
Esas No: 2019/1295
Karar No: 2021/1111
Karar Tarihi: 23.09.2021
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/1295 Esas 2021/1111 Karar Sayılı İlamı
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1295
KARAR NO: 2021/1111
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/05/2017
NUMARASI: 2017/124 E. - 2017/424 K.
DAVANIN KONUSU:Banka Teminat Mektubunun Hükümsüzlüğünün Tespiti
Taraflar arasında görülen menfi tespit davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine dair verilen hükme karşı, davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı ... Ltd.Şti arasındaki ticari satım sözleşmesi öncesinde, davalı şirketin talebiyle dava konusu teminat mektubunun alınarak davalı şirkete teslim edildiğini ve satım sözleşmesi kapsamında teslim edilen tüm ürünlerin bedelinin satıcıya ödendiğini, davalı şirketin ihtarına verilen cevapta da bakiye borcun bulunmadığının bildirildiğini, müvekkilinin borcu bulunmamasına ve satım sözlemesinin sona ermesine rağmen teminat mektubunun iade edilmediğini, mektubun nakde çevrilmesi halinde müvekkilinin ciddi zararının doğacağını ileri sürerek, satım sözleşmesinin teminatı olarak davalı bankadan alınarak diğer davalıya verilen 11.11.2015 tarihli ve 120.000,00 TL bedelli ve 09.11.2016 tarihine kadar geçerli olan teminat mektubunun nakde çevrilmesinin tedbiren önlenmesine, davalı şirkete borçlu olunmaması nedeniyle bedelsiz kalan teminat mektubunun iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ... A.Ş vekili, cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin, davacı ve davalı arasındaki ticari ilişkinin tarafı olmadığını ve müvekkilinin teminat mektubuyla garanti veren konumunda olduğunu, müvekkilinin kefil olmaması nedeniyle taraflar arasındaki def'ilerin müvekkiline karşı ileri sürülemeyeceğini, mektupla müvekkilinin, davacının üçüncü kişiye olan borcunun garanti edildiğini, bir çok uyuşmazlıkta bankaya karşı açılan davalarda husumetten ret kararı verildiğini savunarak, davanın husumet yönünden reddine karar verilmesini istemiştir. Davacı yanca, satım sözleşmesi ilişkisi olan teminat mektubunun lehdarı olan şirketin yanı sıra teminat mektubunu veren bankaya yönelik dava açılmış, ilk derece mahkemesince 07.02.2017 tarihli ara kararla davalar tefrik edilerek, davalı bankaya yönelik dava ayrı bir esasa kayıt edilerek istinafa konu karar verilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; "...Mahkememizin 2016/387 esas sayılı dosyasında yapılan ön inceleme duruşması sonrası ara karar ile davalı ... yönünden davanın tefrikine karar verilmiş olmakla tefrik üzerine işbu esasa kaydın yapıldığı, içinden tefrik edilen mahkememizin 2016/387 esas sayılı dosyasında verilen teminat mektubunun ödenmesi sebebiyle tamamen hükümsüz hale geldiğinin tespiti ve iadesinin talep edildiği anlaşılmıştır. Asıl dava teminat mektubunun hükümsüzlüğünün tespiti ve iadesi davası olup, asıl davada teminat mektubunu veren davalı bankaya husumet yöneltilip yöneltilemeyeceği tefrik edilen işbu dosyanın konusunu oluşturmaktadır. Teminat mektubunun hükümsüz hale gelmiş olması veya hükmünü devam ettiriyor olması davalı banka için önem arzetmemekte olup, taraflar arasında yapılan ödemede iddiasından dolayı hükümsüzlüğün tespiti davasında, diğer taraflar arasındaki ticari ilişkinin tarafı da olmadığından davalı bankanın pasif husumet ehliyeti bulunmamaktadır. " gerekçesiyle, davanın husumet yönünden reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkili şirketle hakkındaki dava tefrik edilen ... Ltd.