17. Hukuk Dairesi 2014/18824 E. , 2015/5934 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, davalıya zorunlu koltuk ferdi kaza sigortası ile sigortalı olan otobüs sürücüsü .. dava dışı idaresinde bulunan aracın önünü keserek ile tartışmaya başladıkları esnada, otobüste yolcu olarak bulunan ve olay nedeniyle araçtan inen davacıların desteği ..ile diğer yayalara, dava dışı ..idaresinde bulunan aracın çarpması sonucu davacıların desteğinin vefat ettiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacı eş için 30.000,00 TL, çocuklar için ayrı ayrı 5.000,00"er TL olmak üzere toplam 40.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş; 21/07/2010 tarihli ıslah dilekçesiyle tazminat talebini bilirkişi raporu doğrultusunda toplam 150.000,00 TL"ye yükselttiklerini bildirmiştir.
Davalı vekili, müvekkili şirket tarafından ..sayılı araca yapılan sigortanın zorunlu koltuk ferdi kaza sigortası olmadığını, bahsi geçen aracın zorunlu karayolu taşımacılık mali sorumluluk sigortası ile sigortalandığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, yapılan yargılama neticesinde davanın reddine dair verilen kararın, davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi Başkanlığı"nın 2011/13238 Esas, 2013/9494 Karar sayılı ve 09.05.2013 tarihli ilamı ile bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyulmasından sonra, tüm dosya kapsamına göre 65 NK 230 plaka sayılı aracın davalı tarafından zorunlu karayolu taşımacılık mali sorumluluk sigortası ile sigortalandığı anlaşılmakla; davanın kısmen kabulü ile, davacı .. için 92.893,23 TL, .. için 14.826,33 TL ve .. için 20.526,52 TL olmak üzere toplam 128.246,08 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. Dosya kapsamına göre, davalıya zorunlu karayolu taşımacılık mali sorumluluk sigortası ile sigortalı olan otobüs sürücüsü.. ile dava dışı araç sürücüsü .. tartıştıkları sırada, olayı görerek olay yerine gelen davacılar desteği Mehmet Toson ve diğer yayalara, dava dışı Mehmet Kızılaltun idaresinde bulunan aracın çarpması sonucu davacıların desteğinin vefat ettiği anlaşılmaktadır. Aynı kazaya ilişkin olarak .. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2010/7 Esas 2012/51 Karar sayılı dosyasında, hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre, davacıların desteği ve diğer yayaların tedbirsiz şekilde karayolu üzerinde bulunmaları nedeniyle %37.5 oranında, davalıya sigortalı otobüs sürücüsünün diğer aracı durdurmak için aracı ile karayolu üzerinde durarak yolu trafiğe kapatması nedeniyle %37.5 oranında, aracı ile yayalara çarpan dava dışı .. ise %25 oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir. Eldeki davada da, kusur durumuna ilişkin olarak mahkemenin 2010/7 Esas 2012/51 Karar sayılı dosyasında alınan ve yukarıda açıklanan rapora itibar edilerek hüküm kurulmuştur. Ancak dava konusu olay nedeniyle.. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2010/330 E-2013/201 K. sayılı dosyasında; sanıklar .. ve . hakkında yapılan yargılama sırasında alınan bilirkişi raporuna göre sanıkların kusurunun bulunmadığı, yayaların tam kusurları ile kazaya sebebiyet verdikleri gerekçesi ile sanıklar hakkında beraat kararı verilmiş olup dosyanın temyiz incelemesinde olduğu anlaşılmaktadır. Ceza Mahkemesi kararlarının Hukuk Mahkemesine etkisi, Borçlar
Kanununun 53. TBK.nun 74. maddesinde düzenlenmiş olup Hukuk Hâkimi Ceza Mahkemesinin kesinleşmiş kararları karşısında esas bakımından ilke olarak bağımsız kılınmıştır. Borçlar Kanununun 53. maddesinde “Hakim, kusur olup olmadığına, yahut haksız fiilin faili temyiz kudretini haiz bulunup bulunmadığına karar vermek için Ceza Hukukunun sorumluluğa ilişkin hükümleri ile bağlı olmadığı gibi Ceza Mahkemesinde verilen beraat kararı ile de mukayyet değildir. Bundan başka Ceza Mahkemesinin kararı, kusurun takdiri ve zararın miktarının tayini hususunda dahi Hukuk Hâkimini takyit etmez.” hükmü öngörülmüştür. Bu açık hüküm karşısında, Ceza Mahkemesince verilen beraat kararı, kusur ve derecesi, zarar tutarı, temyiz gücü ve yükletilme yeterliği, illiyet gibi esasların Hukuk Hâkimini bağlamayacağı konusunda duraksama bulunmamaktadır. Ceza Mahkemesinde bir maddi olayın varlığı ya da yokluğu konusundaki kesinleşmiş kabule rağmen, aynı konunun Hukuk Mahkemesinde yeniden tartışılması olanaklı değildir (Y.H.G.K. 11.10.1989 gün ve E.1989/11-373, K.472 sayılı ilamı). Bunun nedeni, ceza yargılamasındaki ispat araçları bakımından Ceza Hâkiminin Hukuk Hâkiminden çok daha elverişli konumda bulunmasıdır. O halde bir Ceza Mahkemesinin uyuşmazlık konusu olayın tespitine; diğer bir söyleyişle maddi olgulara ilişkin kesinleşmiş saptamasının, aynı konudaki Hukuk Mahkemesinde de kesin delil oluşturacağı açıktır (Hukuk Genel Kurulu - 2008/4-564 E, 2008/536 K.). Açıklanan nedenlerle her ne kadar hukuk mahkemesi hakimi, ceza mahkemesi tarafından belirlenen kusur oranı ile bağlı değil ise de; tespit edilen maddi olgular ile bağlı olup somut olay itibariyle maddi olgu bakımından da raporlar arasında çelişki meydana geldiğinden mahkemece, ceza mahkemesi dosyasının sonucu beklenerek ve yukarıda açıklanan hususlar hep birlikte tartışılarak varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA,
peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 14/04/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.