
Esas No: 2019/1188
Karar No: 2021/1125
Karar Tarihi: 23.09.2021
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/1188 Esas 2021/1125 Karar Sayılı İlamı
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1188
KARAR NO: 2021/1125
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI: 2017/1153 Esas - 2019/180 Karar
TARİHİ: 27/02/2019
DAVA: Gayrı Nakdi Çek Bedellerinin Depo Edilmesi
Taraflar arasındaki iade edilmeyen çeklerin banka sorumluluk tutarının depo edilmesi davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı, davalılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile ... A.Ş. arasında Genel Kredi Sözleşmesi (GKS) imzalandığını ve firma talebi sonrasında gerekli tetkikler yapılmak suretiyle firmaya çek karnesi verildiğini, davalılara keşide edilen Beyoğlu ... Noterliğinin 29/06/2017 tarih ve ... yevmiye sayılı ihtarnamesi ile tedavülde olan çek yaprakları için toplamda 27.690,00 TL gayri nakdi kredi alacağının depo edilmesinin talep edildiğini, ancak davalıların söz konusu bedeli yatırmadığını ileri sürerek, 27.690,00 TL gayri nakdi kredi borcunun müvekkil banka nezdinde faiz getirmeyen bir hesaba depo edilmesine, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili savunmasında özetle; müvekkili şirketlerin tescilli adreslerine göre yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, iş bu sebeple İstanbul Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkisizliğine karar verilmesi gerektiğini, müvekkili şirketlere İstanbul Anadolu 4. Sulh Ceza Hakimliğinin 2016/4400 D.iş sayılı kararı ile olağanüstü hal kapsamında bazı düzenlemeler yapılması hakkında 674 sayılı KHK'nın 13. ve 19. maddeleri ile CMK'nın 133/1. maddesi kapsamında TMSF yetkililerinin kayyum olarak tayin edildiğini, müvekkili şirketin TMSF'nin atadığı yöneticiler tarafından yönetildiğini, yargılaması devam eden FETÖ/PYD terör örgütüne irtibatı nedeniyle adli makamlarca soruşturulduğunu, şirketin ortak ve eski yetkililerine işi terk veya tutukluluk nedeniyle uzun süredir ulaşılamadığını, şirketler uhdesindeki tüm evrak ve kayıtlara adli ve idari makamlarca el konulduğunu ve inceleme yapıldığını bildirmekle bu evraklara ulaşmanın zor olduğunu, davacının dava dilekçesinde Genel Alacaklı Cari Hesap Sözleşmesi olarak belirtilen sözleşmenini hangi içeriğe sahip bir sözleşme olduğunun anlaşılmadığını, yine davacı yanın bahsettiği tedavülde olan çek yapraklarının ne kadar bedelli olduğunu, kime düzenlenmiş olduğunu, hangi çekler olduğunun da anlaşılmadığını, davacı yanın tek taraflı olarak genel işlem şartları içeren bir sözleşme olduğunun düşünüdüğünü, müvekkili şirketin bir borcu olmadığını ve bu nedenle anılan sözleşmenin geçersiz olduğunu, tüm boş çeklerin müvekkili şirkete TMSF yetkililerinin kayyum olarak atanmasından sonra davalı bankaya iade edildiğini, 678 sayılı KHK'nın 37. maddesi uyarınca müvekkili şirketin borçlarından ötürü öncelikle kefil olan diğer borçlulara müracaat edilmesinin zorunlu olduğunu, 22/11/2016 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanan 678 sayılı KHK'nın 37. maddesine göre TMSF'nin kayyum olarak atandığını, şirketin borçlarından ötürü öncelikle diğer kefil olan borçlulara müracaat edilmesinin zorunlu olduğunu belirterek; davanın tümüyle reddine karar verilmesini, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; "...Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde:araflar arasındaki kredi ilişkisi nedeniyle davalı tarafın elinde bulunan tedavüldeki çek yaprakları ile ilgili sorumluluk miktarından kaynaklanan 27.690 TL Gayri Nakdi kredi borcunun depo edilmesi talebine ilişkin davadır. Davacı bankanın Gayrettepe Ticari Merkez Şubesi tarafından ... A.