
Esas No: 2015/2788
Karar No: 2015/2788
Karar Tarihi: 21/3/2019
Anayasa Mahkemesinin bu kararı bireysel başvuru kararı olup kişisel veri içerme ihtimali bulunmaktadır. Her ne kadar yayınlamakta yasal bir sakınca bulunmasa da bunun kişilere zarar verme ihtimali karşısında bu kararı yayınlamıyoruz.
TÜRKİYE CUMHURİYETİ |
ANAYASA MAHKEMESİ |
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
RAMAZAN DOĞAN BAŞVURUSU |
(Başvuru Numarası: 2015/2788) |
|
Karar Tarihi: 21/3/2019 |
|
BİRİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
Başkan |
: |
Burhan ÜSTÜN |
Üyeler |
: |
Serdar
ÖZGÜLDÜR |
|
|
Serruh KALELİ |
|
|
Hasan Tahsin
GÖKCAN |
|
|
Kadir ÖZKAYA |
Raportör |
: |
Heysem KOCAÇİNAR |
Başvurucu |
: |
Ramazan
DOĞAN |
Vekili |
: |
Av. Mehmet
Selami ŞOS |
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, kamulaştırma bedelinin taşınmazın gerçek değerini
karşılamaması ve yargılamanın uzun sürmesi nedenleriyle mülkiyet hakkı ile
makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 12/2/2015 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
5. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar
özetle şöyledir:
6. Konya"nın Selçuklu İlçesi Kayacık köyünde bulunan,
başvurucuya ait 537 parselin askerî hizmetlerde kullanılmak üzere Millî Savunma
Bakanlığının 10/3/2008 tarihli kararı ile kamulaştırılmasına karar verilmiştir.
7. Tarafların kamulaştırma bedelinde anlaşamamaları üzerine
idare 4/2/2009 tarihinde kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedel
karşılığında başvurucu adına olan tapunun iptaliyle adına tesciline karar
verilmesi talebiyle Konya 4. Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açmıştır.
8. Mahkeme, taşınmazın değerinin saptanması için mahallinde
keşif yaparak bilirkişi raporu temin etmiştir. Bilirkişi heyeti 28/5/2009
tarihli raporunda, kamulaştırmaya konu taşınmazın 1/1000 ölçekli uygulamalı
imar planı dışında ancak 1/5000 ve 1/25000 ölçekli nazım imar planında askerî
alan içinde kalan bir yer olduğunu tespit etmiştir. Heyet imar planında bu
şekilde yer alan taşınmazın belediyenin yalnızca ulaşım hizmetlerinden
yararlanması, yakınında yerleşim bulunmaması ve alt yapı hizmetlerinden
yararlanmaması nedeniyle tarımsal arazi vasfıyla 30.624,75 TL"lik bir değere
sahip olduğunu belirtmiştir.
9. Mahkeme bilirkişi heyetince belirlenen bedelin başvurucu
adına depo edilmesinden sonra bu bedel karşılığında taşınmazın tapusunun
iptaliyle Millî Savunma Bakanlığı adına tesciline 5/3/2010 tarihinde karar
vermiştir.
10. Hüküm taraflarca temyiz edilmiştir. Yargıtay 5. Hukuk
Dairesi 13/7/2010 tarihli kararla taşınmazın değerinin belirlenmesinde esas
alınan kapitalizasyon faiz oranı ve ilçe tarım
müdürlüğü verilerinin doğru olmadığı gerekçesiyle hükmü bozmuştur.
11. Bu aşamadan sonra ilk derece mahkemesi bozma kararı
doğrultusunda bilirkişi heyetinden ek raporlar almış ve 7/6/2013 tarihli
kararla 14/3/2012 tarihli bilirkişi raporundaki tespitleri nazara alarak
19.217,25 TL kamulaştırma bedelinin başvurucuya ödenmesine karar vermiştir.
Aynı kararda ilk karardan önce başvurucu adına depo edilen miktardan arta kalan
11.407,50 TL"nin başvurucu tarafından bankadan paranın çekildiği tarihe kadar
varsa işlemiş mevduat faizi ile birlikte iadesine karar verilmiştir.
12. Hüküm başvurucu tarafından temyiz edilmekle Yargıtay
denetiminden geçerek 1/12/2014 tarihinde kesinleşmiştir.
13. Nihai karar 13/1/2015 tarihinde tebliğ edilmiş, başvurucu
12/2/2015 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
IV. İLGİLİ HUKUK
14. Konu hakkındaki ilgili hukuk için bkz. Ali Şimşek ve diğerleri, B. No: 2014/2073,
6/7/2017, §§ 18-33.
V. İNCELEME VE GEREKÇE
15. Mahkemenin 21/3/2019 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Mülkiyet Hakkının
İhlal Edildiğine İlişkin İddia
1. Başvurucunun İddiaları
16. Başvurucu; kamulaştırmaya konu taşınmazın şehrin genişleme
alanı içinde yer almasına rağmen askerî havaalanının yanında olması nedeniyle
üzerinde askerî güvenlik bölgesi şerhi bulunduğunu, bilirkişi heyetinin idare
tarafından konulan bu şerhi esas alarak tarımsal arazi vasfıyla belirlediği
düşük bedele hükmedilmesinden yakınmaktadır. Başvurucu ayrıca ilk karardan
sonra depo edilen miktardan iadesine karar verilen kısma bankaca uygulanan
mevduat faizinin de istenmesinin kendisini zarara uğrattığını belirterek
mülkiyet hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
2. Değerlendirme
17. Anayasa"nın "Mülkiyet
hakkı" kenar başlıklı 35. maddesi şöyledir:
"Herkes, mülkiyet ve miras haklarına
sahiptir.
Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla
sınırlanabilir.
Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına
aykırı olamaz."
18. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 48. maddesinin (2) numaralı
fıkrasında, açıkça dayanaktan yoksun başvuruların Anayasa Mahkemesince kabul
edilemezliğine karar verilebileceği belirtilmiştir. Bu bağlamda başvurucunun
ihlal iddialarını kanıtlayamadığı, temel haklara yönelik bir müdahalenin
olmadığı veya müdahalenin meşru olduğu açık olan başvurular ile karmaşık veya
zorlama şikâyetlerden ibaret başvurular açıkça dayanaktan yoksun kabul
edilebilir (Hikmet Balabanoğlu,
B. No: 2012/1334, 17/9/2013, § 24).
19. Kamulaştırılan taşınmazın başvurucu adına tapuda kayıtlı
olduğu dikkate alındığında mülkün varlığında tereddüt bulunmamaktadır.
Kamulaştırma yoluyla başvurucunun mülkiyet hakkına yapılan müdahalenin mülkten
yoksun bırakmaya ilişkin ikinci kural çerçevesinde incelenmesi gerekir.
20. Anayasa"nın 13., 35. ve 46. maddeleri uyarınca kamu yararı
bulunması, kamulaştırma kararının kanunda gösterilen esas ve usullerine
uyulması, gerçek karşılığın peşin ve nakden ödenmesi kamulaştırmanın anayasal
ögeleridir. Kamulaştırılan taşınmazın gerçek karşılığı olan bedelinin tespiti
ise uzman mahkemelerin ve Yargıtayın bu konudaki
uzman dairelerinin yetki ve görevindedir. Mülkiyet hakkına yapılan müdahale ile
ödenen bedel arasındaki ilişki yönünden Anayasa Mahkemesinin yapacağı tespit,
orantılılık incelemesinden ibarettir (Mukadder
Sağlam ve diğerleri, B. No: 2013/2511, 22/1/2015, § 49; Abdülkerim Çakmak ve diğerleri, B. No:
2014/1964, 23/2/2017, § 52).
21. Bununla birlikte çok sayıda alıcısı ve satıcısı bulunmayan,
satışa konu malların aynı nitelikte (homojen) olmadığı emlak piyasasında bir
taşınmazın herkes için geçerli, tek, değişmez ve kolay hesaplanabilir bir
fiyatının olmadığı da gözönünde bulundurulmalıdır.
Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi"nin ortak koruma alnında bulunan
mülkiyet hakkı açısından önemli olan, kamulaştırılan taşınmazın gerçek
değerinin 4/11/1983 tarihli ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu"na göre
belirlenmesi ve ulaşılmak istenen kamu yararı ile orantılı bir bedelin
başvuruculara ödenmesidir (Mukadder Sağlam
ve diğerleri, § 48).
22. Bahsedilen kriterler çerçevesinde bedel veya değer düşüklüğü
karşılığının tespiti uzman mahkemelerin ve Yargıtayın
bu konudaki uzman dairelerinin yetki ve görevindedir. Anayasa Mahkemesi bu
konuda uzmanlaşmış bir mahkeme olmadığı gibi Anayasa Mahkemesinin mülkiyet
hakkı kapsamında yapılan bireysel başvurularda bedel veya değer düşüklüğü
karşılığını hesaplamak gibi bir görevi de bulunmamaktadır. Anayasa Mahkemesinin
mülkiyet hakkına yapılan müdahale ile ödenen bedel arasındaki ilişki yönünden
yapacağı tespit, orantılılık incelemesinden ibarettir (Mukadder Sağlam ve diğerleri, § 49).
23. Öte yandan kamulaştırma bedelinin tespitini yapan mahkemeler,
taşınmazı kamulaştırılan bireylerin kayıplarını telafi edecek şekilde, yeterli
bir kamulaştırma bedelinin tazminat olarak hesaplanmasında ve bu surette
bireylerin haklarını korumada görevli oldukları gibi kamunun fazla bedel
ödeyerek zarara uğratılmasını da engellemekle yükümlüdürler. Yani mahkemeler,
mülkiyet haklarına müdahale edilen bireylerin mülkiyet hakkı ile ulaşılmak
istenen kamu yararı arasında makul bir denge kurmalıdırlar (Tahsin Erdoğan, B. No: 2012/1246,
6/2/2014, § 72).
