
Esas No: 2019/1340
Karar No: 2021/1115
Karar Tarihi: 23.09.2021
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/1340 Esas 2021/1115 Karar Sayılı İlamı
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1340
KARAR NO: 2021/1115
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/04/2019
NUMARASI: 2018/437 E. - 2019/420 K.
DAVANIN KONUSU:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabul kısmen reddine yönelik verilen hükme karşı, davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, faturadan kaynaklanan alacağını tahsil edememesi üzerine İstanbul Anadolu ... İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı dosyasında başlattığı takibin itiraz üzerine durduğunu, davalının itirazının haksız olduğunu, müvekkilinin sözleşme konusu emtiayı irsaliyeli faturalarla davalıya teslim etmesine rağmen fatura bedellerinin ödenmediğini, takibin yetkili icra dairesinde başlatıldığını, para alacakları konusunda alacaklının yerleşim yeri icra dairesinin yetkili olduğunu ileri sürerek, davalının itirazının iptaline, takibin devamına ve %20'den az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin adresinin Kartepe/Kocaeli olması nedeniyle başlatılacak takipte yetkili yerin Kocaeli İcra Müdürlükleri ile müvekkili şirkete karşı açılacak davalarda da yetkili mahkemenin Kocaeli Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, davacının icra takibi ile talep ettiği alacağın aydınlanmasının, ancak tarafların ticari defter ve belgelerinin incelenmesi ile ortaya çıkacağını, buna rağmen ilamsız takip başlatılmasının usulsüz olduğunu, alacağın ticari defterlerle ortaya çıkacak olması nedeniyle likit olmadığını, taraflar arasında borcun belirlenen vadede ödenmesi konusunda anlaşma yapıldığını ve borcun vadesinin henüz dolmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; "...Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava hukuki niteliği itibariyle icra müdürlüğünce yapılan icra takibine İİK 67. maddesi uyarınca itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine ilişkin olup uyuşmazlık davacı tarafından davalı hakkında yapılan takibe konu faturalardan kaynaklı ürün-hizmet verilmiş ise ödenmeyen fatura alacağı varsa miktarı noktasında toplandığı anlaşılmış olup denetime uygun ve mahkemece benimsenen raporda dikkate alınarak davalının ticari defterleri yerinde incelenmiş, defter tasdik bilgileri ve cari hesap döküm cetveline göre usulüne uygun tutulmuş muhasebe kayıtlarında, davacı ... Ltd.Şti.'nin 163.188,21 TL alacaklı olduğunun tespit edildiğini, dava konusu alacak tutarı olan ve ilamsız ödeme emrinde de yer alan 168.016,97 TL'nin, davalı ... firmasının 14.02.2018 tarihinde kestiği iade faturası nedeniyle 4.828,56 TL azaldığı davacı davasını ispatlamış olduğu, davalının savunması ispatlanamamış olmasından dolayı davacının davalıdan tahsil edebileceği toplam alacağın 163.188,21 TL olduğu dikkate alınarak..." gerekçesiyle, davalının İstanbul Anadolu ... İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın 163.188,21 TL asıl alacak üzerinden iptali ile takibin bu miktar üzerinden takipteki şartlarla devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, fazlaya ilişki talebin reddine, koşulları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkilinin 168.016,77 TL fatura alacağı için takip başlatıldığını, davalının haksız ve kötü niyetli olarak takibe itiraz etmesi üzerine itirazın iptali davası açıldığını, mahkemenin hatalı gerekçeyle icra inkar tazminatı talebinin şatları oluşmadığı gerekçesiyle reddettiğini, davalının hiç bir yasal gerekçeye dayanmaksızın haksız şekilde borç ve icra dairesinin yetkisine itiraz ederek alacağın tahsilini geciktirdiğini, davalının kötü niyetinin açıkça ortada olmasına rağmen icra inkar tazminatı talibinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, müvekkilinin, alacağını zamanında alamaması nedeniyle ciddi zararlara uğradığını, faturadan kaynaklanan alacağın likit