
Esas No: 2020/8
Karar No: 2020/3620
Karar Tarihi: 01.07.2020
Yargıtay 20. Ceza Dairesi 2020/8 Esas 2020/3620 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Yüksek Adalet Bakanlığı"nın, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkındaki Samsun 9. Asliye Ceza Mahkemesinin 21/12/2015 tarihli, 2015/1235 esas ve 2015/1424 sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 06/12/2019 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A-)Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Şüpheli ... hakkında 11/10/2015 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan Samsun Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma sonucunda, 13/10/2015 tarihli, 2015/25550 soruşturma ve 2015/773 sayılı kararı ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2.maddesi uyarınca beş yıl süre ile kamu davası açılmasının ertelenmesine, bir yıl süre ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına aynı Kanun"un 191/4. maddesi gereğince erteleme süresi içerisinde kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi ya da tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması durumunda hakkında kamu davası açılacağının ihtarına karar verildiği, kararın şüpheliye 16/10/2015 tarihinde tebliğ edildiği, infazı için Samsun Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği,
2- Samsun Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün 15/10/2015 tarihli ve 2015/2597 DS sayılı çağrı yazısının 27/10/2015 tarihinde tebliğ edildiği, müdürlüğe başvurmaması nedeniyle İnfaz İşlemleri Değerlendirme Komisyonunca dosyanın kapatılmasına karar verilerek Samsun Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği,
3- Samsun Cumhuriyet Başsavcılığınca erteleme kararı kaldırılarak 24/11/2015 tarihli, 2015/25550 soruşturma, 2015/10643 esas ve 2015/8986 sayılı iddianame ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1-4 ve 53.maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle Samsun 9.Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı,
4- Samsun 9. Asliye Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 25/12/2015 tarihli, 2015/1235 esas ve 2015/1424 sayılı kararı ile; sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62.maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, aynı Kanun’un 51.maddesi uyarınca cezanın ertelenmesine karar verildiği, sanığın yüzüne karşı verilen kararın 05/01/2016 tarihinde temyiz edilmeksizin kesinleştirildiği, sanığın 02/02/2016 tarihinde temyiz dilekçesi vermesi üzerine mahkemece yasal süresinden sonra yapılan temyiz talebinin reddine karar verildiği, red kararının temyizi üzerine Dairemizin 09/09/2019 tarihli, 2016/1717 esas ve 2019/4374 karar sayılı ilamı ile, temyiz isteminin reddine ilişkin kararın onanmasına karar verildiği,
Anlaşılmıştır.
B-)Kanun Yararına Bozma İstemi:
Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında;
“Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda Samsun Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen13/10/2015 tarihli ve 2015/25550 soruşturma, 2015/773 sayılı kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair kararın kesinleşmesini müteakip, sanığın çağrı kağıdının tebliği üzerine müracaatta bulunmaması sebebiyle denetim yükümlülüğünü ihlâl ettiğinden bahisle infaz kayıtlarının kapatılarak bildirimde bulunulması üzerine açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, anılan Kanun"un 51. maddesi gereğince cezasının ertelenmesine dair Samsun 9. Asliye Ceza Mahkemesinin 21/12/2015 tarihli ve 2015/1235 esas, 2015/1424 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
5402 sayılı Denetimli Serbestlik Hizmetleri Kanunu’nun 5. maddesinde, “(1) Hakkında herhangi bir tedbire hükmedilen kişi, karara uygun olarak müdürlüğün hazırladığı programa ve denetimli serbestlik görevlilerinin bu kapsamdaki uyarı ve önerilerine uymak ve katlanmak zorundadır. (2) (Ek fıkra: 06/12/2006-5560 S.K.42.md) Denetimli serbestlik müdürlüğü tarafından yapılan çağrılara veya hazırlanan denetim planına uyarıya rağmen uyulmaması, denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülük ihlali sayılır.” şeklinde, 40. maddesinde; “(1) Denetimli serbestlik kararlarının kaydedilmesinden itibaren şüpheli, sanık veya hükümlülere üç iş günü içerisinde yapılacak yazılı veya elektronik tebligatta, tebliğden itibaren on gün içerisinde müdürlüğe başvurulması gerektiği belirtilir. ... (3)Düzenlenen tebligatta, yükümlünün haklı, geçerli ve gerektiğinde belgelendirilebilen bir mazereti olmadan müdürlüğe gelmemesi veya hakkında belirlenen yükümlülüklerin gereğini yerine getirmemesi halinde, denetimli serbestlik kararının niteliğine göre kapalı ceza infaz kurumuna gönderilmesine karar verilebileceği, seçenek yaptırım veya tedbirin hapse çevrilebileceği ya da koşullu salıverilme kararının geri alınabileceği gibi gelmemenin hukuki sonuçları yükümlüye bildirilir. (4) Usulüne uygun olarak yapılan tebligata rağmen yükümlü on gün içerisinde müdürlüğe müracaat etmezse komisyonun onayından sonra kayıt kapatılarak infaz dosyası Cumhuriyet başsavcılığına geri gönderilir.” şeklinde düzenlemelere yer verildiği,