Şti. arasındaki satım sözleşmesinin teminatı olarak verilen, 09.11.2016 tarihine kadar geçerli olan, 11.11.2015 tarihli, 120.000,00 TL bedelli teminat mektubunu nakde çevirmeye çalışması üzerine, şirket ile davalı banka aleyhine teminat mektubunun nakde çevrilmemesi, teminat mektubunun hükümsüzlüğünün tespiti talepli dava açıldığını, mahkemece davaların ayrılmasına karar verilerek banka yönünden eldeki kararın verildiğini, verilen kararın usul ekonomisine aykırı olduğunu, bankaya ilişkin iddiaların incelenmeden karar verildiğini, bankanın garanti veren konumunda olduğunu ve mahkeme gerekçesinin aksine teminat mektubunun haksız yere paraya çevrilmesinde taraf sıfatı bulunduğunu, esas davada yapılan yargılamada alınan bilirkişi raporunda da müvekkilinin borçlu olmadığının belirlenmesi nedeniyle bedelsiz kalan teminat mektubu yönünden bankanın taraf ehliyetinin bulunduğunu belirterek, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, uyuşmazlık konusu teminat mektubunun, hakkındaki dava tefrik edilen davalıile davacı arasındaki temel ilişkiye dayalı sebeplerle bedelsizliğinin tespiti ve teminat mektubunun iadesi istemine ilişkindir. Davacı yanca, davacı ile davalı ... Şti. arasındaki satım sözleşmesinin teminatı olmak üzere, davalı bankaca verilen teminat mektubunun bedelsiz kalması nedeniyle hükümsüz olduğu, davacının davalıya borcunun bulunmadığını belirterek garanti veren banka ile satıcı aleyhine bedelsiz kalan teminat mektubunun hükümsüzlüğünün tespiti istemiyle dava açılmıştır. Davalı banka vekilinin husumet itirazı üzerine, ilk derece mahkemesince davaların ayrılmasına karar verilmiş, ardından davalı bankaya yönelik davanın husumet yönünden reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili tarafından, yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK'nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı ile tefrik edilen davalı ... şirketi arasında sözleşme ilişkisi bulunduğu sabit olup, sözleşme ilişkisinde satıcı/bayilik veren davalı şirketin teslim ettiği ürün bedellerinin teminatını teşkil etmek üzere, davalı bankaca davacının borcu garanti edilerek uyuşmazlık konusu teminat mektubu verilmiştir. Davacı, teminat mektubunun bedelsiz kaldığını, taraflar arasındaki satım sözleşmesi ilişkisi kapsamında teslim edilen ürün bedelinin eksiksiz ödenerek sözleşmenin sona erdiğini ileri sürmektedir. Davacı ile davalı banka arasında teminat mektubuna ilişkin garanti sözleşmesi dışında bir ilişki bulunmamaktadır. Bu tür bir davada banka ile diğer davalı arasında ihtiyari veya zorunlu dava arkadaşlığı bulunmamaktadır. Davadaki taleplere göre, bankadan talep edilen bir talep sonucu bulunmadığı gibi banka yönünden hüküm verilmesini gerektirecek bir husus da bulunmamaktadır. Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 27.06.2018 tarih ve 2016/15076 Esas- 2018/4865 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, davalı bankanın teminat mektubunun lehdarı ve muhatabı arasındaki ticari ilişkinin tarafı olmadığından, davalı banka yönünden açılan davanın ayrılarak, husumet yönünden reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından davacı vekilinin istinaf başvuru nedenleri yerinde görülmemiştir (Benzer nitelikte Yargıtay 11. HD'nin 2009/12875 E., 2010/2416 K. sayılı ilamı). Açıklanan bu gerekçelerle HMK'nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK'nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru ve peşin harçlarının Hazineye irad kaydına; bakiye 14,90 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsiline, Hazineye gelir kaydına, 3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 5-Gerekçeli kararın, Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine dair; HMK'nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 23.09.2021 tarihinde, oybirliğiyle ve temyizi kabil olmak üzere karar verildi.
KANUN YOLU: HMK'nın 361. maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süreler içinde temyiz yolu açıktır.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.