Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/4720
Karar No: 2011/1523
Karar Tarihi: 17.03.2011

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2010/4720 Esas 2011/1523 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2010/4720 E.  ,  2011/1523 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil

    ... ile Hazine aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair ... Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 15.04.2010 gün ve 465/339 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

    K A R A R
    Davacı, kazanmayı sağlayan zilyetliğe dayanarak, 124 ada 919 parsel sayılı taşınmazın tamamına 124 ada, 930 parsel sayılı taşınmasın ise bir kısmına ait davalı Hazine adına olan tapu kayıtlarının iptali ile adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı Hazine vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Mahkemece, 124 ada 930 parsel sayılı taşınmazın krokisinde A harfi ile gösterilen 1391 m2"lik bölümüne yönelik davanın sübut bulmadığından reddine, 124 ada 919 parsel sayılı taşınmaza yönelik olarak açılan davanın ise kabulüne karar verilmesi üzerine; hükmün kabule ilişkin bölümü davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, 26.01.2009 tarihinde yapılan kadastro çalışmaları sırasında "... ve Hacı ... bu yerin kendilerine ait bulunduğu gerekçesi ile zilyetlik iddiasında bulundukları; ancak taşınmazın uzun yıllardan beri kullanılmadığı, görünümü itibariyle "ham toprak vasfında olduğu..." açıklanmak suretiyle ve "Ham Toprak" niteliği ile Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Dava zilyetlik hukuki nedenine dayalı olarak TMK.nun 713/1 ve 3402 Kadastro Kanununun 14 maddeleri gereğince açılan tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Davacı, açmış olduğu bu davada, uyuşmazlık konusu yerin, kendisine ecdadından, babasından kalan bir yer olduğunu açıklamış, keşif yerinde dinlenen davacı tanığı da dava konusu 124 ada 919 parsel sayılı taşınmazın davacı, ondan önce babası ve dedesi tarafından 20 yılı aşkın bir seneden beri tasarruf edildiğini bildirmiş ancak, bu taşınmazın davacıya, babası ve dedesinden nasıl kaldığını açıklamamıştır. Dava konusu taşınmazın sınırında yer alan 124 ada 923 parsel sayılı taşınmazda davacı ile kardeşi Hacı ... adına tapuda kayıtlı bulunmaktadır. Bu durumda, dava konusu taşınmazın tereke malı olduğu TMK.nun 701 ve 702. maddeleri gereğince elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi bulunduğu ve davacının tek mirasçı olmadığı anlaşılmaktadır.
    Davacı, açıkça adına iptal ve tescil isteğinde bulunduğuna göre HUMK.nun 75/2 ve 213/1. madde ve fıkralarının somut olayda uygulama yeri bulunmamaktadır. Kaldı ki,
    TMK.nun 6. maddesi uyarınca herkes iddia ve savunmasını kanıtlamakla yükümlüdür. Elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp, her birinin payı taşınmaz bölümlerinin tamamı üzerinde söz konusudur. TMK.nun 702. maddesi uyarınca; tasarrufi işlemlerde oybirliği esası söz konusu olup, üçüncü kişilere karşı tüm mirasçıların birlikte dava açmaları gerekmektedir. Elbirliği mülkiyetinde bir veya birkaç mirasçının tek başına üçüncü kişilere dava açma olanağı bulunmamaktadır. Açılan bu tür davalarda dava dışı kalan diğer mirasçı veya mirasçıların, davacı yanında davaya katılmalarının sağlanması ya da açılan davaya karşı olurlarının alınması veya terekeye temsilci atanmak suretiyle taraf teşkilinin sağlanması da olanaklı değildir. (Yargıtay HGK.nun 03.03.2002 tarih ve 2002/8-160 E, 2002/191 K).
    Davacı dava dilekçesinde dava konusu taşınmazın kendisine ecdadından kaldığını bildirdiğine satış, bağış veya paylaşım gibi bir intikal şeklinden bahsetmeksizin taşınmazın adına tapuya tesciline karar verilmesini istediğine göre; az yukarıda yapılan açıklamalar ve ilkeler karşısında dava konusu 124 ada 919 parsel sayılı taşınmaza yönelik olarak açılan davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır.
    Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan kabulü ile yerel mahkeme hükmünün HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 17.03.2011 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.


    KARŞI OY

    Davacı, dava dilekçesinde dava konusu taşınmazların “…miras bırakanlarından kaldığını, kazanmaya yeterli eklemeli zilyetliğinin bulunduğunu ileri sürerek kendi adına tesciline” karar verilmesini istemiş, keşif yerinde dinlenen yerel bilirkişiler ve tanık, taşınmazın miras bırakanlarından davacıya kaldığını doğrulamakla birlikte intikal şekli hakkında bir açıklama yapmadıkları gibi bu husus mahkeme hakimi tarafından sorulup belirlenmemiştir.
    İddianın ileri sürülüş şekline göre, davacı dava konusu taşınmazların tereke malı olmaktan çıktığını, mülkiyetinin tamamının kendisine geçtiğini bildirerek tescil isteğinde bulunmuştur. Davacının bu açıklamasına göre, davanın tereke adına açılmadığı açıktır. Ne var ki; öncesinin miras bırakana ait olduğu kabul edilen taşınmazın, davacıya geçiş şekli hakkında bir açıklama yapılmadığı gibi mahkemece de bu yöne ilişkin araştırma ve inceleme yapılmamıştır.
    Davacı yan, taşınmazın tamamının kendi adına tescilini istediğine göre; uyuşmazlık konusu taşınmazın, miras bırakandan davacıya devir şekli(taksim, bağış, satış v.s.) üzerinde durulması dava şartı bakımından önem arz etmektedir. Dava şartı, kamu düzeni ile ilgili olduğundan taraflarca ileri sürülmese dahi taşınmazın davacıya geçiş şekli mahkemece kendiliğinden araştırılıp belirlenmelidir. HUMK.nun 75/2. maddesine göre, hakim müphem ve mütenakız gördüğü iddia veya sebepler hakkında açıklama isteyebilir. Aynı kanunun 213/1. maddesine göre de davanın her aşamasında tahkikat hakimi iki tarafı veya varsa vekillerini çağırarak davanın maddi olguları hakkında beyanlarını dinleyebilir. Davanın doğru biçimde sonuçlandırılması için davanın ne olduğunun anlaşılması gerekir. Davanın niteliği anlaşılamadan hangi kanuni düzenlemeye göre sonuçlandırılacağı noktasına ulaşılamaz.
    Mahkemece; anılan usul hükmü uyarınca tereke adına dava açmayan ve taşınmazın tamamının miras bırakandan kendisine kaldığını iddia eden davacıdan bu devir hakkında açıklama istemesi, davacının mülkiyetine geçmesini sağlayan taksim, bağış, satış vs. gibi nedenlerden birine dayanması durumunda, bu hususun kanıtlaması için davacıya süre ve imkan verilmesi, bundan sonra iddiaya, toplanan delillere ve getirtilecek mirasçılık belgesine göre öncelikle dava şartı üzerinde durulması, çekişme konusu taşınmazın halen elbirliği mülkiyetinde olduğunun anlaşılması durumunda, davacı tereke adına dava açmadığından davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi, aksi durumda ise dosya içeriğine, toplanan delillere göre uyuşmazlığın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yerel mahkemece, belirsiz olan bu durum açıklığa kavuşturulmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. Tüm bu açıklamalar nedeniyle, taşınmazın elbirliği mülkiyeti hükmüne tabi olduğu varsayımından hareketle, davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi yönündeki sayın çoğunluğun bozma görüşüne katılmamaktayım. 17.03.2011









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi