(Kapatılan)15. Ceza Dairesi 2017/30710 E. , 2021/4679 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla dolandırıcılık, tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında dolandırıcılık, özel belgede sahtecilik
HÜKÜM : 1)Sanıklar ... ve ... hakkında nitelikli dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçlarından beraat
2)Sanık ... hakkında;
TCK"nın 158/1-h, 43/1, 52, 53.maddeleri gereğince mahkumiyet
TCK"nın 158/1-f, son, 52, 53.maddeleri gereğince 4 kez mahkumiyet
TCK"nın 207/1, 53.maddeleri gereğince 4 kez mahkumiyet
Sanıklar ... ve ..."un banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçlarından beraatlerine ilişkin hükümler katılanlar vekilleri ve banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla dolandırıcılık, tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçlarından sanık ..."in mahkumiyetlerine ilişkin hükümler katılan ... vekili ve sanık müdafi tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanık ... müdafiinin duruşmalı inceleme isteminin, hükmedilen cezaların ayrı ayrı on yıl hapis cezasından aşağı olması nedeniyle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"nın 318 ve 5271 sayılı CMK"nın 299. maddeleri gereğince reddine karar verilerek yapılan incelemede;
Sanık ..."in, Dilek Sigorta Aracılık Hizmetleri Ltd. Şti"nin sorumlusu olduğu ve şirket faaliyeti bünyesinde Anadolu Hayat Emeklilik A.Ş"nin acentalık faaliyetini yürüttüğü, ..."in katılan sanık ... ile 2007 yılı Nisan ayında tanıştığı ve ..."ın o dönemde şirket ortağı olan sanık ..."e, bireysel emeklilik sigortası yaptırmak amacıyla 6.600 TL parayı teslim ettiği ve 2011 yılı Şubat ayına kadar bir ödemede bulunmadığı, sanık ..."in kar payının çok yükseldiğini, daha çok para yatırdığı takdirde daha büyük paralar kazanacağını telkin etmesi üzerine ..."ın para arayışına girdiği, kardeşi olan sanık ..."un da para bulamaması üzerine, ..."in önce... adına kredi çekmesini teklif ettiği, ancak..."ın işsiz olması sebebiyle bankaların kredi vermeyeceğini söylediklerinde ..."in bu işi de halledeceğini söylediği, bu amaçla sanıklar ..., ... ve katılan sanık ..."ın birlikte hareket ederek, farklı tarihlerde sanık ... adına Denizbank, ..., Garanti Bankası ve Yapı Kredi Bankası Ordu Şubelerine, ..."in sahte olarak hazırladığı, ..."ın, Deniz Sigorta ve Aracılık Hizmetleri Ltd. Şti"de çalıştığını gösteren maaş bordrosunu sunup kredi başvurusu yaptıkları ve başvuru sonucunda Denizbank"ın 15.000 TL, Garanti Bankası"nın 10.000 TL, ..."ın 10.000 TL ve Yapı Kredi Bankası"nın 10.000 TL krediyi sanık ..."a kullandırdığı, ..."ın çektiği krediyi ..."a verdiği, ..."ın ise ..."e vererek fona yatırmasını istediği, ..."in, sahte maaş bordrosu üzerinde yer alan imzanın kendisine ait olduğunu kabul ettiği, yine ..."in, ..."ı kendi adına da kredi çekmesini, krediyi Anadolu Hayat Emeklilik şirketinin ödeyeceğini, hiçbir sıkıntı çıkmayacağını söyleyerek daha fazla para yatırması gerektiğine ikna ettiği, ..."ın bu nedenle Garanti Bankası"ndan 10 000 TL, Finansbank"tan 10.000 TL ve Denizbank"tan 2.500 TL olmak üzere toplamda 22.500 TL tutarındaki krediyi çekip ..."e verdiği, hatta ..."in, ..."ın para getirebilmesi için Garanti Bankasından çektiği krediye kefil olduğu, kredi borcunu Anadolu Hayat Emeklilik şirketinin ödeyeceği hususunda inandırmak amacıyla da kredinin birkaç taksidini elden bankaya ödediği, bu şekilde ..."ın güvenini iyice kazanan ..."in, ..."ı 16/05/2009 tarihinde bireysel emeklilik müşterisi yaparak adına yalnızca 120 TL tutarındaki ilk katkı payını yatırdığı, bundan sonra bir daha katkı payı yatırmayarak kendisine teslim ettiği tüm parayı kendi aldığı, ..."ın sigorta primi olarak yatırdığını düşünmesi nedeniyle ..."e 2011 yılı Nisan ayında elden 55.000 TL para ve o tarihte sanık ..."a ait arabanın satışından elde ettiği 20.000 TL"yi de ..."e verdiği, ancak ..."ten ispat için bir belge talep etmesi üzerine oyalamak ve inandırmak amacıyla 6 adet toplam 300.000 TL tutarlı Kardemir Karabük Demir Çelik San. ve Tic. A.Ş."ye ait kar payı kuponunu verdiği, kuponları 2011 yılı Aralık ayında İş Bankası Ordu Şubesi"nden tahsil edebileceğini, değerlerinin toplam 300.000 TL olduğunu, ancak kuponların senetli kuponlar olduğunu, senet imzalamadığı takdirde kuponların karşılığı olan parayı alamayacağını söyleyip ..."a 6 adet her biri 50.000 TL tutarında senet imzalattığı, kuponları 2011 yılı Aralık ayında kırdırdıktan sonra içerisinden 240.000 TL"sini alıp geriye kalan 60.000 TL"yi kendisine getirmesini istediği, ..."ın Aralık ayına kadar bu kuponları kırdırmak ümidiyle beklediği ancak Aralık ayında İş Bankası Ordu Şubesine gittiğinde kuponların bir karşılığının bulunmadığını öğrendiği, Anadolu Hayat Emeklilik A.Ş."nin 12/03/2012 tarihli yazısında, şirket nezdinde yapılan araştırmaya göre katılan sanık ..."a ait bir adet bireysel emeklilik hesabının bulunduğu, bu hesaba 16/05/2009 tarihinde 120 TL ilk katkı payının yatırılmış olduğu, başkaca bir katkı payı tutarının yatırılmadığı, 12/03/2012 günü itibariyle birikiminin 131,75 TL olduğu ve şirket tarafından bu tarihe kadar ..."a herhangi bir ödemenin yapılmadığının bildirildiği, sanık ..."in, verdiği kâr payı kuponlarını hakkında ek kovuşturmasızlık kararı verilen ..."ın verdiğini, kuponları ..."ın kırdırdığını ve 100.000 TL"ye yakın vergisini ödediğini savunmuş ise de, Vakıfbank A.Ş."nin 27/03/2012 tarihli yazısında kuponlar ile ilgili herhangi bir işlem yapılmadığının bildirildiği, yine ..."in, ..."a elden 60.000 TL para verdiğinden bu borcu ödeyebilmek için kredi çektiğini, kredilerden birine de kendisinin kefil olduğunu savunmuş ise de, alacağına kavuşmak için çekilen krediye kefil olarak alacağının aynı zamanda borçlusu da olmasının hayatın olağan akışına uygun olmadığı, bu suretle sanıkların üzerilerine atılı banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla dolandırıcılık, özel belgede sahtecilik ve sanık ..."in ayrıca ..."a yönelik serbest meslek sahibi kişiler tarafından, mesleklerinden dolayı kendilerine duyulan güvenin kötüye kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçlarını işledikleri iddia edilen olayda;
1)Sanıklar ... ... ve ... hakkında nitelikli dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçlarından kurulan beraat hükümlerine yönelik temyiz incelemesinde;
Sanıklar savunması, katılanlar ve tanıklar beyanları, kredi sözleşmeleri, banka yazıları ile dosya kapsamından, sanık ..."in, aynı mahkemenin 2012/146,2013/246 sayılı dosyasından da benzer eylemlerden birden fazla katılana yönelik ceza aldığı, Dairemizin 2017/5376-2019/9991 sayılı kararıyla sanığın katılanlara yönelik nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen cezaların onandığı, sanık ..."in kredi çekilmesi konusunda da bu sanıkları yanıltarak bu suçlara alet ettiği gerekçesiyle sanıkların üzerine atılı suçların işlendiğine dair yeterli delil bulunmadığına yönelik mahkemece verilen beraat hükümlerinde bir isabetsizlik görülmemiş,