24. Bu kapsamda başvuruya konu kamulaştırma bedelinin tespiti ve
taşınmazın idare adına tescili davasında ilk derece mahkemesi tarafından 2942
sayılı Kanun"un 10. maddesi çerçevesinde keşif yapılarak bilirkişi heyeti
aracılığı ile inceleme yapıldığı, keşif sonucu elde edilen bilirkişi raporları,
taraf beyanları, taşınmazın konumu, imar ve belediye hizmetlerinden yararlanma
durumu ile taşınmazın kullanım biçimi değerlendirilerek niteliğinin
belirlendiği saptanmıştır. Mahkeme taşınmazın niteliğinin tespitinden sonra
yörede yaygın olarak yetişen ürünlere ait resmî veriler esas alınarak
bilirkişiler tarafından belirlenen değeri, kamulaştırma bedeli olarak kabul
etmiştir.
25. Başvurucu taşınmazına kamulaştırma suretiyle yapılan
müdahale nedeniyle daha fazla tazminat alması gerektiğini iddia etmişse de
davada 2942 sayılı Kanun"da öngörülen bedel tespiti prensiplerine uygun olarak
kamulaştırma bedelinin hesaplandığı anlaşılmaktadır. Mahkeme bedel tespitini
keşif yaparak, konusunda uzman bilirkişilerin görüşlerini dikkate alarak ve
başvurucuya her aşamada itirazlarını sunmalarına imkân vermek suretiyle bu
itirazları dikkate alarak sonuçlandırmıştır. İadesine karar verilen miktarın
başvurucu adına depo edildiği tarihlerde uygulanan mevduat faiziyle ödendiği ve
iadesi istenen faizin bundan ibaret olduğu da nazara alındığında derece
mahkemelerince hükmedilen tazminat miktarının başvurucunun mülkiyet hakkına
yapılan müdahaleyi orantılı kıldığı ve müdahalenin taşıdığı kamu yararı ile
başvurucunun mülkiyet hakkının korunması arasında olması gereken adil dengeyi
bozmadığı sonucuna varılmıştır.
26. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle
kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
B. Makul Sürede
Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
1. Başvurucuların
İddiaları
27. Başvurucu, yargılamanın beş yılı aşması nedeniyle makul
sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir.
2. Değerlendirme
28. Ferat Yüksel (B. No: 2014/13828, 12/9/2018)
kararında Anayasa Mahkemesi; yargılamaların makul sürede sonuçlandırılmadığı ya
da yargı kararlarının geç veya eksik icra edildiği ya da hiç icra edilmediği
iddiasıyla 31/7/2018 tarihinden önce gerçekleştirilen bireysel başvurulara
ilişkin olarak Adalet Bakanlığı İnsan Hakları Tazminat Komisyonu Başkanlığına
(Tazminat Komisyonu) başvuru imkânının getirilmesine ilişkin yolu ulaşılabilir
olma, başarı şansı sunma ve yeterli giderim sağlama kapasitesinin bulunup
bulunmadığı yönlerinden inceleyerek bu yolun etkililiğini tartışmıştır.
29. Ferat Yüksel kararında özetle anılan başvuru
yolunun kişileri mali külfet altına sokmaması ve başvuruda kolaylık sağlaması
nedenleriyle ulaşılabilir olduğu, düzenleniş şekli itibarıyla ihlal iddialarına
makul bir başarı şansı sunma kapasitesinden mahrum olmadığı vetazminat
ödenmesine imkân tanıması ve/veya bu mümkün olmadığında başka türlü telafi
olanakları sunması nedenleriyle potansiyel olarak yeterli giderim sağlama
imkânına sahip olduğu hususunda değerlendirmelerde bulunulmuştur (Ferat Yüksel, §§ 27-34). Bu gerekçeler
doğrultusunda Anayasa Mahkemesi, ilk bakışta ulaşılabilir olan ve ihlal
iddialarıyla ilgilibaşarı şansı sunma ve yeterli
giderim sağlama kapasitesi olduğu görülen Tazminat Komisyonuna başvuru yolu
tüketilmeden yapılan başvurunun incelenmesinin bireysel başvurunun ikincil niteliği ile bağdaşmayacağı
sonucuna vararak başvuru yollarının tüketilmemiş olması nedeniyle kabul
edilemezlik kararı vermiştir (Ferat Yüksel,
§§ 35, 36).
30. Mevcut başvurunun bu kısmı yönünden söz konusu karardan
ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmamaktadır.
31. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle
kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. 1. Mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle
KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
2. Makul sürede yargılanma hakkının ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle
KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA
21/3/2019 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.