17. Hukuk Dairesi 2015/4123 E. , 2015/6413 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul kısmen reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili, davalı ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalıların işleteni, sürücüsü ve trafik sigortacısı olduğu araçla yaya olarak yol kenarında çalışan müvekkiline çarparak yaralanmasına neden olduğunu belirterek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla, tedavi gideri için 100,00.-TL, geçici ve sürekli çalışma gücü kaybı için 1.400,00.-TL olmak üzere toplam 1.500,00.-TL maddi tazminatın tüm davalılardan, ayrıca 30.000,00.-TL manevi tazminatın sigorta şirketi dışındaki davalılardan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsilini talep etmiş, talebini ıslah dilekçesi ile arttırmıştır.
Davalı .... vekili, kusur oranında, gerçek zarardan, poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olduklarını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... ve ... vekili, müvekkil sürücünün meydana gelen kazada kusurunun bulunmadığını ve talep edilen tazminatın fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlara ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davalı sürücünün % 100 oranında kusurlu olduğu ve davacı ..."in % 25 oranında
sürekli çalışma gücü kaybı bulunduğu kabul edilerek davanın kısmen kabul kısmen reddiyle, tedavi giderine yönelik tabelin reddine, çalışma gücü kaybı nedeniyle 196.161,81.-TL maddi tazminatın sigorta şirketinden poliçe limiti sınırlı olarak dava tarihinden itibaren diğer davalılardan ise olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline, ayrıca 15.000,00.-TL manevi tazminatın sigorta şirketi dışındaki davalılardan olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı vekili, davalı ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacı vekilinin ve davalılar ... ve ... vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Dava Borçlar Kanunu"nun 46. maddesi (6098 sayılı TBK m. 54) gereğince çalışma gücü kaybı nedeniyle maddi tazminat ve 47. maddesi (TBK m. 56) gereğince manevi tazminat istemine ilişkindir.
“Cismani Zarar Halinde Lazım Gelen Zarar ve Ziyan” başlığı altında düzenlenen TBK"nın 46. maddesinde, bedensel zarara uğranılması nedeni ile talep edilebilecek zarar türleri belirtilmekte olup çalışma gücü kaybı da bu zarar türleri arasında yer almaktadır. Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebinin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Sözkosu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü veya Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Somut olayda davacı vekili, müvekkiline davalıların işleteni, sürücüsü ve trafik sigortacısı olduğu aracın çarpması sonucu davacının yaralandığı ve sürekli çalışma gücü kaybına uğradığını iddia etmiş, mahkemece yapılan yargılamada 30.12.2013 tarihli Adli Tıp 3. İhtisas Kurulu"nun Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü hükümlerini dikkate alan raporu hükme esas alınarak davacının % 25 oranında sürekli
çalışma gücü kaybının bulunduğu ve iyileşme süresinin 18 aya kadar uzayabileceği değerlendirilerek buna göre çalışma gücü kaybı zararının belirlendiği anlaşılmaktadır. Bunun yanında dosya kapsamında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı"nın 28.05.2009 tarihli raporunda da Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü hükümlerini dikkate alınarak yapılan değerlendirmede davacının % 49 oranında sürekli çalışma gücü kaybı bulunduğu ve 6 ay iş göremezlik halinde kaldığı değerlendirilmiştir. Yine Adli Tıp 3. İhtisas Kurulu"nun raporunda grup 1 kabul edilerek A cetveline göre %51 olarak belirlendiği anlaşılan maluliyet oranın 3/5 oranında indirim yapılarak “taktiren” 30.6 oranına indirildiği anlaşılmaktadır.