Somut olayda, Samsun Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı sonrasında Samsun Denetimli Serbestlik Müdürlüğü tarafından düzenlenen çağrı kağıdının 27/10/2014 tarihinde sanığa tebliğ edilmesini müteakip sanığın yasal süre içerisinde anılan Müdürlüğe müracaat etmediğinden bahisle denetimli serbestlik dosyasının kapatılarak sanık hakkında Samsun Cumhuriyet Başsavcılığınca iddianame düzenlenmiş ise de, benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 22/12/2015 tarihli ve 2015/1717 esas, 2015/33429 karar sayılı ilâmında da belirtildiği üzere, sanığa 10 gün içinde denetimli serbestlik müdürlüğüne başvurması gerektiği uyarısını içeren tebligatın yapılması ve sanığın başvuruda bulunmaması üzerine, yüklenen yükümlülüklere veya tedavinin gereklerine uygun davranmamakta "ısrar" ettiğinin kabul edilebilmesi için sanığa "önceki tebligat gereğince başvuruda bulunmadığı, bu tebligat üzerine öngörülen süre içinde de başvurmaması halinde yükümlülüklere ve tedavinin gereklerine uymamakta ısrar etmiş sayılacağı" uyarısı ile yeniden tebligat yapılması, bu tebligata rağmen de başvuruda bulunmadığı takdirde ısrar şartının gerçekleşeceğinin anlaşılması karşısında, bu hâliyle usulüne uygun tebliğ yapılmayan sanığın yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar ettiğinin kabul edilemeyeceği ve ısrar koşulunun gerçekleşmediği cihetle, mahkemesince tebligat işlemlerinin tamamlanabilmesi amacıyla durma kararı verilmesi gerekirken, açılan kamu davası hakkında yargılamaya devamla işin esasına girilerek hüküm kurulmak suretiyle yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.”denilerek Samsun 9. Asliye Ceza Mahkemesinin 21/12/2015 tarihli ve 2015/1235 esas, 2015/1424 sayılı kararının 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca bozulması istenilmiştir.
C-) Konunun Değerlendirilmesi:
İncelenen dosyada; şüpheli hakkında, 10/10/2015 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonucunda Samsun Cumhuriyet Başsavcılığının 13/10/2015 tarihli, 2015/25550 soruşturma ve 2015/773 sayılı kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği,denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında şüphelinin yükümlülüklerini ihlal ettiği gerekçesiyle erteleme kararının kaldırılarak kamu davası açıldığı, Samsun 9. Asliye Ceza Mahkemesinin 21/12/2015 tarihli ve 2015/1235 esas, 2015/1424 sayılı kararı ile sanığın cezalandırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
1- 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun ile değişik TCK’nın 191. maddesinde, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ve bu kararla birlikte verilebilecek olan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararlara yönelik herhangi bir kanun yolu öngörülmemiş ise de; kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile bu karara bağlı olarak verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararlara yönelik TCK"nın 191/2. maddesinin 2. cümlesinde yer alan "Cumhuriyet savcısı, bu durumda şüpheliyi, erteleme süresi zarfında kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmadığı veya yasakları ihlal ettiği takdirde kendisi bakımından ortaya çıkabilecek sonuçlar konusunda uyarır." şeklindeki düzenleme gereği, "Kamu davasının açılmasının ertelenmesi" kararı ve bu karar ile birlikte verilen “tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” ilişkin kararların, şüpheliye tebliğ edilmesinin gerektiği, şüpheli hakkında verilen karar kendisine tebliğ edilmeden ve itiraz hakkı beklenilmeden, dolayısıyla kesinleşmeden Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlanamayacağı, somut olayda; Samsun Cumhuriyet Başsavcılığının kamu davasının açılmasının ertelenmesi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararının, şüpheliye tebliğ edilmekle birlikte tebliği ve kesinleşmesi beklenmeden infazı için Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği,Denetimli Serbestlik Müdürlüğü tarafından düzenlenen ihtarlı çağrı kağıdının yükümlüye tebliğ edilmesinin hukukî sonuç doğurmayacağı anlaşıldığından mahkemece kamu davasında durma kararı verilerek tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine ilişkin kararın infazının sonucunun beklenmesi gerektiği gözetilmeden sanığın mahkumiyetine karar verilmesi kanuna aykırı olduğu gibi;
Kabule göre de;