Ş.'ye verilmiş olan çek karnelerinden karşılıksız çıkan ve muhatap bankaya teslim edilen çek yaprak bedellerinin talep edildiği, taraflar arasında ... A.Ş.'nin sorumluluğunu getirir bir sözleşmenin mevcut olduğu, davacı bankanın keşide ettiği ihtarname içeriği ile ... A.Ş.'yi ve kefili ... A.Ş.'yi temerrüde düşürdüğü, taraflar arasında akdedilmiş yasanın aradığı şartlara haiz geçerli bir sözleşme olduğundan bankaların yasa gereği ödemekle yükümlü oldukları her bir çek yaprağına ilişkin bedelin depo edilmesini isteyebilmeleri için çek karnesi alan müşteri ve varsa kefili ile aralarında tanzim etmiş oldukları sözleşmede açık hüküm bulunması şartı arandığından kefalet sözleşmesi kapsamında madde 3'de bu konuda açık hüküm bulunduğu anlaşılmakla ... A.Ş. ve kefil sıfatı taşıyan ... A.Ş.'nin 27.690,00 TL'yi bankanın uygun gördüğü faiz alınmayan hesaba yatırmaları gerektiği dikkate alınarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. Davalılar her ne kadar 678 Sayılı KHK m. 37 uyarınca davanın reddini savunmuş ise de Y. 12. HD. 27/11/2018 T. 2017/7110 E. 2018/12260 K. Sayılı ilamında 'Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun kayyum olarak atandığı şirketlerin, müşterek müteselsil borçluluğu kapsayan kefaletler dahil, kefil olduğu borçlarda ise kayyumluğun devamı süresince borcun öncelikle asıl alacaklıdan ya da diğer kefillerden tahsili yoluna gidilir.' hükümlerini getirmiştir. 678 sayılı KHK'nın 37. maddesi açıkça TMSF'nin kayyum olarak atandığı şirketler aleyhine takip yasağı düzenlemesi getirmemiş, borçların tahsilinde izlenecek yolu belirlemiştir.' denildiğinden davalıların iddiasının tahsil aşamasıyla ilgili olduğu infazda dikkate alınacak nitelikte olduğundan bu itirazlarının reddine karar verilerek..." gerekçesiyle, davanın kabulü ile 27.690,00 TL gayri nakdi alacağın davacı bankaya ait faiz getirmeyen bir hesapta davalılarca müştereken ve müteselsilen depo edilmesine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalılar vekili tarafından tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin hali hazırda Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun gözetiminde, TMSF'nin ilişkili olduğu Bakanın atadığı yöneticiler tarafından yönetildiğini, Taraflar arasındaki sözleşmede gayrinakdi kredilerin depo edilmesine ilişkin açık ve net bir düzenleme bulunmadığını, davacının huzurdaki davada, davacı banka ile müvekkili şirket ... arasında imzalandığı belirtilen Genel Alacaklı Cari Hesap Sözleşmesi uyarınca tedavülde olan çek yaprakları ile ilgili gayri nakdi kredi borcunun banka hesabına depo edilmesini talep ettiğini, bilirkişi tarafından yapılan incelemede yerleşik Yargıtay içtihatlarına da atıf yapılarak; bankaların yasa gereği ödemekle yükümlü oldukları her çek yaprağı için miktarın depo edilmesini isteyebilmesi için asıl borçlu ve kefiller yönünden sözleşmede açık bir hüküm bulunması gerektiğinin belirtildiğini, ancak mahkeme tarafından yapılan tespit aşağıda açıklanacağı üzere açıkça hatalı olduğunu, Mahkeme kararında gerekçe gösterilen sözleşme maddesinin kefalet ilişkisinin kurulmasına ilişkin olup anılan maddede her çek yaprağına ilişkin bedelin depo edilmesine ilişkin tek bir ifade dahi yer almadığını, anılan sözleşme maddesi Yargıtay İçtihatlarında belirtilen "Açık Hüküm" şartına uymadığını, bu nedenle mahkeme tarafından yapılan tespitin açıkça hatalı olduğu için itiraz ettiklerini, öte yandan bir