şirketin gayri resmi ortağı olduğunu, ortak ve yetkililerin davalının akrabası olduklarını, söz konusu şirketin aile şirketi olduğunu, müvekkillerinden ...'nin işlettiği ... isimli dükkanı dava dışı ...'ye devrettiğini, protokole göre devir karşığılında ...'nin müvekkili ...'ye işbu davaya konu bonoları verdiğini, müvekkillerinin de davaya konu bonoları patronu olan ...'a saklaması için verdiğini, ancak, ...'ın kendisine emanet edilen davaya konu senetleri haksız ve hukuka aykırı olarak müvekkillerini zor durumda bırakmak ve kendilerine karşı müvekkili tarafından açılacak davadan vazgeçirmek için hileli olarak icra takibine koyduğunu, Bu nedenlerle, fazlaya dair haklarını saklı tutarak; müvekkillerinden ...'nin İstanbul ... İcra Müdürlüğü'nün... sayılı dosyası ile ilgili olarak davalı borçlu olmadığının tespitine ve takibin iptaline, her iki davacının İstanbul ... İcra Müdürlüğü ... esas sayılı dosyası ile ilgili olarak davalı tarafa borçlu olmadıklarının tespitine ve takibin iptaline, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.

CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının bonoları saklaması için müvekkiline verdiği yönündeki iddiaların gerçek dışı olduğunu, davacı ...'nin müvekkilinin müdür olarak çalıştığı şirkette çalıştığını müvekkilinin ortak olmadığını çalışan olduğunu, davanın 1 yıllık Hak Düşürücü Sürede açılmaması nedeniyle reddi gerektiğini, davacıların borçlarını ödemek üzere bu bonoları müvekkiline verdiklerini, bonoda lehtar tarafından yapılan cirodan sonra diğer davalı ciranta tarafından da ciro edilerek verilmesi ve yinede lehtar olan kişi adına vekileten bononun arkasının imzalanarak verilmesi bir borcun ödenmesi maksadıyla müvekkiline verildiğini ispatladığını bu sebeplerle davanın reddine karar verilip davacı aleyhine %20 kötü niyet tazminatına hükmedilerek yapılan yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

