
Esas No: 2019/1302
Karar No: 2021/1118
Karar Tarihi: 23.09.2021
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/1302 Esas 2021/1118 Karar Sayılı İlamı
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1302
KARAR NO: 2021/1118
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/01/2019
NUMARASI: 2016/158 E. - 2019/55 K.
DAVANIN KONUSU:İtirazın İptali (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne dair verilen hükme karşı, davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, davalıya sattığı ürün bedelinin tahsili amacıyla davalı aleyhine İstanbul ... İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı dosyasında başlatılan takibe yönelik itirazın haksız olduğunu, davalının borç ve ferilerine yaptığı itiraz sonucu takibin durduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına ve alacağın %20'si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; "...Dosyaya celbolunan tüm deliller kapsamında ve mali müşavir bilirkişi tarafından hazırlanan rapor dahilinde; taraflar arasında yazılı bir satış sözleşmesi olmamakla birlikte davacının davalı tarafa ticari defter ve kayıtları uyarınca fatura içerikleri itibariyle toplam 27.795,41 TL'lik gıda satışı gerçekleştirdiği buna karşılık toplamda 7.167,20 TL'lik tahsilat yaptığı ifade edilmektedir. Ayrıca 7.000 TL bedel üzerinden üç adet toplamda 21.000,00 TL'lik senet ödemesinin davalı tarafça gerçekleştirilmemesi üzerine davacı tarafça öncesinde icra takibine girişildiği ve imzaya itiraz edilmesi neticesinde söz konusu takibin durmasına karar verildiği de raporda ayrıca dile getirilmiştir. Davacı defterlerinin fatura kayıtlarını tevsik etmesi davanın kabulü için tek başına yeterli sebep değildir. Bu minvalde takip konusu faturaların davalıya teslim edildiğinin ya da mal veya hizmet sunumunun gerçekleştiğinin ayrıca ispatı lazımdır. Davalı fatura konusu malları teslim alan kişilerin kendisiyle bağlantısı olmadığını ifade etmektedir. Ancak celbedilen SGK kayıtlarına göre faturalarda isim ve imzası yer alan ..., ... ve ... isimli kişilerin davalının çalışanları olduğu, fatura içeriği malların adı geçen kişilerin imzasıyla teslimatının sağlandığı açıktır. Bu sebeple davalının aksi yöndeki savunmasına itibar edilemeyeceği takdir edilmiştir. Bilirkişi raporunda takip konusu faturalardan sadece 1.298,34 TL'lik ... yevmiye sayılı faturada teslim alan kişinin isim ve imza kaydının bulunmadığı, bu surette teslim yükümlülüğünün yazılı olarak ispatı gerektiği kuralı dahilinde hesaplamaya hakimliğimizce re'sen bahsi geçen 1.298,34 TL'lik fatura bedeli dahil edilmeyerek iş bu bedel talep olunan toplam fatura alacağından (20.628,21 TL) mahsup edilmiş bakiye kısma ilişkin olarak itirazın kısmen kabulüne..." gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile davalının İstanbul ... İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazının 19.329,87 TL asıl alacak üzerinden iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine, 4.832,46 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili. istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Gerekçeli kararın delillerin tartışılması ve gerekçe bölümünde, tarafların tacir olduğu kanaatine ulaşılmasına rağmen müvekkilinin tacir olmadığını, küçük esnaf olan müvekkilinin şirket ortaklığının da bulunmadığı gözetilerek müvekkilinin basiretli tacir gibi davranma yükümlülüğünün bulunmadığını, buna karşın davacı şirketin 2011 yılı ticari defterlerinin açılış kapanış tasdiklerinin bulunmadığı, yevmiye defterinin 647 sayfanın boş olduğunu ve iptal edilmediğini, sonradan değişiklik yapma imkanının bulunduğunu, bu nedenle defterlerin davacı lehine delil olma vasfının bulunmadığının bilirkişi raporuyla belirlendiğini; davacının delil olarak dosyaya sunduğu faturaların tamamının 2011 yılına ait olduğunu ve bu hususun gerekçeli kararda değerlendirilmediğini; müvekkilinin faturalardaki ticari malları teslim almadığını, davacı tacirin emtiayı davalıya teslim etmesi gerektiğini, emtianın gerçek kişi olan davalıya teslim edildiğinin kanıtlanması gerektiğini, irsaliyeli faturalarda teslim adresi olarak ... Mah. ... Sok. No:... Hadımköy adresinin yazılı olduğunu, oysa fatura tarihi olan 2011 yılından bu güne kadar müvekkilinin ... Mah. ... Cad. ... Sok. No:... Arnavutköy adresinde ticari hayatını sürdürdüğünü, malın teslim edildiği adresin dahi müvekkiline ait olmadığını, müvekkiliyle ilgisi bulunan bir adreste mal teslim edildiğinin kabul edilemeyeceğini, 2009 yılından itibaren müvekkilinin Arnavutköy'deki iş yerinde faaliyette bulunduğunun vergi kayıtlarıyla sabit olduğunu, mahkemece bir kısım emtianın müvekkillinin çalışanları olan ..., ... ve ...’ya teslim edildiğinin kabul edildiğini, bu kişilerin bir dönem müvekkilinin çalışanı olmasına rağmen kendilerine teslimat yapılmadığını, zira teslim adresinin müvekkilinin adresi olmadığını, anılan kişilerin iş akitlerinin sona ermesi nedeniyle imzaların incelenmesi imkanının bulunmadığını, buna rağmen mahkemenin, emtianın müvekkiline teslim