2- 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesinde, "bu suçtan dolayı başlatılan soruşturmada şüpheli hakkında ... beş yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilir.", 191/3. maddesinde "erteleme süresi zarfında şüpheli hakkında asgari bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanır." ve 191/4. maddesinde yer alan, “Kişinin, erteleme süresi zarfında; a) Kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi, b) Tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması, c) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, hâlinde, hakkında kamu davası açılır.” ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/8 maddesinde "Türk Ceza Kanununda öngörülen düşme sebeplerinin varlığı ya da soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması hallerinde, davanın düşmesine karar verilir. Ancak, soruşturmanın veya kovuşturmanın yapılması şarta bağlı tutulmuş olup da şartın henüz gerçekleşmediği anlaşılırsa; gerçekleşmesini beklemek üzere, durma kararı verilir. Bu karara itiraz edilebilir." şeklindeki düzenlemeler ile;
5402 sayılı Denetimli Serbestlik Hizmetleri Kanunu’nun 5. maddesinde, “(1) Hakkında herhangi bir tedbire hükmedilen kişi, karara uygun olarak müdürlüğün hazırladığı programa ve denetimli serbestlik görevlilerinin bu kapsamdaki uyarı ve önerilerine uymak ve katlanmak zorundadır. (2)Denetimli serbestlik müdürlüğü tarafından yapılan çağrılara veya hazırlanan denetim planına uyarıya rağmen uyulmaması, denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülük ihlali sayılır.” şeklinde, 40. maddesinde;“(1) Denetimli serbestlik kararlarının kaydedilmesinden itibaren şüpheli, sanık veya hükümlülere üç iş günü içerisinde yapılacak yazılı veya elektronik tebligatta, tebliğden itibaren on gün içerisinde müdürlüğe başvurulması gerektiği belirtilir...3)Düzenlenen tebligatta, yükümlünün haklı, geçerli ve gerektiğinde belgelendirilebilen bir mazereti olmadan müdürlüğe gelmemesi veya hakkında belirlenen yükümlülüklerin gereğini yerine getirmemesi halinde, denetimli serbestlik kararının niteliğine göre kapalı ceza infaz kurumuna gönderilmesine karar verilebileceği, seçenek yaptırım veya tedbirin hapse çevrilebileceği ya da koşullu salıverilme kararının geri alınabileceği gibi gelmemenin hukuki sonuçları yükümlüye bildirilir. (4) Usulüne uygun olarak yapılan tebligata rağmen yükümlü on gün içerisinde müdürlüğe müracaat etmezse komisyonun onayından sonra kayıt kapatılarak infaz dosyası Cumhuriyet başsavcılığına geri gönderilir.” şeklinde düzenlemelere yer verildiği,
Sanık hakkında verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında, sanığa 10 gün içinde denetimli serbestlik müdürlüğüne başvurması gerektiği uyarısını içeren tebligatın yapılması ve sanığın başvuruda bulunmaması üzerine, yüklenen yükümlülüklere veya tedavinin gereklerine uygun davranmamakta "ısrar" ettiğinin kabul edilebilmesi için sanığa "önceki tebligat gereğince başvuruda bulunmadığı, bu tebligat üzerine öngörülen süre içinde de başvurmaması halinde yükümlülüklere ve tedavinin gereklerine uymamakta ısrar etmiş sayılacağı" uyarısı ile yeniden tebligat yapılması bu tebligata rağmen de başvuruda bulunmadığı takdirde sanık hakkında davaya devam olunacağı dikkate alındığında, somut olayda; sanık hakkında denetimli serbestlik tedbirine başlanabilmesi için 10 gün içinde başvurmasına ilişkin Samsun Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün 15/10/2015 tarihli ve 2015/2597 DS sayılı çağrı yazısı 27/10/2015 tarihinde şüpheliye tebliğ edilmiş, müdürlüğe başvurmaması nedeniyle İnfaz İşlemleri Değerlendirme Komisyonunca dosyanın kapatılmasına karar verilerek sanık hakkında Samsun Cumhuriyet Başsavcılığınca iddianame düzenlenmiş ise de; müdürlüğe başvurmamasının tek başına ısrar olarak değerlendirilemeyeceği, ısrar şartının gerçekleşmediği, bu nedenle kamu davası hakkında durma kararı verilerek, hükmolunan denetimli serbestlik kararının infazının sonucunun beklenilmesi gerektiği gözetilmeden yargılamaya devamla sanığın mahkumiyetine karar verilmesi kanuna aykırıdır.
D-) Karar:
Açıklanan nedenlerle; mahkemece kamu davasında durma kararı verilerek hükmolunan tedavi ve denetimli serbestlik kararının infazının sonucunun beklenilmesi gerektiği gözetilmeden yargılamaya devamla sanığın mahkumiyetine karar verilmesi kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden, Samsun 9. Asliye Ceza Mahkemesinin 21/12/2015 tarihli ve 2015/1235 esas, 2015/1424 sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun"un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığı"na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na gönderilmesine,
01.07.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.