Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/1547
Karar No: 2011/6937
Karar Tarihi: 12.12.2011

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2011/1547 Esas 2011/6937 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2011/1547 E.  ,  2011/6937 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Yargılanmanın yenilenmesi

    ... ile ... aralarındaki yargılanmanın yenilenmesi davasının reddine dair ...Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 02.11.2010 gün ve 194/261 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi ... vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:


    KARAR

    Davacı ... dava dilekçesinde; 118 ada 3 parselin adına tapuda kayıtlı bulunduğunu, teknik bilirkişilerin krokisinde işaretlenen 4,51 m2"lik kısım bakımından tapu kaydının iptali ile kesinleştirilen dosyada davacı olan ...oğlu ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verildiğini, ... yararına kazanma koşulunun gerçekleşmediğini, davacının söz konusu yeri kullanmasının, ona ait olduğu anlamına gelmediğini, 4 nolu parsel önündeki boşluğunda davacı ..."a ait olduğunu, komşuluk nedeniyle müdahalede bulunmadığını açıklayarak ...Sulh Hukuk Mahkemesinin 13.07.2010 tarih ve 2009/216 Esas, 2010/159 Karar sayılı karar hakkında yargılamanın yenilenmesine karar verilmesini ve hükmün bozulmasını istemiştir.
    Davalı ... vekili, 7.9.2010 havale tarihli cevap dilekçesinde mahkemece, verilen hükmün kesin olduğunu bu nedenle yargılamanın yenilenmesi davasının reddine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece, HUMK.nun 445.maddesinde yazılı yargılamanın yenilenmesi sebeplerinden hiçbirine uymadığından, yargılamanın yenilenmesi isteğinin reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı ... vekili Av. ... tarafından temyiz edilmiştir.
    Yargılamanın yenilenmesine konu yapılan ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 13.7.2010 tarihinde kesinleştirilen 13.7.2010 gün ve 2009/216 Esas, 2010/159 Karar sayılı dosya üzerinde yapılan incelemede; kesinleştirilen dosyada davacı durumunda bulunan ... vekili, dava dilekçesinde, 118 ada 3 sayılı parselin vekil edenine ait olduğunu, bu parselle birlikte kullandığı taşınmazın 8 – 10 m2"lik kısmının davalı ...’a ait 118 ada 4 sayılı parsel içerisinde kaldığını açıklayarak iptal ve tescil isteğinde bulunmuş, davalı ... ise davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Mahkemece, teknik bilirkişinin krokisinde kırmızıya taralı 4,5 1 m2"lik yer bakımından tapu kaydının iptaliyle davacı ... oğlu ... adına tapuya kayıt ve tesciline, HUMK. nun 427. maddesi gereğince kesin olmak üzere karar verilmesi ve aynı gün kesin olduğuna ilişkin şerhin kararın altına yazılması üzerine, biten dosyada davalı durumunda bulunan ... bu sefer, davacı sıfatıyla yargılamanın yenilenmesi isteğinde bulunmuştur.
    Saptanan bu durum karşısında taraflar arasındaki uyuşmazlığın yargılamanın yenilenmesi niteliğinde bir dava olup olmadığı ya da verilen dilekçenin kesinleştirilen hükmün temyiz edilmesine yönelik bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
    HUMK. nun 427/2. fıkrasında; “miktar veya değeri 1430 TL"yi geçmeyen taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin nihai kararlar kesindir” denilmektedir. Görüldüğü gibi taşınmaz mala (gayrimenkule) ilişkin kararlardan söz edilmemektedir. Bu bakımdan taşınmaz malın miktar ve değeri ne olursa olsun, bunlara ilişkin her türlü kararlar için her zaman temyiz yolu açıktır. Yerel mahkemece, uyuşmazlık taşınmaz mala ilişkin olduğu halde bu husus göz ardı edilerek değeri gözönünde tutularak 13.7.2010 tarih ve 2009/216 Esas, 2010/159 Karar sayılı kararın kesin karar olduğuna hükmetmesi ve taraflara tebliğ edilmeyerek aynı gün kesinleşme şerhini vermesi açıklanan kanun hükmüne açıkça aykırı düşmektedir.