Yapılan yargılama sonunda, isnat edilen suçun işlendiğine dair yeterli delil bulunmadığı gerekçe gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılanlar vekillerinin beraat hükümlerinin kanuna aykırı olduğuna ve eylemlerin suç teşkil ettiğine, eksik incelemeye, delillerin takdirine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
2)Sanık ... hakkında katılan sanık ..."a ve katılan bankalara yönelik nitelikli dolandırıcılık suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz incelemesinde;
Sanıklar savunması, katılanlar ve tanıklar beyanları, kredi sözleşmeleri, banka yazıları ile dosya kapsamından, sanığın katılan sanık ..."a yönelik nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediğine yönelik mahkemenin mahkumiyet hükmü ve uygulamasında ve katılan bankalara yönelik nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediğine yönelik mahkeme kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre katılan vekili ve sanık müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Mahkemenin katılan bankalara yönelik nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan hükümlerde: "banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmesi gereken kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla dolandırıcılık suçunu işlediği sabit olduğundan" demesine rağmen devamında "eylemine uyan 5237 sayılı TCK.nun 158/1-f-son maddesi uyarınca" yazılmak suretiyle kanun maddesinin hatalı gösterilmesi,
Kanuna aykırı olup, katılan bankalara yönelik nitelikli dolandırıcılık suçlarından kurulan hükümlerin bu nedenlerle 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, fakat bu aykırılığın yeniden yargılama yapılmaksızın aynı Kanun"un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hüküm fıkralarının 3, 4, 5 ve 6. bentlerindeki "158/1-f, son" ibarelerinin "158/1-j, son" olarak değiştirilmesi suretiyle, hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
3)Sanık ... hakkında özel belgede sahtecilik suçundan kurulan hükümlere yönelik temyiz incelemesinde;
TCK ile 5237 sayılı TCK"nın “Kamu güvenine karşı suçlar” bölümünde düzenlenen ve belgenin gerçeğe aykırı olarak düzenlenmesi ile kamu güveninin sarsıldığı kabul edilerek suç sayılıp yaptırıma bağlanan sahtecilik suçlarının hukuki konusunun kamu güveni olduğu, suçun işlenmesi ile kamu güveninin sarsılması dışında, bir veya birden fazla kişi de haksızlığa uğrayıp, suçtan zarar görmesi halinde dahi, suçun mağdurunun toplumu oluşturan bireylerin tamamının, diğer bir ifadeyle kamunun olduğuna dair kabulünün etkilenmeyeceği, sanığın, aynı suç işleme kararıyla, farklı bankalara kredi almak amacıyla sahte maaş bordrosu hazırlayıp beraat eden sanık ..."ın kredi çekebilmesinde kullanmasını sağlaması eylemlerinde tek bir suçtan hüküm kurulması, buna karşın, aynı suç işleme kararıyla fakat değişik zamanlarda evrakların farklı banka şubelerine verilmesinden dolayı aynı Kanun"un 43. maddesi gereğince zincirleme suç hükümleri gereğince cezanın arttırılması gerekmesine rağmen yazılı şekilde ayrı ayrı dört kez hüküm kurulması,
Kanuna aykırı olup, katılan ... vekili ve sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 21/04/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.