8. Hukuk Dairesi 2010/6753 E. , 2011/760 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil
... ve müşterekleri ile Hasan Atış ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair Kağızman Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 03.11.2009 gün ve 121/296 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalılar tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacılar ... ve müşterekleri birleşen dava dilekçelerinde; miras bırakanlarından intikalen zilyetliklerinde olan taşınmaz bölümlerinin davalılar adına tespit edildiğini açıklayarak, 117 ada 26 parselin davalı ..., aynı ada 27 parselin davalı ..., 28 parselin ise davalı ... üzerindeki tapu kayıtlarının iptali ile adlarına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... ve ..., uyuşmazlık konusu taşınmazları senetlerle satın ve devralarak zilyet olduklarını; davalı ... ise miras yoluyla intikal ettiğini, tespitin doğru bulunduğunu açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile 117 ada 26, 27 ve 28 parsellerin davalılar üzerindeki tapu kayıtlarının iptali ile davacılar adına tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu 117 ada 26 parsel 20035,14 m2; 27 parsel 14660,15 m2; 28 parsel ise 9501,20 m2 yüzölçümle ve tarla vasıflarıyla senetsizden ceddinden intikalen ve taksimen yirmi yılı aşkın zilyetlikleri nedeniyle 10.4.2006 tarihinde sırasıyla ayrı ayrı davalı ..., Halit ve Abdurrahman adlarına tespitle, itirazsız 26.5.2006 tarihinde kesinleşmiştir.
Dava, miras yolu ile intikal ve kazanmayı sağlayan zilyetlik nedenine dayalı TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14.maddesi gereğince açılan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece, kanıtlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmişse de yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Davalı ... 8.11.2007 tarihli delil listesinde adına kayıtlı uyuşmazlık konusu parselin 5.10.1978 tarihli senet ve 1937/18 tahrir sayılı vergi kaydı kapsamında bulunduğunu açıklayarak, tanıklarını da bildirmiştir. Davalı ... ise yine 8.11.2007 tarihli dilekçeyle niza konusu adına tespit edilen taşınmazın 11.5.1982 tarihli senetle satın ve devralındığını, yanı sıra tanık deliline dayandığını açıklamıştır. Davalı ... ...’ye delillerini bildirmek üzere süre ve imkan tanınmamıştır. HUMK.nun 258 ve 259.maddelerine göre, taşınmazlara ilişkin uyuşmazlıklarda yerel bilirkişi ve tanıkların uyuşmazlık konusu taşınmazın bulunduğu yerde dinlenilmeleri gerekir. Mahkemece oluşturulan keşif kararında davalı tanıklarına keşif gün ve saatinin bildirilerek, keşfe çağrılmalarına ilişkin husus yer almamaktadır. TC Anayasasının 36.maddesine göre; herkes meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı ve davalı olarak iddia ve savunma hakkına sahiptir. Tarafların yargılama sırasında serbestçe iddia ve savunmalarını ileri sürmeleri Anayasal haklarıdır ve kısıtlanamaz.
Mahkemece yapılacak iş, davalı ...’ye katıldığı takdirde delillerini sunmak üzere süre ve imkan tanınması, ondan sonra usule uygun keşif kararı verilerek belirlenecek yerel bilirkişi ve liste halinde bildirilen taraf tanıklarının HUMK.nun 258.maddesi gereğince keşif mahalline çağrılmaları, uyuşmazlık konusu taşınmazların öncesi itibariyle kime ait bulunduğu, kimden kime ne şekilde intikal ettiği, zilyetliğin kim tarafından ve ne şekilde sürdürüldüğü hususlarının sorulup belirlenmesi, davacıların miras bırakanları farklı bulunduğuna göre bu yerdeki zilyetliğin ne sebeple miras bırakanlarınca başlatıldığı ve davacılar arasındaki irtibat üzerinde durulması, beyanlar arasında çelişki olduğu takdirde HUMK.nun 265.maddesi gereğince aykırılığın giderilmeye çalışılması, davacıların dayandığı 305 tahrir, davalı ...’in dayandığı 18 tahrir sayılı vergi kayıtlarının kadastro çalışmalarında revizyon görüp görmediğinin sorulup belirlenmesi, kayıtların davacılar ve davalı ile irtibatı üzerinde durulması ve başka bir parsele revizyon görmediğinin tespiti halinde keşifde uygulanarak dava konusu taşınmazların kayıt kapsamında olup olmadığının ve zilyetlikle birleşip birleşmediğinin tespiti, bundan ayrı davalılar tarafından ibraz edilen senetlerin zemine uygulanması ve dava konusu taşınmaz bölümlerine aidiyetinin tartışılması, niza konusu taşınmaz bölümlerine ve civarına ilişkin oldukları iddiasıyla gerek davacılar tarafından dayanılan gerekse davalıların bildirdikleri Kağızman Asliye Hukuk Mahkemesinin 2001/53 Esas ve 174 Karar, 1986/42 Esas ve 1987/250 Karar, 1989/ 116 Esas ve 1991/101 Karar, 1986/41 Esas ve 1988/199 Karar ile Kağızman Sulh Hukuk Mahkemesinin 1962/102 Esas ve 1965/28 Karar sayılı dosyaları ve krokilerinin de keşifde yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları eşliğinde uygulanarak, beyanlarla birlikte değerlendirilmesi ve tarafları bağlayıcı yönleri olup olmadığının takdiri, teknik bilirkişiye keşfi izlemeye elverişli ve denetime uygun rapor ve krokisi düzenletilmesi, ondan sonra oluşacak durum ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekir. Eksik araştırma ve inceleme ile karar verilmiş olması doğru değildir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ..., ... ve ...’nin temyiz itirazlarının kabulü ile usul ve yasa hükümlerine uygun bulunmayan hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve 233,15 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 17.2.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.