Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/3747
Karar No: 2011/767
Karar Tarihi: 17.02.2010

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2010/3747 Esas 2011/767 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2010/3747 E.  ,  2011/767 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil

    ... ile ... ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair Beşikdüzü Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 30.03.2010 gün ve 72/53 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalılardan ... ve müşterekleri vekili ile davalı ... vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı vekili, tarafların miras bırakanları ...evlatları Hasan ve ...’tan miras yoluyla intikal eden 180 ada 8 ve 181 ada 1 parsel sayılı taşınmazlarda bulunan davalı mirasçılara ilişkin payların vekil edeni tarafından 1978 ve 1980 yıllarında satın alındığını açıklayarak davalılar üzerindeki payların iptali ile vekil edeni adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı ... ve müşterekleri vekili ile davalı ... ve müşterekleri vekili, davalı ... davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır.
    Mahkemece, “..davalı ...’a karşı açılan davanın feragat nedeniyle reddine, ... evlatları olan ... mirasçıları ......ve ...’ya karşı davacı tarafından açılmış bir dava olmadığından karar vermeye yer olmadığına, davalı ..., Sabri Durmuş mirasçılarına ve davalı ...’ya karşı açılan davanın kabulü ile tapu kaydı ve veraset ilamındaki payları oranında davalılar adına oluşan tapunun iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı ... vekili ile davalı ... ve müşterekleri vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
    Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik, haricen satın alma, pay devri ve eklemeli zilyetlik hukuki sebeplerine dayalı olarak TMK. nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddeleri gereğince açılan iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
    Dava konusu parsellerin senetsizden Hacı .. evlatları ... ve ...’un atalarından intikal ettiği, bunların zilyetliğinde iken yol geçmesi nedeniyle ikiye bölündüğü, 2.4.1971 yılında ...’in ölümü ile Nokta, ..., ..., ..., ... ve ...’un mirasçı olarak kaldığı, bunlardan Hanife"nin miras payını kardeşi ...’a bağışladığı, tespit sırasında bağış durumu gözetilerek Hanife dışında,payları oranında ... mirasçıları ile ölü olduğu belirtilmek suretiyle mirasçılık belgesi bulunmayan ... adına 21.3.1995 tarihinde fındık bahçesi niteliğiyle tespitlerinin yapıldığı belirlenmiştir. Her ne kadar ...tarafından 180 ada 8 ve 181 ada 1 sayılı parsellere karşı Beşikdüzü Kadastro Mahkemesinde tespite itiraz davası açılmış ise de, yapılan yargılama sonunda 15.1.1996 tarih ve 1995/61 Esas, 1996/1 Karar sayılı kararıyla “konusu kalmayan davanın esası için karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.” Kararın ... tarafından temyiz edilmemesiyle tespit gibi tescile ilişkin hüküm 19.1.1996 tarihinde kesinleşmiş ve tapu kayıtları oluşmuştur. Daha sonra Hüseyin mirasçılarından ... ve Emine Durmuş’un 181 ada 1 sayılı parselde bulunan paylarını 3.6.2003 tarihinde tapuda satış yapmak suretiyle davacı kardeşleri ...’a intikal ettirmişler ve böylece davacı ...’un bu parseldeki payı 4/12’ye ulaşmıştır. Davalı ... Zonguldak 2. Noterliğinin 5.7.1968 tarih ve 7130 yevmiye nolu vekaletnamesiyle kardeşi Sabri Durmuş’a babasından kalma taşınmazlardaki tüm paylarını satma yetkisini vermiş ve ...’nin de bu vekaletnameye dayanarak 1.8.1978 tarihli harici satış senediyle kendisi ve kardeşi Asiye’nin payını satmıştır. Bu husus Sabri tarafından imzasıyla kabullendiği gibi yerel bilirkişi ve tanıklarda davacıya yapılan bu satışın doğru olduğunu bildirmişlerdir. Keşif tutanağı kapsamı, yerel bilirkişi ve tanıkların beyanları, vekaletname içeriği, dosya içinde bulunan tüm bilgi ve belgeler birlikte değerlendirildiğinde Sabri’nin vekaletnameye dayalı olarak dava konusu 180 ada 8 parsel ve 181 ada 1 sayılı parsellerde bulunan kendisine ve ...’a ait babalarından gelen miras paylarını 1978 yılında davacıya sattığı, bu konudaki delillerin yeterli olduğu, satışın doğruluğunda bir kuşkunun bulunmadığı anlaşıldığından, ... mirasçıları olan davalı ... ve müşterekleri vekili Av. ... ve ...’ın bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde bulunmamıştır. Ne var ki mahkemece, hüküm fıkrasının üç nolu bendinde davalı ... ve Sabri Durmuş mirasçıları yönünden davanın kabulüne karar verilmiş ise de hüküm fıkrasında ada ve parsel numaralarından söz edilmemiştir. Dava konusu yapılan ada ve parseller dava dilekçesi ve dosya kapsamıyla sabit olup, bu konuda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Bu husus HUMK. nun 80 ve 459. maddeleri gereğince maddi hata niteliğinde bulunduğundan HUMK. nun 438/7. fıkrası gereğince yeniden yargılamayı gerektirmemektedir. Bu nedenle davalı ... ve Sabri Durmuş mirasçıları yönünden açılan davanın kabulü ile başlayan kısımdan sonra gelen “tapu kaydı ve veraset ilamındaki payları oranında davalılar adına oluşan tapunun iptaliyle davacı adına tesciline..” ilişkin ibarelerin hüküm fıkrasından çıkartılarak bunun yerine 180 ada 8 ve 181 ada 1 parsellerde pay maliki bulunan ... ile davalı olarak gösterilen Sabri Durmuş mirasçıları Gökhan, Gürkan, Semra, Hasan ve Elmas adlarına bulunan paylar bakımından tapu kayıtlarındaki ve veraset belgelerindeki payları gözetilerek anılan parsellerin tapu kayıtlarının iptali ile davacı Hüseyin oğlu ... adına tapuya kayıt ve tescillerine” ibarelerinin yazılmasına, böylece ... ile Sabri Durmuş mirasçılarına karşı açılan hüküm fıkralarının HUMK. nun 438/7. fıkrası gereğince düzeltilmiş bu haliyle ONANMASINA,
    Davalı ... vekilinin temyiz itirazlarına gelince; mahkemece, davacı ...’ya (...’un mirasçısı) karşı açılan davanın kabulüne karar verilmiş ise de, bu konuda yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Davacının Asiye Durmuş’a ait miras payını aldığı konusu tam olarak açıklığa kavuşmamıştır. Gerek keşifte ve gerekse yargılama oturumlarında dinlenen tanık beyanları arasında çelişki bulunduğu halde HUMK. nun 265. maddesi gereğince tanıklar yüzleştirilerek bu çelişki giderilmemiştir. Ayrıca, HUMK. nun 259. maddesi gereğince uyuşmazlık, taşınmazlara ilişkin ise, yerel bilirkişi ve tanıkların keşif yerinde dinlenmeleri zorunlu bulunduğu halde mahkemece bu husus gözetilmemiştir. Keşif yerinde tarafların dava konusu yeri göstermeleri ile yerel bilirkişi ve tanıkların dinlenmesi sonucu bu konuda alınacak bilgilere göre, daha sağlıklı bir sonuca ulaşılması mümkün olacaktır. Davalı tanıklarının bir kısmı 29.9.2009 tarihli yargılama oturumunda bir kısmı ise, 21.7.2009, 3.11.2009 ve 23.2.2010 tarihli yargılama oturumlarında dinlenmişlerdir. Davalı tanıklarından sadece ... 7.7.2009 tarihinde yapılan keşifte dinlenilmiştir.
    Şu halde mahkemece yapılacak iş; ...’nın davacıya miras payını satması konusunda duraksama olduğu gözetilerek, yeniden yapılacak keşifte yerel bilirkişi ile davalı ...’nın gösterdiği tüm tanıklar ile davacı tanıklarının HUMK. nun 258. maddesi gereğince davetiyeyle keşif yerine çağırılmaları, davetiyeye uymadıkları taktirde HUMK. nun 253. maddesinin gözönünde tutulması, tüm yerel bilirkişi ve tanıkların aynı kanunun 259. maddesi gereğince keşifte dinlenmelerinin sağlanması, davalı ...’nın dava konusu taşınmazlardaki miras paylarını davacı ...’a satıp satmadığı üzerinde durulması, bu konuda dinlenenlere sorular yöneltilerek olayın açıklığa kavuşturulması, satış yapılmış ise hangi tarihte yapıldığı, olaylara dayalı olarak belirlenmesi, beyanlar arasında çelişki bulunduğu taktirde HUMK.nun 265. maddesi gereğince yüzleştirilerek çelişkinin giderilmesi, ondan sonra toplanan deliller bir bütün olarak değerlendirilerek sonucuna göre ...’nın payı konusunda bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme sonucu hüküm kurulmuş bulunması usul ve kanuna aykırıdır.
    Davalı ... vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulüyle dava konusu 180 ada 8 ve 181 ada 1 sayılı parsellerde bulunan ... payları bakımından yerel mahkeme hükmünün açıklanan nedenlerle HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 17,15 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 339,25 TL’nın temyiz eden davalı ... ve müştereklerinden alınmasına ve 89,10 TL peşin harcın da istek halinde temyiz eden davalı ..."ya iadesine 17.02.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi