17. Hukuk Dairesi 2013/16791 E. , 2015/5460 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, davalıya ait aracın sürücüsünün kusurlu hareketi ile gerçekleşen kazada müvekkillerinin murisinin vefat ettiğini ileri sürerek ıslahla birlikte davacı Döndü için 52.903,50 TL, davacı Musa için 43.509 TL destekten yoksun kalma tazminatı ile her bir davacı için 10.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili özetle davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre; davanın kısmen kabulü ile davacı ... için 26.654,44 TL maddi, 7.500 TL manevi, davacı ... için 30.424,13 TL maddi, 7.500 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Destekten yoksun kalma tazminatı Borçlar Kanununun 45/II. maddesinde düzenlenmiş olup "ölüm neticesi olarak diğer kimseler müteveffanın yardımından mahrum kaldıkları takdirde onların bu zararını da tazmin etmek lazım gelir." şeklinde hükme bağlanmıştır. Yasa metninden de anlaşılacağı gibi destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır
Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Yani haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse BK"nun 45/II. maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir. Davalı destekten yoksun kalmadan ileri gelen somut zararı gidermek zorundadır. Bu nedenle tazminat hesabından önce zarar tutarını belirlemek gerekir. Bunan yanında amaç zarar görenin malvarlığındaki eksilmeyi giderme olduğuna göre, ölüm nedeniyle desteğini yitirenin elde ettiği çıkarlar varsa, bunların da zarar tutarından indirilmesi gerekir. Aksi halde zarar görenin malvarlığında olaydan önceki duruma göre bir artış meydana gelmiş olur. Buradaki amaç zarar gödenin malvarlığını zenginleştirmek değil, desteğini yitiren kişiye ölümden önceki yaşam düzeyini sürdürebilme olanağı tanımaktır.
Somut olayda mahkemece alınan bilirkişi raporunda müteveffanın (destek) geliri hesaplanırken, kendi kamyonu ile nakliye işi yapan desteğin ..ve tanık beyanlarına göre asgari ücretin 4 katı tutarında kazancının olacağı değerlendirilmiş ve bu miktar üzerinden tazminat hesabı yapılmıştır.
Öncelikle davacıların mirasçı oldukları gözönüne alındığında desteğin ölümü ile adına kayıtlı taşınır ve taşınmazlar yasal mirasçılarına geçecektir. Desteğin nakliye aracından sağlanan bir gelirin bulunması halinde, bu gelirin elde edilmesinde desteğin kişisel katkısı belirlenip bu miktar üzerinden destek zararının hesaplanması gereklidir. Bu bakımdan böyle bir davada gerçek zararın belirlenmesi için, tazminat hesabına esas olacak gelirin daha net kriterle ortaya konulması gerekmekte olup, açıklanan hususlar gözönüne alınarak hakkaniyete uygun muhtemel bir gelirin belirlenmesi ile uzman aktüer bilirkişiden yeniden bilirkişi raporu alınması gerekirken, yazılı olduğu şekilde eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 07.04.2015 günü oybirliğiyle karar verildi.