DEĞERLENDİRME:
Dava İİK'nun 72. Maddesine göre açılmış menfi tespit davası olup, davacı taraf davalının yapmış olduğu icra takiplerinde belirtilen miktarda borcunun bulunmadığının tespitini talep etmiştir.
Dava konusu miktarın talep edildiği icra dosyaları getirtilip incelenmiştir.
İstanbul ... İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı dosyası dosyamız arasına alınmış olup, incelenmesinde; alacaklının işbu dosyamızın davalısı, borçlunun işbu dosyamızın davacılarından ... ve dava dışı ..., alacak kalemlerinin 900,00 TL asıl alacak, 67,01 TL, 75,90 TL ve 23,38 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 1.066,28 TL, takip tarihinin 26/02/2013, borç sebebinin 20/01/2012 vade tarihli 900,00 TL lik bono olduğu görülmüştür.
İstanbul ... İcra Müdürlüğünün... esas sayılı dosyası dosyamız arasına alınmış olup, incelenmesinde; alacaklının işbu dosyamızın davalısı, borçlunun işbu dosyamızın davacıları ..., ... ve dava dışı Yadigar Deveci, alacak kalemlerinin 3.000,00 TL asıl alacak, 119,81 TL, 253,00 TL ve 77,92 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 3.450,73 TL, takip tarihinin 26/02/2013, borç sebebinin 20/03/2012 vade tarihli 3.000,00 TL lik bono olduğu görülmüştür.
Mahkememizin... esas sayılı dosyası üzerinden yapılan yargılamada; davalı vekilinin hak düşürücü süreye ilişkin beyanları doğrultusunda yapılan incelemede, icra takibine konu olup, dolayısıyla işbu davada borçlu olunmadığı iddia edilen bonoların vade tarihlerinin 20/01/2012 ve 20/03/2012 olduğu, icra takip tarihlerinin 26/02/2013 olup, borçlu olan davacılara ödeme emri tebligatlarının ... esas sayılı takip dosyasında davacı ...'ye 22/07/2013 tarihinde, 2013/4970 esas sayılı takip dosyasında davacılardan ...'ye 22/07/2013 tarihinde, davacılardan ...'ye 22/07/2013 tarihinde tebliğ edildiği, davacı olan borçluların ödeme emri tebliğ tarihi olan 22/07/2013 tarihinde işbu alacak talebinden haberdar olduklarının kabul edilmesi gerektiği, davacılar tarafından itiraz edilmeyerek takibin kesinleştiği görülmüştür. Dava dilekçesinin incelenmesinde, dilekçe içeriğinde "davacıların davaya konu bonoları patronu olan (davalı) ...'a saklaması için verdiğini, ancak, ...'ın kendisine emanet edilen davaya konu senetleri haksız ve hukuka aykırı olarak müvekkillerini zor durumda bırakmak ve kendilerine karşı müvekkili tarafından açılacak davadan vazgeçirmek için hileli olarak icra takibine koyduğunu" şeklindeki beyanlardan, davanın hile sebebine dayanılarak açıldığı kanaatine varılmıştır. Türk Borçlar Kanunu 39/1 maddesine göre "Yanılma veya aldatma sebebiyle ya da korkutulma sonucunda sözleşme yapan taraf, yanılma veya aldatmayı öğrendiği ya da korkutmanın etkisinin ortadan kalktığı andan başlayarak bir yıl içinde sözleşme ile bağlı olmadığını bildirmez veya verdiği şeyi geri istemezse, sözleşmeyi onamış sayılır."Netice olarak davacılara icra takip dosyalarında yapılan ödeme emri tebligatlarının 22/07/2013 tarihinde yapılmış olup icra takiplerinden bu tarihte haberdar olmuş sayılmaları, dava dilekçesindeki açıklamalardan davalının davacıları aldatarak hileli olarak icra takibini başlattığı yönündeki talep sebebi, dava tarihinin 19/12/2015 olup, icra takibini, dolayısıyla aldatmanın öğrenilmiş kabul edildiği 22/07/2013 tarihinden itibaren 1 yıldan fazla bir zaman sonra işbu davanın açılmış olması ve Türk Borçlar Kanununun 39/1 maddesindeki aldatmanın öğrenildiği tarihten itibaren hesaplanacak olan 1 yıllık hak düşürücü süre de dikkate alınarak, davacıların işbu davayı 1 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açmış olduklarından davanın hak düşürücü süre sebebiyle reddine karar verilmiştir.
Mahkememizden verilen 05/01/2017 tarih ve... Esas ... sayılı kararı İstanbul BAM ...Hukuk Dairesi'nin 21/03/2019 tarih ve ... Esas ... Karar sayılı ilamıyla "TBK 39/1 maddesinde ön görülen 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde davanın açılmadığı gerekçesiyle reddine karar vermişse de davacının bononun kendisinden hile yada aldatma ile alındığını iddia etmediği, irade sakatlığını ileri sürmediği, takiplere konu senetleri "saklaması" için davalıya verdiğini, borçlu bulunmadığını ileri sürdüğü anlaşılmakla, davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı gerekçesiyle davanın reddi kararının yerinde olmadığı" gerekçesiyle kaldırılmıştır.
İstinaf kararı sonrasında mahkememizce tarafların delilleri için müzekkereler yazılmış, SGK kayıtları, bahsi geçen araçlara ilişkin Emniyet Müdürlüğü ve Tüvtürk kayıtları, İstanbul ... İş Mahkemesi ... esas sayılı dosyası, İstanbul ... İş Mahkemesi'nin ... esas sayılı dosyası temin edilmiştir.
İstanbul ... İş Mahkemesi'nin... esas sayılı dosyanın incelenmesinde, davacının ..., davalının ... ŞTİ olduğu, davacının 2009 yılının kasım ayından işten çıkarıldığı 01/03/2013 tarihine kadar haksız ve bildirimsiz fesih dolayısıyla işçilik alacaklarının tahsiline ilişkin olduğu, davanın Yargıtay bozması sonrası derdest olup yargılamanın ... esas sayılı dosya üzerinden devam ettiği görülmüştür.
İstanbul ... İş Mahkemesi'nin ... esas sayılı dosyanın incelenmesinde, davacının ..., davalının ... Şti, davanın hizmet tespiti talebine ilişkin olduğu görülmüştür.
Dava İstanbul ... İcra Müdürlüğü'nün iki adet dosyasında bulunan 3.000,00 TL ve 900,00 TL lik olmak üzere toplam 3.900,00 TL lik bonolar yönünden borçlu olunmadığının tesbitine yönelik menfi tespit davası olup; 900,00 TL lik bononun keşidecisinin ..., lehtarının davacılardan ... olduğu, davacılardan ...'nin ... adına vekalete cirosu ile davalı ...'a verildiği, ve davalı ...'ın da son ciranta olarak imzasının bulunduğu, bononun nakten kaydı ile verildiği anlaşılmış,
3.000,00 TL lik bononun keşidecisinin ..., lehtarının davacılardan ... olduğu, davacılardan ...'nin ciro ile bonoyu davacılardan ...'ye verdiği, ...'ın da kendi cirosu ile davalı ...'a verildiği, ve davalı ...'ın da son ciranta olarak imzasının bulunduğu, bononun nakten kaydı ile verildiği anlaşılmış olmakla; davacı tarafça her ne kadar dava konusu bonoların dava dışı ...'den alındıktan sonra, davacılardan ...'ın o önemde patronu olan davalı ...'ye saklanması için verildiği ve bu sebeple borçlu olunmadığı iddia edilmiş ise de, davacı tarafların saklanmak üzere bonoların davalıya verildiği iddiası, (bonoların ciro edilmek suretiyle verilmiş olduğu, ciro zincirinde bir kopukluk olmadığı, imza inkarında bulunulmadığı da gözetilerek) hayatın ve ticari sürecin olağan akışına uygun olarak görülmemiş, davacıların bonoları saklamak amacıyla davalıya verdiklerini ispatlayamadığı anlaşılmıştır.
Davcı vekiline yemin delili hatırlatılmış, 3 nolu celsede bu hususta ihtaratlı kesin süre verilmiş, ancak davacı vekilince yemin teklifi hususunda beyanda bulunulmamış olmakla, yukarıda açıklanan gerekçelerle ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.

HÜKÜM:/Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine,
2-Davalı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin koşullar oluşmadığından reddine,
3-Alınması gerekli harç 54,40 TL olup, peşin alınan 66,61 TL den mahsubu ile fazla alınmış olan 12,21TL harcın karar kesinleştikten sonra istek halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
6- Karar kesinleşene kadar yapılacak yargılama giderlerinin davacı gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştikten sonra bakiye gider avansının istek halinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı yokluğunda kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık kesin süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.

Katip ...

Hakim ...
¸






Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi