
Esas No: 2018/1340
Karar No: 2018/1340
Karar Tarihi: 3/4/2019
Anayasa Mahkemesinin bu kararı bireysel başvuru kararı olup kişisel veri içerme ihtimali bulunmaktadır. Her ne kadar yayınlamakta yasal bir sakınca bulunmasa da bunun kişilere zarar verme ihtimali karşısında bu kararı yayınlamıyoruz.
TÜRKİYE CUMHURİYETİ |
ANAYASA MAHKEMESİ |
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
HALUK ÖZDOĞAN BAŞVURUSU |
(Başvuru Numarası: 2018/1340) |
|
Karar Tarihi: 3/4/2019 |
|
BİRİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
Başkan |
: |
Burhan ÜSTÜN |
Üyeler |
: |
Serdar
ÖZGÜLDÜR |
|
|
Serruh KALELİ |
|
|
Hicabi DURSUN |
|
|
Hasan Tahsin
GÖKCAN |
Raportör Yrd. |
: |
Zehra
GAYRETLİ |
Başvurucu |
: |
Haluk
ÖZDOĞAN |
Vekili |
: |
Av. Orhan
ASLAN |
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, ceza davasında esaslı talep ve görüşlerin
değerlendirilmemesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına
ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 16/1/2018 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve
esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına
(Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, görüş bildirmemiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili
olaylar özetle şöyledir:
8. 1976 doğumlu olan başvurucu, olay tarihinde İstanbul"da
ikamet etmektedir.
9. Başvurucu pek çok ülkede faaliyet gösteren Hizb-ut Tahrir isimli örgütün üyesi olduğu gerekçesiyle
(kapatılan) İstanbul14. Ağır Ceza Mahkemesinin (CMK mülga 250. madde ile
görevli) 24/1/2013 tarihli
kararıyla 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmıştır. Karar gerekçesinin
ilgili kısımları şöyledir:
"...Sanıkların aşağıda ayrı ayrı hukuki
durumlarının değerlendirilmesinde anlatılacağı üzere, esasen sanıkların
ekseriyeti Hizb-ut Tahrir örgütünün üyesi olduklarını
ve nihai amaçlarının " Raşidi hilafet"
devleti kurmak olduğunu ve tüm dünya Müslümanlarının kurulacak bu devlet çatısı
altında toplanmasını gerektiğini ancak teröre bulaşmadıklarını
söylemektedirler. Yukarıda numarası belirtilen yargıtay
içtihadı ışığında değerlendirildiğinde, yeni bir devlet kurmayı amaçlayan
kişilerin mevcut Türkiye Cumhuriyeti devletini yıkmadan bunu başaramayacakları
eşyanın tabiatındandır. Ayrıca sanıkların düzenlemek istedikleri konferansı
halifeliğin kaldırıldığı güne denk getirerek Türkiye"de belli bir güce
ulaşmaları nedeniyle Türkiye yapılanmasını duyurma amacına yönelik olduğu
düşünüldüğünde örgütün belli bir örgütsel güç ve sayıya ulaştığında da silahlı
mücadeleye başvuracakları izahtan varestedir.
...
Sanığın savunmasında Hizb-ut
Tahrir üyeliğini inkar etmemektedir. Aksine tevilli şekilde Hizb-ut Tahtir terör örgütünün tüm dünyada örgütlendiğini yasal
olduğunu ülkemizde de yasal olması gerektiğini savunmaktadır. Sanığın üzerinden
çıkan dökümanlar, tape
kayıtları ve tevilli savunmaları birlikte değerlendirildiğinde
sürekli olarak yoğun bir şekilde örgütsel faaliyet olan, konferans, halaka, basın açıklaması v.b
eylemler içerisinde olduğu iç dünyasında kabul ettiği Hizb-ut
Tahrir terör örgütü üyeliğini bu eylemleri ile dışa vurduğu, terör örgütünün
amaçlarını benimsediği, hiyerarşik yapıya dahil olduğu kanaatine varıldığından
aşağıda gösterildiği şekilde cezalandırılmasına karar verilmesi gerektiği
vicdani kanıya varılmıştır.
10. Anılan karar, Yargıtay 16. Ceza Dairesince 19/10/2017
tarihinde onanmıştır. Başvurucu, onama kararından 9/1/2018 tarihinde haberdar
olduğunu belirtmiştir.
11. Başvurucu 16/1/2018 tarihinde bireysel başvuruda
bulunmuştur.
12. Hizb-ut Tahrir örgütü ile ilgili
mahkeme kararları için Yılmaz Çelik
([GK], B. No: 2014/13117, 19/7/2018, §§ 24-29) kararına bakılabilir.
IV. İLGİLİ HUKUK
13. İlgili hukuk kaynakları için Yılmaz Çelik (aynı kararda bkz. §§ 30, 31) kararına
bakılabilir.
V. İNCELEME VE GEREKÇE
14. Mahkemenin 3/4/2019 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
15. Başvurucu; Hizb-ut Tahrir isimli
oluşumun bir terör örgütü olmadığını, bu oluşumun şiddet içeren herhangi bir
faaliyetinin bulunmadığını belirterek silahlı terör örgütü üyesi olma suçundan
mahkûmiyetine karar verilmesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal
edildiğini ileri sürmüştür. Başvurucu ayrıca ilk derece mahkemesinin delil
olarak hükme esas aldığı dergi ve broşürlerin ne şekilde suç oluşturduğunu da
gerekçeli kararında açıklamadığını iddia etmiştir.
B. Değerlendirme
16. Anayasa’nın "Hak
arama hürriyeti" kenar başlıklı 36. maddesinin birinci fıkrası
şöyledir:
“Herkes,
meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı
veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.”
1. Kabul Edilebilirlik
Yönünden
17. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine
karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan adil
yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna
karar verilmesi gerekir.
2. Esas Yönünden
18. Anayasa Mahkemesi aynı mahiyetteki şikâyetleri Yılmaz Çelik (aynı kararda bkz. §§ 45-62)
kararında incelemiştir. Anayasa Mahkemesi, derece mahkemelerinin kararlarında Hizb-ut Tahrir"in bir terör örgütü olarak kabul edilmesine
ilişkin olarak yeterli bir değerlendirme yapılmadığını ve derece mahkemelerinin
bazı şablon cümlelerin tekrarı görünümünde olan kararlarını hangi temele
dayandırdıklarını yeterince açık olarak belirtmediklerini tespit etmiştir.
Anayasa Mahkemesi ilave olarak Hizb-ut Tahrir örgütünün
bir terör örgütü olup olmadığına yönelik olarak derece mahkemelerinin ve Yargıtayın hiç değilse bir kere değerlendirmede bulunması,
gerekçelerini başvurucunun temel iddiaları ile mahkemelerin resen tespit
edecekleri ve yargılamanın doğasının gerektirdiği sorulara cevap verebilecek
nitelikte hazırlaması gerekirken bunu yapmadıkları sonucuna ulaşmıştır. Bu
gerekçeyle de Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma
hakkı kapsamında gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir.
19. İlk derece mahkemesinin başvurucunun mahkûmiyetine ilişkin
kararının gerekçesi ile Yargıtay ilamı incelendiğinde Hizb-ut
Tahrir"in bir terör örgütü olarak kabul edilmesine ilişkin olarak yeterli bir
değerlendirme yapmadığı, gerekçelerin başvurucunun temel iddialarını
karşılamadığı, mevcut başvuruda da anılan Yılmaz
Çelik kararından ayrılmayı gerektiren bir yön bulunmadığı sonucuna
ulaşılmıştır. Bu nedenle başvurucunun Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına
alınan adil yargılanma hakkı kapsamında gerekçeli karar hakkının ihlal
edildiğine karar verilmesi gerekir.
3. 6216 Sayılı Kanun"un
50. Maddesi Yönünden
20. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 50. maddesinin (1) ve (2) numaralı
fıkraları şöyledir:
“(1)
Esas inceleme sonunda, başvurucunun hakkının ihlal edildiğine ya da
edilmediğine karar verilir. İhlal kararı verilmesi hâlinde ihlalin ve
sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere hükmedilir…
(2)
Tespit edilen ihlal bir mahkeme kararından kaynaklanmışsa, ihlali ve
sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yapmak üzere dosya ilgili
mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmayan
hâllerde başvurucu lehine tazminata hükmedilebilir veya genel mahkemelerde dava
açılması yolu gösterilebilir. Yeniden yargılama yapmakla yükümlü mahkeme,
Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan
kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar verir.”
21. Başvurucu, ihlalin tespiti ve tazminata hükmedilmesi
talebinde bulunmuştur.
22. Başvurucunun Anayasa"nın 36. maddesinde düzenlenen adil
yargılanma hakkı kapsamında gerekçeli karar
hakkının ihlal edildiği sonucuna varılmıştır. Dolayısıyla somut
başvuruda ihlalin mahkeme kararından kaynaklandığı anlaşılmaktadır.
23. Bu durumda Yılmaz Çelik
kararında da belirtildiği üzere (aynı kararda § 69) gerekçeli karar hakkının
ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında
hukuki yarar bulunmaktadır. Buna göre yapılacak yeniden yargılama ise 6216
sayılı Kanun"un 50. maddesinin (2) numaralı fıkrasına göre ihlalin ve
sonuçlarının ortadan kaldırılmasına yöneliktir. Bu kapsamda derece
mahkemelerince yapılması gereken iş, öncelikle ihlale yol açan mahkeme
kararının ortadan kaldırılmasından ve ihlal sonucuna uygun yeni bir karar
verilmesinden ibarettir. Bu sebeple kararın bir örneğinin yeniden yargılama
yapılmak üzere İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi
gerekir.
24. Adil yargılanma hakkı kapsamındaki gerekçeli karar hakkının
ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında
hukuki yarar bulunduğu sonucuna varıldığından tazminat talebinin reddine karar
verilmesi gerekir.
25. Dosyadaki belgelerden tespit edilen 294,70 TL harçtan ve
2.475 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 2.769,70 TL yargılama giderinin
başvurucuya ödenmesine karar verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın
KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
B. Anayasa"nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil
yargılanma hakkı kapsamındaki gerekçeli karar hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
C. Kararın bir örneğinin gerekçeli karar hakkı ihlalinin
sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere
(kapatılan) İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinin (E.2009/306, K.2013/11)
dosyalarının devredildiği mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
D. 294,70 TL harçtan ve 2.475 TL vekâlet ücretinden oluşan
toplam 2.769,70 TL yargılama giderinin BAŞVURUCUYA ÖDENMESİNE,
E. Ödemenin, kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve
Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına,
ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine
kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
F. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE
3/4/2019 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.