an için mahkemenin tespiti doğru olsa dahi (ki bu kabul anlamına gelmeyip tamamen bir varsayımdır) anılan sözleşme maddesi sadece kefil için düzenlenmiş olup asıl borçlunun sorumluluğuna ilişkin hiçbir ifade içermediğini, bu kapsamda Yargıtay ilamlarında da açıkça belirtildiği üzere, taraflar arasındaki sözleşmede açıkça gayrinakdi kredilerin depo edilmesine ilişkin bir madde yer almamakta olup davanın reddi gerektiğini, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, davacı banka tarafından taraflar arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesi ve kefalet sözleşmesi uyarınca çek teminat bedelinin depo edilmesi istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, davalılar vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK'nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı banka şubesi ile asıl kredi borçlusu ... A.Ş. arasında 01/04/2015 tarihli genel kredi sözleşmesi akdedildiği, diğer davalının da aynı tarihli kefalet sözleşmesi ile asıl borçlusunun borçları için müteselsil kefil olduğu anlaşılmaktadır. Davacı Banka tarafından Beyoğlu ... Noterliğinden davalı muhataplara çekilen 29/06/2017 tarih ve ... yevmiye nolu ihtarname ile 27.690,00 TL gayri nakit çek bedelinin, tebliğden itibaren bir gün içerisinde yatırılması talep edilmiştir. Davacı bankanın asıl borçluya verilen çeklerle ilgili hamiline ödemek zorunda kalacağı yasal sorumluluk bedelleri yönünden asıl kredi borçlusu ve kefil olan davalılardan depo talebinde bulunabilmesi için taraflar arasında düzenlenen sözleşmelerde davalıların sorumluluğuna dair açık hüküm bulunması gerektiği bilinmektedir. Dosya kapsamında, asıl kredi kullanan ... A.Ş. ve davacı banka arasında imzalandığı ihtilafsız olan Genel Kredi Sözleşmesinin Geri Ödeme başlıklı 2.7 maddesinin 2. paragrafında bankanın talebini izleyen bir gün içinde gayrı nakit krediler tutarını teminat olarak bankaya yatırılmasının taahhüt edildiği anlaşılmaktadır. Buna göre davacı bankanın gayrı nakit alacak için asıl kredi borçlusu yönünden depo talep hakkı bulunduğu anlaşılmaktadır. Asıl kredi borçlusu şirket yönünden depo talebinin kabul edilmesi isabetli olup, bu konudaki davalı vekili istinaf nedeni yerinde görülmemiştir. Diğer davalı kefil ... A.Ş.'nin sorumluluğu yönünden ilk derece mahkemesince yapılan bilirkişi incelemesi neticesi sunulan 30.10.2018 tarihli bilirkişi raporunda, gayri nakit alacak bakımından davacı bankanın yasa gereği ödeme riski bulunan 21 adet çek yaprağı bedelinden davalı kefilin de 01.04.2015 tarihli kefalet sözleşmesinin 3. maddesi uyarınca sorumlu olacağına ilişkin değerlendirme yapılmıştır. Asıl borçlu ile banka arasında imzalanan kredi sözleşmesinde kefilin imzası bulunmayıp, banka ile kefil arasında 01.04.2015 tarihli ayrı bir kefalet sözleşmesi imzalandığı ve dosyaya sunulduğu anlaşılmaktadır. 01.04.2015 tarihli kefalet sözleşmesinin TAAHHÜTLER başlıklı 3. maddesinin 3.1 bendinde, kefilin, GKS' ler kapsamında kredi alana kullandırılmış ve/veya kullandırılacak nakdi ve gayrınakdi kredilerden doğmuş ve doğacak tüm borçlar ile kredi alanın her ne surette olursa olsun asaleten veya kefaleten doğmuş ve doğacak tüm borçlarının, bu borçların faiz, temerrüt faizi, vergi, komisyon gibi ferileri ve tahsili için vekalet ücreti ile gerekli her türlü masrafları da dahil olmak üzere geri ödenmesine Kredi Alan ile beraber kefil olmayı kabul ve taahüt ettiği düzenlenmiştir. Davacı bankanın asıl borçluya verilen çeklerle ilgili hamiline ödemek zorunda kalacağı yasal sorumluluk bedelleri yönünden kefilden depo