olduğunu, bilirkişi raporuyla alacağın miktarının tartışmasız şekilde belirlendiğini, talep edilenle aynı miktarda alacak bulunmasına rağmen, davalının 14.02.2018 tarihinde düzenlediği iade faturası nedeniyle alacağın 4.828,56 TL azaltıldığını, takipten sonraki gün iade faturası düzenlenmesine rağmen müvekkilince sürecin uzamaması için itirazda bulunulmadığını, müvekkilinin alacağına bir an önce kavuşmak için iade faturasına ilişkin işlem yapmamasının icra inkar tazminatının şartlarının oluşmadığı şeklinde değerlendirilemeyeceğini, zira davalının mali yapısı nedeniyle alacağın bir an önce tahsil edilmesi için iade faturasıyla başka işlem yapılmadığını belirterek, ilk derece mahkemesi karının kaldırılarak davanın kabulüne ve alacağın %20'sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, satım sözleşmesinden kaynaklanan bakiye alacağın tahsili amacıyla başlatılan ilamsız icra takibine yönelik itirazın İİK'nın 67.maddesi uyarınca iptali ve icra inkar tazminatının tahsili istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın kısmen kabulüne, alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekili tarafından, yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK'nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Taraflar arasında sözlü şekilde kurulan satım sözleşmesi ilişkisinin bulunduğu sabittir. Davalı yan cevap dilekçesinde, satım bedelinin vadeli ödenmesi konusunda tarafların anlaşmalarının bulunduğunu beyan etmiş ise de TBK'nın 207/2. maddesi gereğince, sözleşmeyle aksi kararlaştırılmadıkça veya aksine bir adet bulunmadıkça satıcı ve alıcının borçlarını aynı anda ifa etmekle yükümlü olduğu, bu durumda satım sözleşmesinden asıl olanın alıcı ve satıcının borçlarının aynı anda ifa etmesi olduğu, taraflar arasında vade konusunda bir mutabakat veya sözleşme bulunmadığı anlaşılmakla, davacının takibe konu alacağının muaccel olduğu kabul edilmiştir. Davacı tarafından İstanbul Anadolu ...İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı dosyasında 16.02.2018 tarihinde faturaya dayalı 168.016,77 TL alacağın tahsili amacıyla takip başlatıldığı, ödeme emrinin tebliği üzerine icra dairesinin yetkisi ile borç ve ferilerine süresinde itiraz edilmesi sonucu takibin durduğu anlaşılmaktadır. Taraflar arasında satım sözleşmesi ilişkisinin bulunduğunun ihtilafsız olması nedeniyle, alacaklının yerleşim yeri mahkemesinin TBK'nın 89 ve HMK'nın 10. maddesi gereğince yetkili olduğu anlaşıldığından, davalının icra dairesinin ve mahkemenin yetkisine yönelik itirazının reddine ilişkin ilk derece mahkemesi ara kararı isabetlidir.İlk derece mahkemesince, tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesine göre borç ve alacak belirlenmiştir. Davalının ticari defterleri üzerinde yapılan incelemede, takipten iki gün önce 14.02.2018 tarihinde davalı tarafından düzenlenen 4.828,56 TL'lik iade faturasının mahsubu sonrası davacının takip tarihi itibariyle davalı defterlerine göre davacının 163.188,21 TL alacağı bulunduğu anlaşılmıştır. Bu durumda davacı tarafından satılan ve sevk irsaliyesi ile teslim edilen emtianın davalı tarafından teslim alındığı ve buna ilişkin faturaların davalı defterlerinde kayıtlı olduğu, davacının teslim yükümlülüğünü yerine getirdiğinin ticari defter ve sevk irsaliyeleriyle kanıtlandığı görülmüştür. Satım sözleşmesinde davacı satıcının edimini yerine getirmesi nedeniyle davalı alıcının satım bedelini ödediğini kanıtlaması gerekmektedir. Dosya kapsamındaki deliller ve davalı defterlerine göre davalının teslim aldığı emtia bedelini ödemediği, ticari defterlerine göre 163.188,21 TL borçlu olduğu, borç konusunda tarafların bir vade üzerinde anlaşmadığı ve alacağın muaccel olduğu anlaşılmakla bu miktar üzerinden mahkemece itirazın iptaline karar verilmesi yerindedir. Zaten davalının bu konuda bir istinafı da yoktur. Davacı vekilinin icra inkar tazminatına yönelik istinaf başvurusunun incelenmesinde; İİK'nın 67/2. maddesi