
Esas No: 2013/4333
Karar No: 2013/5935
Karar Tarihi: 16.04.2013
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2013/4333 Esas 2013/5935 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 06.12.2011 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 11.12.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davacı vekili, paydaşı olduğu 871 parsel sayılı taşınmazın 139/288 payının diğer paydaşlar tarafından davalıya 21.10.2011 tarihinde satıldığını, satış işleminden kendisine haber verilmediğini belirterek davalı ... adına kayıtlı payın tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tescilini istemiştir. Yargılama sırasında dava konusu pay davalı tarafından 19.12.2011 tarihinde ...’a satılmış, bunun üzerine davacı 6100 sayılı HMK"nın 125. maddesi uyarınca seçim hakkını yeni malike karşı tapu iptali ve tescil olarak kullanmıştır.
Davalı..., kendi adına kayıtlı payı önceki malik ...’a devrettiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı yeni malik ... vekili, ilk davalı...’ın daha önce 19.10.2011 tarihinde 17/64 payı satın alarak taşınmazda paydaş olduğunu, daha sonra 21.10.2011 tarihinde 125/576 payı da satın aldığını ve bundan sonra ise her iki satış sonucu sahibi olduğu toplam 139/288 payı müvekkiline satıp tapuda devrettiğini, davacının bu satışlardan sadece 21.10.2011 tarihinde yapılan hisseye ilişkin talepte bulunduğunu ve dava değerini de 9.000,00 TL olarak gösterdiğini, 19.10.2011 tarihli ilk satışın dava konusu edilmediğini, müvekkilinin taşınmazın paydaşı olduğundan şufa hakkının müvekkiline karşı kullanılamayacağını, eğer dava kabul edilecekse sadece 21.10.2011 tarihinde satılan hisse yönünden kabul edilebileceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalı...’ın 19.10.2011 tarihinde taşınmazda pay alarak paydaş olduğu, davacının 21.10.2011 tarihli satışla ilgili şuf"a hakkını kullandığı, şuf"a hakkının kullanıldığı paydan önce davalının paydaş olması sebebi ile paydaşa karşı şuf"a hakkının kullanılamayacağı, davacı davasını dava konusu payı yargılama sırasında devralan ...’a karşı devam ettirmiş olsa da dava konusu hisse açısından...’ın daha önceden paydaş olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Önalım davasının davalısı önalım hakkına ilişkin taşınmazdaki payı satın almadan önce o taşınmazda paydaş ise bu paydaş hakkında önalım hakkı kullanılamaz. Zira Türk Medeni Kanununun 732. maddesiyle bir paydaşın payını üçüncü şahsa satması halinde önalım hakkının varlığı kabul edilmiştir. Paydaş üçüncü kişi sayılamayacağından paydaşın paydaş aleyhine önalım hakkını kullanması söz konusu olamaz. Dava hakkına ilişkin bu hususun davanın her aşamasında kendiliğinden göz önünde bulundurulması gerekir.
Somut olayda, dava dilekçesinde her ne kadar 21.10.2011 tarihli satış tarihi belirtilmiş ise de iptali istenen pay 19.10.2011 tarihli satış ile 21.10.2011 tarihli satış sonucu davalı adına kayıt gören toplam 139/288 paya ilişkindir. Dolayısıyla toplam pay dava edildiğine göre her iki satış yönünden de önalım hakkının kullanıldığının kabulü gerekir. Mahkemece işin esasının incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme ile 125/576 paya ilişkin ikinci satış yönünden dava açıldığı kabul edilerek davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz itirazlarının yukarıda açıklanan nedenlerle kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 16.04.2013 tarihinde oy birliği ile karar verildi.