
Esas No: 2013/5198
Karar No: 2013/12144
Karar Tarihi: 13.5.2013
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2013/5198 Esas 2013/12144 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı tarafından hakkında icra takibi yapıldığını, takibin belgeye dayanmayan haksız bir takip olduğunu ve davalıya herhangi bir borcunun bulunmadığını ileri sürerek davalıya borçlu olmadığının tespitine ve takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davacı aleyhine icra takibi yapıldığını, takibin kesinleştiğini, davacının 06.03.2008 tarihinde mal beyanında bulunduğunu, haciz yapıldığını, haciz sırasında davacının borcu kabul ederek ödeme taahhüdünde bulunduğunu ve alacaklı olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece kesinleşmiş icra takibine dayanılarak haciz yapıldığı ve davacının hacze itiraz etmeyerek borcu ödemeyi taahhüt ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, davalıya borcunun olmadığını belirterek menfi tespit talebinde bulunmuş, davalı ise takibin kesinleştiğini, yapılan hacze davacının itiraz etmediğini, borcu ödemeyi taahhüt ettiğini ve alacaklı olduğunu savunmuştur. Dava, davacı aleyhine başlatılan takip nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin olup, kural olarak menfi tespit davalarında, ispat yükü davalı alacaklıya aittir. Bu durumda MK.nun 6. maddesi uyarınca, alacaklı olduğunu davalı ispat etmek durumundadır. Davalı herhangi bir belgeye dayanmadan icra takibi başlatmıştır. Davacının haciz tutanağında imzası ve parmak izi olmadığı gibi davacıya ait olduğu iddia edilen mal beyanına ilişkin belgedeki parmak izinin davacıya ait olduğunun tespit edilmediği anlaşılmaktadır. Bir an için parmak izinin ve ödeme taahhüdünün davacıya ait olduğu kabul edilse bile davacı haciz sırasında icra tehdidi altında böyle bir beyanda bulunmuştur. Bu beyan kendisini bağlamaz. Hal böyle olunca mahkemece işin esasına girilip taraf delilleri toplanarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 21.15 TL temyiz harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13.5.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.