gereğince itirazın iptali davasında borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlunun, alacaklının talebi üzerine, hüküm altına alınan alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edileceği düzenlenmiştir. Somut olayda alacak, ticari satımdan kaynaklanan fatura alacağıdır. Faturalar taraf defterlerinde kayıtlıdır. Takip tarihi itibariyle davalı kendi defterlerine göre ne miktarda borçlu olduğunu, basit bir hesapla bilebilecek durumda olduğundan alacağın likit olduğu kabul edilmelidir. Alacağın likit olması ile yargılama sonucu belirlenmesi farklı olgular olup, dava konusu edilen her uyuşmazlıkta alacağın yargılama sonucu belirleneceği tabidir. Eldeki davada, alacağın davalının ticari defterleri ile sabit olması nedeniyle alacağın likit olduğu kabul edilerek, hükmedilen alacağın yüzde yirmisi oranında 32.637,64 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile bu talebin reddedilmesi yerinde görülmediğinden; davacının istinaf başvurusunun kabulü gerekmiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK'nın 353/1.b.2 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının icra inkar tazminatı yönünden düzeltilmek üzere kaldırılarak davanın esası hakkında Dairemizce yeniden hüküm kurulmasına dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK'nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının icra inkar tazminatı yönünden düzeltilmek üzere kaldırılmasına, davanın esası hakkında Dairemizce yeniden hüküm verilmesine, bu doğrultuda; 1-Davanın kısmen kabulü ile Davalının İstanbul Anadolu ... İcra Müdürlüğünün ... Essas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın 163.188,21 TL asıl alacak üzerinden iptaline, taleple bağlı kalınarak asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal temerrüt faizi uygulanarak takip talebindeki diğer şartlarla takibin devamına, fazlaya ilişki talebin reddine, 2-Likit alacağa vaki haksız itiraz nedeniyle İİK'nın 67/2. maddesi uyarınca, kabul edilen alacağın takdiren %20'si oranında hesaplanan 32.637,64 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine, 3-Alınması gereken 11.147,39 TL harçtan peşin alınan 2.029,23 TL harcın mahsubu ile bakiye 9.118,16 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 4-Davacı tarafça yapılmış, 35,90 TL başvurma harcı, 2.029,23 TL peşin harç, 5,20 TL vekalet harcı olarak toplam 2.070,33 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5- Davacı tarafından yapılan talimat ve bilirkişi ücreti olarak toplam 1.718,50 TL yargılama giderinin kabul ret oranına göre takdiren, 1.668,00 TL'sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, 6-Avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca belirlenen 15.741,29 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 7-Avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca reddedilen miktar üzerinden belirlenen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 8-İstinaf aşamasındaki yargılama giderleri yönünden: a-Davacı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına, b-Davacı tarafından istinaf başvurusu için yatırılan 44,40 TL istinaf peşin karar harcının, talep halinde davacı tarafa iadesine, c-Davacı tarafından istinaf aşamasında harcanan 121,30 TL başvuru harcı gideri, 58,83 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere, toplam 180,13 TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, d-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından, istinaf aşaması için ayrıca avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, e-Artan gider avansının, yatıran tarafa iadesine, 10-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine dair; HMK'nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 23.09.2021 tarihinde, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU: HMK'nın 353/1.a maddesi uyarınca, asıl alacak istinafa konu edilmemiş olup, istinaf konu edilen icra inkar tazminatının miktarına göre karar kesindir.