8. Hukuk Dairesi 2011/3162 E. , 2011/6827 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil
... ile ... aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair ...Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 07.03.2011 gün ve 266/61 sayılı hükmün Yargıtay"ca duruşmalı olarak incelenmesi davacı tarafından süresinde istenilmiş ise de; duruşma talebinin gider olmadığından ve değer yönünden reddine karar verilerek dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı ... dava dilekçesinde; 104 ada 79 sayılı parselin dedesinden kaldığını, kadastro çalışmaları sırasında taşınmazın tamamı 5 pay kabul edilerek 3 payın ..., 2 payın ise dava dışı Hasan Yılmaz adına tespit ve tescil edildiğini, ... adına tapuda kayıtlı bulunan 3/5 paydan 1/5 payının kendisine, kalan 2 payın ise davalı ...’e ait olduğunu açıklayarak 104 ada 79 sayılı parselde davalı ... adına tapuda kayıtlı bulunan 3/5 payın iptali ile 1/5 payın adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... 09.02.2011 tarihinde yapılan keşifte; “…kadastro sırasında tarlaların bölüşüldüğünü, davacı ...’ede şu anda zeytin dikmiş olduğu yerin verildiğini, mirasçıların fazla olması nedeniyle tarlaların küçük paylara ayrılmaması düşüncesiyle bu şekilde paylaşım yaptıklarını, davacının da buna itiraz etmediğini, yapılan anlaşma sonucu kadastro tespitlerinin yapıldığını, ancak şu anda ise davacının anlaşmayı bozmak istediğini…” belirtmiştir.
Mahkemece, paylaşımın yapıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik ve muristen intikal hukuksal sebeplerine dayalı olarak TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesine ilişkin mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır.
Mahkemece, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş ise de, mahkemenin bu görüşüne katılma olanağı bulunmamaktadır. Davacı dava dilekçesinde dava konusu taşınmazın murisleri olan dedelerinden kaldığını bildirmiş, ancak dedesinin ismini vermemiştir. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre davalı ile davacı amca çocuklarıdır. Davalının keşif tutanağına geçen beyanı ile keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanlarından, kadastro çalışmaları sırasında hazır bulunan mirasçılar arasında paylaşım niteliğinde bir bölüşümün yapıldığı anlaşılmakta ise de, dava konusu taşınmaz dededen geldiğine göre, dedenin tüm mirasçılarının kadastro çalışmaları sırasında yapılan bu bölüşmeye ya da paylaşıma katılıp katılmadıkları konusunda duraksama söz konusudur. Mevcut bilgi ve belgelerle sonuca ulaşmak mümkün değildir.
Bu nedenle öncelikle davacı ve davalının dedesinin isminin belirlenmesi, dedelerine ait veraset belgesinin alınması için taraflara süre ve imkan tanınması, ondan sonra yerel bilirkişi ve tanıkların HMK.nun 243 ve 244. maddeleri gereğince davetiye ile keşif yerine çağrılmaları, aynı Kanunun 259 ve 290/2. maddeleri uyarınca uyuşmazlığın taşınmaza ilişkin bulunması nedeniyle yerel bilirkişi ve tanıkların keşifte dinlenmelerinin sağlanması, tarafların dedelerinden gelen taşınmazların tüm mirasçıların katılımı ile yapılan bir paylaşımın olup olmadığının yerel bilirkişi ve tanıklardan sorularak açıklığa kavuşturulması, yöntemine uygun bir biçimde yapılmış bir paylaşımdan söz edilebilmesi için tüm mirasçıların bu paylaşıma katılmış olmaları gerektiğinin düşünülmesi, paylaşım sonucu hangi mirasçıya hangi mevkii ve yerdeki ya da ada ve parseldeki taşınmazın düştüğünün aynı biçimde yerel bilirkişi ve tanıklara sorulmak suretiyle saptanması, paylaşım sonucu mirasçılara düşen taşınmazlara ait tapu kayıtlarının getirtilerek dosya arasına konulması, şayet tüm mirasçıların katılımıyla yapılan paylaşım söz konusu değil ise, dededen kalan tereke elbirliği mülkiyet hükümlerine tabi olduğundan ve davada mirasçılar arasında açılıp yürüyen bir dava niteliğinde bulunduğundan davacının miras payı oranında iptal ve tescile karar verilmesi, şayet tüm mirasçıların katılımıyla yapılmış bir paylaşım söz konusu ise şimdiki gibi davanın reddine karar verilmesinin düşünülmesi, ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, paylaşımın yapılıp yapılamadığı, yapılmış ise tüm mirasçıların katılıp katılmadığı araştırılmadan eksik inceleme ile hüküm kurulmuş olması usul ve kanuna aykırıdır.
Davacının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile yerel mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK.nun Geçici madde 3’ün yollamasıyla HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA 18,40 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine 09.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.