
Esas No: 2013/8325
Karar No: 2013/8325
Karar Tarihi: 7/4/2016
Anayasa Mahkemesinin bu kararı bireysel başvuru kararı olup kişisel veri içerme ihtimali bulunmaktadır. Her ne kadar yayınlamakta yasal bir sakınca bulunmasa da bunun kişilere zarar verme ihtimali karşısında bu kararı yayınlamıyoruz.
TÜRKİYE CUMHURİYETİ |
ANAYASA MAHKEMESİ |
|
|
İKİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
ABUBEKİR PERK BAŞVURUSU |
(Başvuru Numarası: 2013/8325) |
|
Karar Tarihi: 7/4/2016 |
|
İKİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
Başkan |
: |
Engin YILDIRIM |
Üyeler |
: |
Serdar ÖZGÜLDÜR |
|
|
Osman Alifeyyaz
PAKSÜT |
|
|
Recep KÖMÜRCÜ |
|
|
Alparslan ALTAN |
Raportör Yrd. |
: |
Gökçe GÜLTEKİN |
Başvurucu |
: |
Abubekir PERK |
Vekili |
: |
Av.Suat EREN |
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru "silahlı terör örgütü üyesi olma, tehlikeli
maddeleri izinsiz bulundurma, kamu malına zarar verme, resmi
belgede sahtecilik" suçlarından
yürütülen soruşturma kapsamında 20/3/2006 tarihinde gözaltına alınan başvurucu
hakkında açılan kamu davasının makul sürede sonuçlandırılamaması nedeniyle adil
yargılama hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 5/11/2013 tarihinde İstanbul 23. Asliye Hukuk
Mahkemesi vasıtasıyla yapılmıştır. Başvuru formu ve eklerinin idari yönden
yapılan ön incelemesi neticesinde başvurunun Komisyona sunulmasına engel teşkil
edecek bir eksikliğinin bulunmadığı tespit edilmiştir.
3. İkinci Bölüm Birinci Komisyonunca 30/12/2013 tarihinde, kabul
edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
4. Bölüm Başkanı tarafından 16/4/2015 tarihinde, başvurunun
kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar
verilmiştir.
5. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına
(Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlığın 5/5/2015 tarihli yazısında Anayasa
Mahkemesinin önceki kararlarına ve bu kapsamda sunulan görüşlerine atfen
başvuru hakkında görüş sunulmayacağı bildirilmiştir.
III. OLAYLAR VE OLGULAR
A. Olaylar
6. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili
olaylar özetle şöyledir:
7. Başvurucu, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca (CMK 250.
madde ile görevli) yürütülen soruşturma kapsamında 20/3/2006 tarihinde
gözaltına alınmış 22/3/2006 tarihinde tutuklanmıştır.
8. Başvurucu hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının (CMK
250. maddesi ile görevli) 25/5/2006 tarihli ve E.2006/214 sayılı iddianamesi
ile "silahlı terör örgütü üyesi olma, tehlikeli maddeleri izinsiz
bulundurma, kamu malına zarar verme, resmî belgede sahtecilik" suçlarından kamu davası açılmıştır.
9. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi (CMK 250. maddesi ile
görevli) 10/3/2011 tarihinde başvurucunun tahliyesine karar vermiştir.
10. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi (CMK 250. maddesi ile
görevli) 27/10/2011 tarihli ve E.2006/115, K.2011/181 sayılı kararı ile
başvurucunun "silahlı terör örgütü üyesi olma" suçundan 6 yıl 3 ay
hapis, "tehlikeli maddeleri izinsiz bulundurma" suçundan 3 yıl 9 ay hapis ve 3.750 TL
adli para, "kamu malına
zarar verme" suçundan 1 yıl 1 ay 10 gün hapis, "resmî belgede sahtecilik" suçundan 2 yıl 1 ay
hapis cezası ile cezalandırılmasına karar vermiştir.
11. Başvurucu 5/11/2013 tarihinde bireysel başvuruda
bulunmuştur.
