
Esas No: 2013/5347
Karar No: 2013/6792
Karar Tarihi: 06.05.2013
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2013/5347 Esas 2013/6792 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı tarafından, davalı aleyhine 27.08.2010 gününde verilen dilekçe ile tapu kaydında vakıf şerhinin silinmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 22.10.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... İdaresi vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, 149 ada 16 sayılı parselin tapu kaydındaki "vakıf ilişiği vardır" şeklindeki şerhin terkini istemiyle açılmıştır.
Davalı, vakıf şerhinin sahih esasa dayandığını, ancak taviz bedeli ödenmesi suretiyle kaldırılabileceğini, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, dava kabul edilmiştir.
Hükmü, davalı ... İdaresi vekili temyiz etmiştir.
1-Dava konusu taşınmazların kadastro tutanağı 30.04.1991 tarihinde kesinleşmiş, taşınmazlar tapuya tescil edilmiştir. Gerek kadastro tutanağında gerekse tapu kaydında vakıf şerhi bulunmadığı, şerhin 26.03.1997 tarihinde 490 yevmiye numarası ile tek taraflı bir işlemle konulduğu görülmektedir.
Türk Medeni Kanununun 1027. maddesi gereğince ilgililerin yazılı rızaları olmadıkça tapu sicilindeki yanlışlık ancak mahkeme kararı ile düzeltilebilir. Tek taraflı işlemle kayda işlenen şerhin terkini açıklanan nedenle doğrudur. Davalı ... Genel Müdürlüğünün iddiaları ise ancak tapu kayıtlarına vakıf şerhinin işlenmesi istemi ile açacağı bir davada dikkate alınabilir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.07.2011 tarihli 2011/14-396 esas ve 2011/463 karar sayılı kararı da bu yöndedir. Davalı ... İdaresi vekilinin sair temyiz itirazlarının bu nedenle reddi gerekmiştir.
2-Ancak, dava konusu 149 ada 16 sayılı parselde davacı ... oğlu ..."nin 1/2 payı bulunmaktadır. Diğer pay dava dışı kişiye aittir. Kısaca taşınmaz paylı mülkiyet rejimine tabidir.
Türk Medeni Kanununun 688. maddesinde paylı mülkiyet “birden çok kimsenin maddi olarak bölünmüş olmayan bir şeyin tamamına belli paylarla malik olmaları” şeklinde ifade edilmiştir. Paylı mülkiyette, mülkiyet hakkına sahip birden ziyade kişi olmasına rağmen eşya üzerinde tek bir mülkiyet hakkı mevcuttur. Eşya üzerindeki bu tek mülkiyet hakkı malikler arasında bir paylı
mülkiyet birliğini meydana getirir. Her paydaş mülkiyet hakkının belli bir payına sahip olur ve her paydaş diğerinden bağımsız ayrıca tasarrufi işlemlerde bulunabilir. Dolayısıyla somut olayda, bir paydaşın temsilen diğer paydaşların menfaatini koruması durumu söz konusu edilemez. Bundan dolayı da mahkemece sadece dava açan paydaşın payındaki vakıf şerhinin kaldırılmasıyla yetinilmesi gerekirken 149 ada 16 parsel sayılı taşınmazın tamamı üzerinden şerhin terkini yasaya aykırı ise de bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün HUMK"nun 438/VII. maddesi gereğince düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan (1) numaralı bentte yazılı nedenlerle davalı ... İdaresi vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bent gereğince davalı ... İdaresi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının 2 no"lu bendinin hüküm fıkrasından çıkartılarak bunun yerine 2 no"lu bent olarak ...ada 16 sayılı parselde davacı ... oğlu ... adına kayıtlı 1/2 pay üzerindeki (vakıf ilişiği vardır) şeklindeki şerhin silinmesine" cümlesinin yazılmasına, hükmün DÜZELTİLMİŞ bu şekli ile ONANMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 06.05.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.