talebinde bulunabilmesi için taraflar arasında düzenlenen sözleşmede kefilin sorumluluğuna dair açık hüküm bulunması gerekmektedir. Somut olayda asıl kredi borçlusu ile banka arasında imzalanan genel kredi sözleşmesinde kefilin imzası bulunmayıp, davacı banka ile kefalet hususunda 01.04.2015 tarihli ayrı bir kefalet sözleşmesi imzalandığı, işbu kefalet sözleşmesinin kefalete ilişkin hükümlerinde kefilin gayrinakdi kredilerin deposuna ilişkin bir düzenleme bulunmadığı anlaşılmaktadır. (Yargıtay 19.HD'nin 19.03.2018 tarih, 2016/16369 E. 2018/1334 K. Sayılı ilamı). Somut olay açısından, az yukarıda bahsi geçen kefalet sözleşmesinde kefalete ilişkin hükümlerde kefilin gayri nakdi kredilerin deposuna ilişkin sorumluluğuna yönelik açık bir hüküm bulunmamakla, davacının davalı kefile karşı açmış olduğu davanın gayrinakit krediler yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne karar verilmesi isabetsiz olmuştur. Yukarıdaki açıklamalar ışığında davalılar vekilinin istinaf başvuru nedenleri ile sınırlı yapılan inceleme sonucunda, istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile istinafa konu ilk derece mahkemesi kararın kaldırılarak, HMK'nın 353/1.b.2 maddesi uyarınca Dairemizce yeniden hüküm kurulmasına, bu doğrultuda, davalı ... Tic. A.Ş. yönünden davanın kabulüne, davalı kefil ... A.Ş. yönünden davanın reddine dair aşağıdaki hüküm kurumuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; Davalılar vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile HMK'nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, davanın esası hakkında Dairemizce yeniden hüküm verilmesine, bu doğrultuda; 1-Davalı ... TİC. A.Ş. aleyhindeki davanın kabulü ile 27.690,00 TL gayri nakdi alacağın, davacı bankaya ait faiz getirmeyen bir hesaba davalı ... Tic. A.Ş. tarafından depo edilmesine, 2- Davalı kefil ... A.Ş. aleyhindeki davanın reddine, 3-Alınması gerekli 1.891,50 TL karar ve ilam harcından, peşin alınmış olan 472,88 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.418,62 TL harcın davalı ... TİC. A.Ş. 'den tahsiline, Hazineye gelir kaydına 4-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL peşin harç ile hakkındaki dava reddedilen davalı için yapılan giderler düşülerek hesaplanan 650,50 TL posta, müzekkere, bilirkişi ücretlerinen oluşan toplam 694,90 TL yargılama giderinin davalı ... Tic. A.Ş.'den tahsili ile davacıya verilmesine, 5-İş bu hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalı ... Tic. A.Ş.'den alınarak davacıya verilmesine, 6-İş bu hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı ... A.Ş.'ye verilmesine, 7-Davalı ... tarafından yapılan herhangi bir masraf bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, 8-Davacı tarafça yatırılan gider avansından artan kısmın iadesine, 9-İstinaf aşamasındaki yargılama giderleri yönünden: a-Davacı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına; 44,40 TL istinaf peşin karar harcının, talep halinde davacıya iadesine, b-Davacı tarafından harcanan 121,30 TL başvuru harcı gideri ile 36,45 TL posta gideri olmak üzere toplam 157,75 TL istinaf giderinin, davalı ... Tic. A.Ş.'den alınarak davalıya verilmesine, 10-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine, 11-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK'nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 23.09.2021 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU:HMK'nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava değerine göre karar kesindir.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.