12. Temyiz üzerine Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 21/1/2014 tarihli
ve E.2012/9214, K.2014/733 sayılı ilamıyla hüküm onanmıştır.
B. İlgili Hukuk
13. 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 220.
maddesi, 151. maddesinin (1) numaralı fıkrası, 170. maddesinin (1) numaralı
fıkrası, 174. maddesinin (1) numaralı fıkrası.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
14. Mahkemenin 7/4/2016 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
15. Başvurucu "silahlı
terör örgütü üyesi olma, tehlikeli maddeleri izinsiz bulundurma, kamu malına
zarar verme, resmî belgede sahtecilik" suçlarından
yürütülen soruşturma kapsamında 20/3/2006 tarihinde gözaltına alınarak
22/3/2006 tarihinde tutuklandığını ve 10/3/2011 tarihinde tahliye edildiğini,
hakkında açılan kamu davasında makul sürede yargılama yapılmadığı belirterek
adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüş, tazminata hükmedilmesi
talebinde bulunmuştur.
B. Değerlendirme
1. Kabul Edilebilirlik
Yönünden
16. Başvuru formu ile eklerinin incelenmesi sonucunda, açıkça
dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini
gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan başvurunun kabul
edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
2. Esas Yönünden
17. Başvurucu,İstanbul
Cumhuriyet Başsavcılığınca (CMK. 250. maddesi ile görevli) hakkında açılan kamu
davasında yargılamanın makul sürede sonuçlandırılmadığını belirterek adil
yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
18. Ceza davalarına ilişkin yargılamaların makul sürede
sonuçlanmadığı yönündeki iddialar daha önce bireysel başvuru konusu yapılmış ve
Anayasa Mahkemesince makul sürede yargılanma hakkının adil yargılanma hakkının
kapsamına dâhil olduğu kabul edilerek bir davadaki yargılama süresinin makul
olup olmadığının tespitinde davanın karmaşıklığı, yargılamanın kaç dereceli
olduğu, tarafların ve ilgili makamların yargılama sürecindeki tutumu ve
başvurucunun davanın hızla sonuçlandırılmasındaki menfaatinin niteliği gibi
hususların dikkate alınacağı belirtilmiş (B.E.
B. No: 2012/625, 9/1/2014, §§ 23-41; Ersin
Ceyhan, B. No: 2013/695, 9/1/2014, §§ 24-40).) ve bu kapsamda
yapılan incelemeler sonucu makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine
yönelik kararlar verilmiştir (Mehmet Fatih
Özdemir, B. No: 2013/1607, 17/11/2014; Ömer Çoygun, B. No: 2013/3396,
22/6/2015; Osman Bayrak, B. No:
2013/3803, 25/2/2015).
19. Başvuru konusu olay; 13. Ağır Ceza Mahkemesinde (CMK 250.
maddesi ile görevli) "silahlı terör örgütü üyesi olma, tehlikeli maddeleri
izinsiz bulundurma, kamu malına zarar verme, resmi
belgede sahtecilik" suçlarından açılan ceza davasına ilişkindir. Ceza
muhakemesinde yargılama süresinin makul olup olmadığı değerlendirilirken
sürenin başlangıcı, bir kişiye suç işlediği iddiasının yetkili makamlar
tarafından bildirilmesi veya isnattan ilk olarak etkilendiği arama ve gözaltı
gibi bir takım tedbirlerin uygulanması anı ya da kamu
davasının açıldığı tarihtir. Somut başvuru açısından bu tarih,başvurucunun İstanbul Cumhuriyet