Görüldüğü gibi aynı ölçütleri dikkate alarak maluliyet oranını belirleyen iki raporda hem sürekli çalışma gücü kaybına ilişkin hem de geçici çalışma gücü kaybı süresine ilişkin olarak farklı sonuçlara ulaşılmıştır. Bu durumda mahkemece Adli Tıp Kurulu 3. İhtisas Kurulu"ndan, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı"nın 28.05.2009 tarihli raporunda belirlenen maluliyet oranına ve geçici çalışma gücü kaybı süresine ilişkin olarak Kurumun “30.12.2013” tarihli raporundaki belirlemeleri ile çelişen yönlerini ve “taktiren” yapılan 3/5 oranındaki indirimin de nedenlerini irdeleyerek, ayrıntılı, gerekçeli ve denetime açık nitelikte ek rapor alınması gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile yazılı olduğu şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
2-Davalı ... ve ... vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Çalışma gücü kaybı zararının hesabında yaralanan veya malul olanın gelirinin belirlenmesi tazminatın doğru tespitinde önemli bir yer tutmaktadır. Bu anlamda belirli bir işte ücret karşılığı çalışan kişiler ile bedeni çalışma ya da ticari işletmesinde sürdürdüğü faaliyet karşılığı kazanç elde eden kişilerin bedensel zarar tazminatında esas alınacak geliri farklı değerlendirmeyi gerektirmektedir. Ücret karşılığı çalışan kişilerin gelirinin sürekli ve düzenli olması gerekmektedir. Bununla birlikte ücret karşılığı düzenli olarak çalışan kişilerin gelirlerine ilişkin olarak çalıştığı işletmede gösterilen ücretin üzerinde bir ücret aldığı hususunda somut deliller sunulması halinde kazancına ilişkin ihtilaf vukuunda meslek odasından kişinin eğitimi,
tecrümesi ve niteliklerine göre alabileceği ücretin sorularak belirlenmesi gerekmektedir.
Somut olayda davacının dava dışı bir şirkette kaza tarihinde olduğu gibi kaldırım yapım ve inşaat işlerinde çalışan işçi olduğu hususunda taraflar arasında ihtilaf bulunmadığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
Davacı yan dava dilekçesinde davacının günlük 50,00.-TL ücret karşılığı çalıştığını iddia etmiş, ancak buna ilişkin her hangi bir yazılı delil ortaya koyamamış, dinlettiği tanıklardan yalnızca biri bu beyanı doğrular yönde beyanda bulunmuştur. Buna karşın dosyaya davacının çalıştığı işletmeden celp edilen yaralandığı ayda çalıştığı günlere ilişkin bordrosundan asgari ücret kazanç sağladığı anlaşılmaktadır. Ayrıca davacı ... 10.10.2007 tarihli kolluk ifadesinde 650,00.-TL ücret elde ettiğini beyan etmiştir. Görüldüğü gibi dosya kapsamında davacının çalıştığı işletmeden ..."ya bildirilen bordrosunda gösterilen asgari ücretin üzerinde ücret ödendiğine ilişkin somut her hangi bir delil ortaya konulabilmiş değildir. Buna göre mahkemece davacının kazancına ilişkin olarak araştırma yapılması yoluna gidilerek meslek odasından bildirilen ücretin tazminat hesabında esas alınması hatalıdır.
Bu durumda mahkemece yapılması gereken davacının kaza tarihinden önceki tarihlerde çalıştığı işletmeden ya da ..."ndan davacının aldığı ücretin belirlenmesi, davacının ücretinin asgari ücret tutarında olduğununu belirlenmesi halinde ise davalı ... ve Hakkı vekilinin temyiz dilekçesinde 650,00.-TL gelirin hükme esas alınabilir olduğu yönündeki beyanı dikkate alınarak bu ücretin kaza tarihindeki bilinen ücret olarak kabul edilmesi ile asgari ücrete oranlanarak yıllara göre % 10 artış ve iskonto uygulanması yöntemi ile davacının zararının belirlenmesi için bilirkişiden ek rapor alınması gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
3-Davacı vekilinin manevi tazminata yönelik temyiz itirazının yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan bozma nedeni dikkate alınarak şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle Davacı vekilinin ve davalılar ... ve ... vekilinin, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle
davalılar ... ve ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya ve davalılar ... ve ..."ya geri verilmesine 4.5.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.