edildiğine kanaat getirdiğini, bir kısım faturalarda sadece ... isminin yazıldığını, bu durumda hangi ...'nin emtiayı aldığının belirsiz olmasına rağmen müvekkilinin çalışanı olan ... olarak kabul edilmesinin hatalı olduğunu, mahkemenin esas almadığı 1.298,34 TL' lik ... numaralı faturada dışındaki 742,18 TL'lik fatura, 1.280,12 TL'lik fatura, 747,25 TL' lik fatura ve 165,03 TL' lik faturada isim ve soyisim bulunmaması nedeniyle bu faturaların da dikkate alınmaması gerektiğini, müvekkiline teslim edilmeyen ve kime teslim edildiği belli olmayan, teslim adresi dahi farklı olan faturalar nedeniyle açılan davanın reddi gerektiğini belirterek, ilk derece mahkemesi kararınını kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, mal satış faturalarından kaynaklanan bakiye açık hesap alacağın tahsili amacıyla başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK'nın 67. maddesi uyarınca iptali ve icra inkar tazminatının tahsili istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, davalı vekili tarafından, yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK'nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı yanca İstanbul ... İcra Müdürülüğünün ... Esas sayılı dosyasında, cari hesap ve faturaya dayalı olarak 20.628,21 TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız takip başlatıldığı; ödeme emrinin tebliği üzerine davalının süresinde borç ve ferilerine itiraz etmesi sonucu takibin durduğu, itiraz ve davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki ilişkide, yazılı bir sözleşme bulunmamaktadır. Satım sözleşmesinde, satılanın sözleşmeye uygun şekilde teslim edildiğini kanıtlama yükümlülüğü davacıda olup, davacının teslimi kanıtlaması halinde davalı alıcının sözleme bedelini ödediğini kanıtlaması gerekmektedir. Davalı yan, sözleşme ilişkisini inkar etmektedir. Davalı, davaya cevap vermemiş olmakla birlikte, bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi ve sonrasındaki beyanlarında davacının defterlerinin usulsüz olduğunu, emtianın davalı veya çalışanlarına teslim edilmediğini, sevk irsaliyesindeki teslim adresinin, davalının ticari faaliyette bulunduğu yer olmadığını savunarak, teslim olgusuna karşı çıkmaktadır. İstinaf başvurusunda ise, daha önceki ticari ilişkideki borçların ödendiğini, dava konusu emtianın ise sipariş edilmediği gibi teslim de alınmadığını beyan etmiştir. Taraflar arasında satım sözleşmesi ilişkisi bulunduğu sabit olup, bu kapsamda davacının teslim ettiği emtialar karşılığında kambiyo evrakıyla kısmi ödeme yapıldığı anlaşılmıştır. Somut uyuşmazlıkta, dava konusu emtianın davalıya teslim edilip edilmediği tartışma konusudur. İlk derece mahkemesince yapılan bilirkişi incelemesinde, davanın kabul edilen kısmına ilişkin emtianın sevk irsaliyesi ile davalıya teslim edildiği anlaşılmıştır. Bu kapsamda, teslimin davalının çalışanlarına yapıldığı belirlenmiş olup, iş yerinde çalışan kişinin, iş yerinde kullanılmak üzere satın alınan emtiayı teslim almaya da yetkili olduğu kabul edilmelidir. Nitekim TBK'nın 552. maddesinde diğer tacir yardımcılarının, ticari işletmeyi doğrudan ilgilendiren bu tür işlemleri yapabilecekleri düzenlenmiştir. Sevk irsaliyelerinin bir kısmında davalı çalışanlarının isim ve imzasının bulunduğu, isim yazılmaksızın imzalanan irsaliyelerdeki imzaların diğer imzalarla benzer olduğu, açıkça imza inkarında bulunulmadığı da gözetildiğinde, sevk irsaliyeleri ile teslim edilen emtia bedelinin tahsilinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davacı defterlerinin düzensiz tutulması nedeniyle sahibi lehine delil olmamasına karşın, teslimin davalının çalışanlarına yapılması nedeniyle, teslim alınan emtia bedelinin ödendiğini kanıtlama yükümlülüğü davalıdadır. Dosya içinde bulunan Büyükçekmece Vergi Dairesi Müdürlüğünün 25.12.2017 tarih ve E.596187 sayılı yazısından, davacının 17.01.2007 ile 16.02.2010 tarihleri arasında ... Mahallesi ... Sokak No:... Hadımköy adresinde faaliyette bulunduğu, sonraki yıllarda ise Arnavuktöy ilçesinde ticari faaliyetini devam ettirdiği, sevk irsaliyesindeki adreslerin Hadıkmöy adresleri olduğu, ancak bu belgelere konu teslimatın da davalının çalışanlarına yapılması nedeniyle sevk irsaliyelerindeki adresin sonuca etkili olmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin tüm istinaf başvuru nedenleri yerinde görülmediğinden reddi gerekmiştir. Açıklanan bu gerekçelerle HMK'nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK'nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına, 3-Bakiye 989,42 TL nispi istinaf karar harcının davalıdan tahsiline, Hazineye gelir kaydına, 4-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 5-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine, 6-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK'nın 353.1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 23.09.2021 tarihinde, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU:HMK'nın 362/1.a maddesi uyarınca karar kesindir.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.