17. Hukuk Dairesi 2013/19284 E. , 2015/6158 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın ve birleşen davanın pasif husumet yokluğundan reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı sigorta vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı sigorta vekili, davalı ..ürücüsü olduğu .. plakalı araç ile dava dışı sürücü .. idaresinde bulunan ve dava dışı ."e ait müvekkil şirket tarafından tüm oto sigorta poliçesi ile sigortalı .. plakalı aracın çarpışması sonucunda, sigortalı..plakalı aracın hasar gördüğünü, tamiri ekonomik olmadığından sigortalı ile anlaşılarak sigortalı..r"e 65.177,00 TL ödeme yapılarak ibralaşıldığını, akabinde aracı 40.250,00 TL"ye üçüncü kişiye sattıklarını, karşı aracın sigorta şirketinden de 15.000,00 TL ödeme aldıklarını, bakiye 9.927,00 TL alacakları için ilamsız takip yaptıklarını ancak davalıların itiraz ettikleri için takibin durduğunu belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı sigorta vekili, aynı taleple işleten olduğunu iddia ettiği ... aleyhine ayrı bir dava açmış, bu dava sürücü olduğu iddia edilen davalı ... aleyhine açılan asıl dava ile birleştirilmiştir.
Davalı ...,kaza ile ilgisi olmadığını, olay tarihinden önce kimliğini kaybettiğini, kimliğinin tanımadığı kişiler tarfından kullanıldığını, davalı Hanife"yi tanıdığını, komşuları olduğunu, oğlunun bu aracı Savaş adlı birine verdiğini..n ve .isimli kişileri tanımadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Birleşen davalı ..., kanser hastası olup paraya ihtiyacı olduğu için aracı haricen 2007 yılında davalı.."a sattığını, ancak daval."ın kendisini oyalayarak resmi olarak aracı üzerine almadığını ve araç ile kazaya karıştığını, kazayla ilgisi olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davalı .."ın kimliğini olay öncesi ve sonrası 3 kez değiştirmiş olması, icra dosyası dahil aşamalardaki kimliğini kaybettiğine dair ısrarlı beyanları, araçta bulunan .. ..simli kişinin aracı Vedat"ın kullanığını beyan etmesi karşısında davalı ..a husumet yönlendirilemeyeceği, birleşen davalı Hanife"nin ise aracı 2007 yılında harici olarak sattığı, kazadan çok önce elden çıkardığı, araç için işleten sıfatının ortadan kaltığı gerekçesiyle birleşen davalı yönünden de pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı sigorta vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine dayalı itirazın iptali davasıdır.
1-2918 sayılı KTK"nu hükümlerine göre, trafik kaydı "işleteni" kesin olarak gösteren bir karine değilse de, onun kim olduğunu belirleyen güçlü bir kanıt niteliğindedir. Ancak, trafik kaydına rağmen işletenliğin 3. kişi üzerinde bulunmasını engelleyen bir yasa hükmü yoktur. Aynı Yasanın 3. maddesinde "işleten: araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak, ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır" şeklinde tanımlanmıştır. Aynı kanunun 85. maddesinde ise, "Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen şirket ile işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar" hükmüne yer verilmiştir.
Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, bu araçları
sahipleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılmasının bir başka kimseye devir edilmesi halinde (kısa bir süre olmamak kaydıyla) artık üzerindeki fiili hakimiyeti kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının bulunmaması durumlarında, o aracı kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan ekonomik yönden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması, bunun sonucu olarak da araç malikinin sorumlu tutulmaması gerekecektir. Gerek doktrinde, gerekse Yargıtay"ın uygulamalarında, kiracının işleten sıfatının belirlenmesinde, kira sözleşmesinin uzun süreli olması, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması gerekmektedir.
Somut olayda, birleşen davalı ....plakalı aracın kayıt maliki olup, trafik kayıt maliki olmanın işletenliğe karine sayılmasına ilişkin karine aksi davalı Hanife tarafından yasal delillerle ıspat edilemediğinden adı geçen davalının araç işleteni olarak kabulü ile sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
2-02.05.2009 tarihli resmi görevliler tarafından tutulan kaza tespit tutanağında,..plakalı aracın sürücüsünün ... olduğu belirtilmesine karşın, davalı ..., icra dosyasında ve eldeki dava dosyasındaki beyanında, araçla ilgisi olmadığını ve araç içinde yolcu olarak bulundukları kaza tespit tutanağından anlaşılan .... tanımadığını belirtmiştir.Öte yandan;.., kolluktaki ifadesinde aracı kendisinin kullandığını beyan etmiş, ..se kolluktaki beyanında araçta kendisi,..ve ..."un bulunduğunu ve aracı .. kullandığını beyan etmiştir. Mahkemece olay günü .. plakalı aracı kimin kullandığı hususundaki çelişki giderilmeden yazılı gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. Bu halde, Mahkemece, kaza tespit tutanağını tanzim eden zabıt mümzileri tanık sıfatıyla dinelenmeli, olay günü aracın kim tarfından kullanıldığı araştırılarak, tereddüte ver vermeyecek şekilde belirlenmeli ve sonucuna göre karar verilmelidir.Gerekli araştırma yapılmadan, bu husustaki çelişki giderilmeden, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 ve 2 nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davacı sigorta vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 28.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.