Başsavcılığınca (CMK 250. maddesi ile görevli) gözaltına alındığı 20/3/2006
tarihidir. Ceza yargılamasında sürenin sona erdiği tarih, suç isnadının nihai
olarak karara bağlandığı tarih olup somut başvuru açısından bu tarih Yargıtay
9. Ceza Dairesince kararın onandığı 21/1/2014"tür (Ersin Ceyhan, § 35).
20. Başvuruya konu yargılama sürecinin incelenmesinde İstanbul
Cumhuriyet Başsavcılığınca (CMK 250. maddesi ile götevli)
yürütülen soruşturma kapsamında başvurucunun 20/3/2006 tarihinde gözaltına
alındığı, 22/3/2006 tarihinde ise tutuklandığı, İstanbul Cumhuriyet
Başsavcılığının (CMK 250. maddesi ile görevli) 25/5/2006 tarihli iddianamesiyle
başvurucu hakkında ceza davasının açıldığı tespit edilmiştir. İstanbul 13. Ağır
Ceza Mahkemesinin (CMK 250. maddesi ile görevli), 27/10/2011 tarihli kararı ile
başvurucunun "silahlı terör örgütü üyesi olma" suçundan 6 yıl 3 ay
hapis, "tehlikeli maddeleri izinsiz bulundurma" suçundan 3 yıl 9 ay
hapis ve 3.750 TL adli para, "kamu malına zarar verme" suçundan 1 yıl
1 ay 10 gün hapis, "resmî belgede sahtecilik" suçundan 2 yıl 1 ay hapis cezası ile
cezalandırılmasına karar verildiği, temyiz üzerine Yargıtay 9. Ceza Dairesinin
21/1/2014 tarihli ilâmıyla kararın onandığı anlaşılmıştır.
21. Başvurunun değerlendirilmesi neticesinde başvuruya konu ceza
davası; hukuki meselenin çözümündeki güçlük, maddi olayların karmaşıklığı,
delillerin toplanmasında karşılaşılan engeller, taraf sayısı gibi kriterler
dikkate alındığında karmaşık olmakla beraber anılan davaya bütün olarak
bakıldığında somut başvuru açısından farklı bir karar verilmesini gerektirecek
bir yön bulunmadığı ve söz konusu yedi yıl on aylık yargılama sürecinde makul
olmayan bir gecikmenin olduğu sonucuna varılmıştır.
22. Açıklanan nedenlerle başvurucunun Anayasa’nın 36. maddesinde
güvence altına alınan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar
verilmesi gerekir.
3. 6216 Sayılı Kanun"un
50. Maddesi Yönünden
23. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 50. maddesinin (1) ve (2)
numaralı fıkraları şöyledir:
“(1) Esas inceleme sonunda, başvurucunun
hakkının ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal kararı
verilmesi hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması
gerekenlere hükmedilir…
(2) Tespit edilen ihlal bir mahkeme kararından
kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama
yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama yapılmasında
hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehine tazminata hükmedilebilir veya
genel mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir. Yeniden yargılama yapmakla
yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve
sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar verir.”
24. Başvurucu 20.000 TL tazminat ödenmesi talebinde bulunmuştur.
25. Bireysel başvuru dosyasının incelenmesi sonucunda
başvurucunun adil yargılanma hakkının ihlal edildiği sonucuna varılmıştır.
26. Başvurucunun tarafı olduğu uyuşmazlığa ilişkin yedi yıl on
aylık yargılama süresi dikkate alındığında yargılama faaliyetinin uzunluğu
sebebiyle yalnızca ihlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararı
karşılığında başvurucuya net 7.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar
verilmesi gerekir.
27. Dosyadaki belgelerden tespit edilen 198,35 TL harç ve 1.800
TL vekalet ücretinden oluşan toplam 1.998.35 TL
yargılama giderinin başvurucuya ödenmesine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Makul sürede yargılanma haklarının ihlal edildiği yönündeki
iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
B. Anayasa’nın 36. maddesinde
güvence altına alınan makul sürede yargılanma hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
C. Başvurucuya net 7.000 TL manevi
TAZMİNAT ÖDENMESİNE, başvurucunun tazminata ilişkin diğer taleplerinin REDDİNE,
D. Başvurucu tarafından yapılan 198,35 TL harçtan ve 1.800 TL
vekalet ücretinden oluşan toplam 1.998.35 TL yargılama
giderinin BAŞVURUCUYA ÖDENMESİNE,
E. Ödemelerin, kararın tebliğini
takiben başvurucunun Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay
içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği
tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
F. Kararın bir örneğinin Adalet
Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE,
7/4/2016 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.