    O halde yerel mahkemece, yaratılan bu zorunlu durum karşısında esas davada davalı olup, davacı sıfatıyla yargılamanın yenilenmesi isteğinde bulunan ...’ın 30.7.2010 havale tarihli dilekçesinin temyiz dilekçesi niteliğinde olduğunun kabulü gerekmektedir. Bu bakımdan yargılamanın yenilenmesi isteğinin reddine yönelik 2.11.2010 tarih ve 2010/194 Esas, 2010/261 Karar sayılı kararının açıklanan nedenlerle kaldırılmasına dava dilekçesi olarak kaydı yapılan davacı ...’a ait 30.7.2010 havale tarihli dilekçesinin temyiz dilekçesi olarak kabulüne karar verilip açıklandı, yerel mahkemenin 13.7.2010 tarih ve 2009/216 Esas, 2010/159 Karar sayılı kararının temyizen incelenmesine geçildi.
    Yargılamanın yenilenmesine konu yapılan dosyaya ait dava dilekçesi iddia ve savunma birlikte gözönünde tutulduğunda davanın kazanmayı sağlayan zilyetliğe dayalı olarak TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi gereğince açılan tapu iptali ve tescil ya da tescil davası olarak nitelendirmek mümkündür. Kabulüne karar verilen 4,51 m2"lik yerin davalı ...’a ait 118 ada 3 sayılı parsel kapsamında kalan yer mi, ya da bu parselin bitişiğinde görünen yolda kalan boşluk mu olduğu konusunda güçlü bir duraksama söz konusu olduğundan nitelendirmeyi tam olarak yapmak mümkün değildir. Davacı ... vekili, davalıya ait 118 ada 3 parsel kapsamında kaldığı gerekçesiyle iptal ve tescil isteğinde bulunmuş, mahkemece de bu şekilde kabul edilip hüküm kurulmuştur. Ne var ki, çok açık olmamakla birlikte teknik bilirkişi... ve arkadaşları tarafından sunulan rapor ve krokide; 4,51 m2"lik yerin krokide kırmızıya taralı yol boşluğu niteliğinde bulunduğu görülmektedir. Yargılamanın yenilenmesine konu yapılan davada ise, davacı (davalı) ... ve vekilinin sunduğu dilekçelerde; yol boşluğu niteliğinde bulunduğu ileri sürülmektedir.
    Şu halde öncelikle çözümlenmesi gereken sorun, kabulüne karar verilen ve teknik bilirkişi ... ile arkadaşlarının sunduğu 4.5.2010 havale tarihli rapor ve ekli krokilerinde kırmızıya taralı 4,51 m2"lik yerin 118 ada 3 sayılı parsel kapsamında kalan bir yer mi yoksa, bitişikte bulunan yolun boşluk kısmı mı olduğu hususlarının yeniden yapılacak keşifte daha önce götürülmeyen başka bir teknik bilirkişi aracılığıyla açıkça saptanması, yol boşluğu olduğunun belirlenmesi halinde davacı ...’ya ait 118 ada 4 ve davalı ...’a ait olduğu anlaşılan 118 ada 3 sayılı parsellerin tespitlerinin 20.3.2003 tarihinde yapıldığı gözetilerek yol ve yol boşluğunun da bu tarihte paftasında gösterildiğinin kabulü gerekmektedir. Kural olarak, kadastro tespitinin yapılmasıyla kadastrodan önceki zilyetlik kesintiye uğrar ve kadastro tespitinden sonra başlayacak kazanma süresine eklenmez. Ancak daire uygulaması gereğince kadastro tespit tarihinden itibaren iki yıl ve daha az bir sürede açılan tespit dışı bırakılan yerlere ilişkin davaların makul süre içinde açıldığı kabul edilmekte ve tespitten önceki zilyetlik hesaba katılmaktadır. Yol boşluğu, 20.3.2003 tarihinde paftasında gösterildiğine göre, davacının taşınmaz üzerindeki zilyetliğinin bu tarihten itibaren 20 yılı doldurması halinde kazanmayı sağlayan zilyetlikle edinmesi mümkün hale gelir. Dava tarihine kadar 20 yıllık kazanma süresinin dolmadığı görülmektedir. Bu nedenle yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda yapılacak değerlendirme inceleme ve araştırma sonunda duruma göre belirtilen konularda bir karar verilmelidir.
    Eksik araştırma ve inceleme sonucu hüküm kurulması bu bakımdan doğru değildir.
    Davacı ... vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulüyle yerel mahkeme hükmünün açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK. nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA,18,40 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden Kemal Aslana iadesine
    12.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi