17. Hukuk Dairesi 2013/18103 E. , 2015/6325 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalıya ait konutun soba bacasının dolması sonucu sobadan çıkan duman, is, kül ve zift nedeniyle davacıya sigortalı konutta hasar meydana geldiğini, zarar bedelinin davacı tarafından ödendiğini, rücu hakkı nedeniyle davalı aleyhine ...İcra Müdürlüğünün 2011/237 sayılı dosyası ile yapılan icra takibine itiraz üzerine takibin durduğunu ileri sürerek, 3.732,52 TL alacak üzerinden yapılan icra takibine haksız itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın yetki, husumet ve esas yönünden reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan delillere göre, davanın kısmen kabulü ile 3.272,00 TL alacak yönünden davalının takibe itirazının iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, % 20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-) 6100 sayılı HMK.nun geçici 3/2 maddesi delaletiyle HUMK.nun 427. (HMK 341 ve 361.) maddesinde öngörülen temyiz kesinlik sınırı 1.1.2013 tarihinden itibaren 1.822,00 TL’ye çıkarılmıştır.
Somut olayda, davacı taraf 3.590,00 TL"lık asıl alacak için yaptığı icra takibine vaki itirazın iptali talebiyle dava açmış olup, mahkemece 3.272,00 TL alacak yönünden dava kısmen kabul edilmiştir. Buna göre, davacı vekili red edilen 318,00 TL asıl alacak kısmına ilişkin olarak hükmü temyiz etmekte olup, temyize konu karar anılan yasanın yürürlüğünden sonra verildiğinden kesin niteliktedir.
Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 1.6.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay’ca da temyiz isteminin reddine karar verilebileceğinden, davacı vekilinin temyiz dilekçesinin mahkeme hükmünün kesin olması nedeniyle reddi gerekmiştir.
2-)Davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
A-)Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
b-)Davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Dava, konut sigorta poliçesi nedeniyle sigortalısının zararını ödeyen davacının ödediği tazminatın zarar sorumlusundan rücuen tahsili için yaptığı icra takibine vaki itirazın iptaline ilişkindir.
Mahkemece yargılama sonunda davacı lehine icra inkar tazminatına karar verilmiş ise de; gerçek hasar miktarının belirlenmesi yargılamayı gerektirdiğinden alacak likit değildir. O halde, davacının icra-inkâr tazminatı isteminin reddine karar vermek gerekirken yazılı şekilde kabulü doğru değil, bozma nedeni ise de bu yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün, 6100 sayılı HMK.’nun geçici 3/2 maddesi delaletiyle eski 1086 sayılı HUMK.’nun 438/7. maddesi uyarınca düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz dilekçesinin mahkeme hükmünün kesin olması nedeniyle REDDİNE, (2/a) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine (2/b) nolu bentte açıklanan nedenle, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının kabulü ile, hüküm fıkrasının davalı aleyhine icra inkar tazminatı tayinine ilişkin olan (3) nolu bendinin tümüyle hükümden çıkartılarak yerine “Alacak likit olmayıp yargılamayı gerektirdiğinden, davacının icra inkâr tazminatı talebinin reddine” ibaresinin yazılmasına ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden taraflara geri verilmesine 04/05/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.